• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
24 Haziran 2025 Salı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Gündem Güncel

‘İnsan bir kere ölür, Kürtleri iki kere öldürürler’

17 Aralık 2019 Salı - 10:26
Kategori: Güncel, Manşet

Aylar süren uğraşın sonunda Garzan Mezarlığı’ndan çıkarılan oğlunun cenazesini alarak ikinci kez defneden anne Berkize Yıldırım yaşadıklarını, ‘İkinci kere ciğerimizi yaktılar’ sözleri ile anlatıyor

Bitlis’teki Garzan Mezarlığı’ndan 2017 yılında çıkarılarak İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda (ATK) gönderilen ve ardından Kilyos Kimsesizler Mezarlığı’na defnedilen cenazelerden 10’u geçtiğimiz günlerde ailelere teslim edildi. 2 yılı aşkın bir süre sonra ailelerin çabası sonucu teslim edilen cenazelerden biri de Behzat Yıldırım’a (Kani Garzan) aitti. Yıldırım’ın cenazesi 14 Aralık günü Hizan Kayadiller köyünde defnedildi.

2014 yılında IŞİD’in Kobanê’ye yönelik saldırılarında yaralanan Yıldırım, tedavi için getirildiği Urfa Suruç Hastanesi’nde yaşamını yitirmişti. Oğlunun cenazesini bir kutuda teslim alan ve ikinci kez defnetmek zorunda kalan anne Berkize Yıldırım, yaşadıklarını Mezopotamya Ajansı’na anlattı.

‘Kemiklerine uzun uzun baktım’

Anne Yıldırım’ın anlatımlarına göre, 1996 yılında köyleri yakılır ve İstanbul’a göç etmek zorunda kalırlar. Oğlu Behzat Yıldırım ise 14 yaşında tutuklanıp 8 ay Silivri Cezaevinde kalır. Anne Yıldırım o günleri şu sözlerle anlatıyor: “Oğlum 8 ay tutuklu kaldığı sürece hiç açık görüş yapmadık. Cezaevi koşullarından dolayı hasta oluyordu. Durumunu görünce ağlıyordum. Oğlum elinde mendilini sallayıp ‘Anne ağlama, göz yaşlarını sil, elim sana yetişmiyor, ağlama ben geleceğim’ diyordu. Çıktıktan 10 gün sonrada gitti. 18 yaşında Kobanê’de yaralanıp Suruç Hastanesi’nde getirildi. Doktorlar yarasına bakmadığı için öldü. Kucağıma aldım uzun uzun yüzüne baktım. Bu kez de kemiklerine baktım uzun uzun.”

‘Kutuların içi su dolmuştu’

Anne Yıldırım’ın anlatımlarına göre oğlunun cenazesi Garzan Mezarlığı’ndan çıkarıldıktan sonra torbalar içinde uzun bir süre Bitlis’te bir bodrumda bekletilir. Cenazeyi almak için yapılan girişimler ise uzun bir süre sonuçsuz kalır: “Bitlis’e geldiğimizde, ‘İstanbul’a gidin’, İstanbul’a gittiğimizde de ‘Urfa’ya gidin’ diyorlardı. Nereye gideceğimizi şaşırmıştık. Avukatlarımıza da doğruyu anlatmıyorlardı. Hepimizi kandırıyorlardı. Başvurularımızı, resmi işlemlerimizi bitirdikten sonra bize ‘Bir hafta içinde cenazeleriniz teslim edilecek’ denildi. Ben de Bitlis’in Kolludere köyünde Yusuf Döner’in oğlu Ahmet Döner ile oğlumun mezar yerini yan yana yaptırdım. Fakat bir hafta geçti, 2 ay geçti, 2 yıl geçti yine de cenazelerimiz verilmedi. 3 yıl boyunca mezarlar boş kaldı. Cenazelerimizi aldığımızda bile büyük problemlerle karşılaştık. Bu yaptıkları hiçbir kanuna, kitaba sığmaz. Çocuğumuzu 3 yıl boyunca aradık. En son plastik kutuların içinde Kilyos Mezarlığı’na götürüyorlar. Cenazeleri aldığımızda kutuların içi su dolmuş ve üst üste koyulmuştu. Resmen utanç tablosuydu.”

‘Telefon ışıklarıyla toprağa verdik’

Cenazelerin 3 kere kendilerinden kaçırıldığını ifade eden anne Yıldırım, ‘kemiklere dahi işkence yapan bir zihniyetle karşı karşıya’ kaldıklarını ve çocukların yan yana defnedilmesine dahi izin verilmediğini anlatıyor: “Ben oğlum ve arkadaşını yan yana gömmek isteyince polisler ‘Hayatta olmaz’ dediler. İkinci defa oğlumu defnettim. İstanbul’a gidince ikinci kere taziyesini kuracağım. Bu işkence değil de nedir? Her insan bir kere ölür; ama oğlum ve oğlum gibileri sırf Kürt diye ikinci kere öldürdüler. İkinci kere ciğerimizi yaktılar. Ben çocuğumun cenazesini tekrar elime aldığımda sanki yeni ölmüş gibi hissettim. Toprağın atındaki kemiklere bile tahammülleri yok. Bu yapılanlar karşısında kelimeler kifayetsiz kalıyor. Çocuğumuzun toprağını bile görmedik. Tabutlarına sarılamadık. Sabah 04.00’te telefonlarımızın ışıklarını açarak çocuklarımızı toprağa verdik.”

Hala birçok cenaze var

Hala birçok cenazesinin İstanbul’da olduğunu söyleyen anne Yıldırım son olarak diğer ailelere de şu çağrıyı yapıyor: “Çocuklarının cenazelerini alsınlar. Kemikler su içinde kalmış çürüyüp gidiyor. Mutlaka kardeşleri, ağabeyleri, baba ve anneleri gidip işlemlerini yapsınlar. Ben kendi çocuğumun cenazesini aldım ama hala vicdanım rahat değil. Hiçbir cenazenin yok olmaması için aileler mutlaka en kısa zamanda cenazelerini alsınlar.”

BİTLİS

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

‘Mücadelemiz sürecek’

Sonraki Haber

Bakanlığa 7 günde 1 milyon TL asgari ücretliye ayda 2000 TL

Sonraki Haber

Bakanlığa 7 günde 1 milyon TL asgari ücretliye ayda 2000 TL

SON HABERLER

Trump, 2 basın kuruluşunu ‘yasa dışı’ ilan etti

Trump duyurdu: İsrail ve İran ateşkeste anlaştı, 6 saat içinde başlayacak

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

Kandilli Rasathanesi: Artçılar sürecek, riskli binalara girmeyin

Çewlîg’de 3.8 büyüklüğünde deprem

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

Toplumun inci taneleri: Komün

Toplumun inci taneleri: Komün

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

Halklar artık aldanmaz

Barış ve demokrasi ‘fırsatı’

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

Ortadoğu’da kadın özgürlüğü

Ortadoğu’da kadın özgürlüğü

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

Spin tarihçilik, epistemik şiddet ve feminist sessizlik: Ayşe Hür’ün eleştirilerine eleştirel bir yanıt

Spin tarihçilik, epistemik şiddet ve feminist sessizlik: Ayşe Hür’ün eleştirilerine eleştirel bir yanıt

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

Rojava mutabakatı: Yeni-Osmanlıcılığın krizi

İran: Ya istibdat ya demokrasi

Yazar: Yeni Yaşam
24 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır