“Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla yargılanan ve yerine kayyım atanarak tutuklanan Kayapınar Belediyesi Eşbaşkanı Keziban Yılmaz, davanın ikinci duruşmasında da tahliye edilmedi. Duruşma 16 Mart’a ertelendi
İçişleri Bakanlığı kararıyla görevden alınarak tutuklanan Kayapınar Belediyesi Eşbaşkanı Keziban Yılmaz hakkında, “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla açılan davanın ikinci duruşması Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Yılmaz’ın tutuklu bulunduğu Kayseri Bünyan Kadın Kapalı Cezaevi’nden SEGBİS ile katıldığı duruşmada, avukatları hazır bulundu. Duruşmayı Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır İl Eşbaşkanı Hülya Alökmen Uyanık ve onlarca avukat izledi. Duruşma öncesi Diyarbakır Adliyesi önünde ve duruşma salonunda polisin aldığı yoğun güvenlik önlemleri dikkat çekti.
Duruşmada iddia makamı, itirafçı Hicran Berna Ayverdi’nin verdiği ifadelerini esas alarak, Yılmaz’ın, “örgüt talimatları doğrultusunda hareket ettiği, KCK yapılanması içerisinde delege olduğu, KJB’nin içerisinde yer alan söz de yargılama organında görev aldığı, KHK ile örgütle iltisaklı olduğu gerekçesiyle kapatılan Mezopotamya Hukukçular Derneği’ne ve Özgür Kadın Kongresi (KJA) Derneği’ne üye olduğu tespit edildiği, yapılan araştırmalarda sanığın farklı tarihlerde düzenlenen ve örgüt propagandasına dönüşen eylem ve etkinliklere katıldığı, sanığın sosyal medya hesabındaki paylaşımları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiği, sanığın üzerine atılı örgüt üyesi olma suçunu işlediği anlaşılmakla” iddiasıyla, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 314/2’nci maddesi ve Terörle Mücadele Kanunu’nu (TMK) 5’inci maddesi uyarınca, 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talebinde bulundu.
Savcının mütalaasına ilişkin konuşan Keziban Yılmaz, sağlık durumuna ilişkin avukatlarının raporlarını mahkemeye sunduğunu hatırlattı. Yılmaz, mütalaaya dair savunmasını hazırlamak üzere süre talebinde bulundu.
‘Uyuşturucu müptelası tanık’
Yılmaz’ın avukatı Reyhan Yalçındağ, “Ortaçağ Avrupa’sında yaşanan Cadı Avları sürecinde 1 milyondan fazla kadın insanlık dışı bir şekilde katledildi. 21’inci yüzyılda da bunun cilalanmış halini yaşıyoruz. Vicdanınızla aldığınız hukuk misyonuyla bu dosyanın hukukla hiçbir alakası yoktur. İddianamenin kolluk fezlekesinden öteye gitmeyeceği neticesiyle iddianamenin delil açısından boş olduğu, siyasi içerikli olduğu açıktır. Eğer müvekkil HDP’den seçilmiş bir belediye başkanı ise dosyanın durumu ortadadır. Dosyada dinlenilen Hicran Berna Ayverdi, bir uyuşturucu bağımlısı anestezisttir. Çalıştığı hastanelerden kovulmuştur. Tanık akşam yatıyor, sabah kalkıp, beni Diyarbakır’a götürün de birkaç kişi hakkında beyan vereyim diyor. Tutanaklarda katibin sicili ve imzası bile yoktur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tanık beyanının hükme esas alınmaması gerektiğini belirtmiş, Anayasa Mahkemesi (AYM) de bu tür kararlar vermiştir. Uyuşturucu müptelası her hastaneden kovulan bir kadın Diyarbakır’da son derece saygın avukatları, doktorları tanıyor. Herkesle bir görüşmüşlüğü, bilmişliği var. Müvekkil ilk gözaltına alındığında inandırıcı beyanda bulunmak için, müvekkilin avukat olduğunu, örgüte yakın olduğunu beyan etmiştir. Müvekkilin bir veya birden fazla adli kontrol şartıyla tahliyesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Yılmaz’ın diğer avukatları Servet Özen ve Cihan Aydın da müvekkillerinin tahliye edilmesi talebinde bulundu.
Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, sanık Yılmaz’ın somut delil, kuvvetli suç şüphesi, sunulan sağlık raporlarında sanığın cezaevinde kalmasını engeller nitelikte olmadığı, suçun vasıf ve mahiyeti itibariyle adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağı ve kaçma şüphesi gerekçesiyle tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı 16 Mart’a erteledi.
