HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Başaran, iktidarın 4 yıldır çocuk istismarı faillerini ‘evlilik’ adı altında salıvermek için çaba sarf ettiğini belirterek, çocuk istismarına ilişkin verileri paylaştı
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, partisinin Diyarbakır’daki binasında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasına Çerkez Soykırımı’nda yaşamını yitirenleri anarak başlayan Başaran, Çerkez halkının taleplerinin karşılanmasını istedi.
‘AKP iktidarında 3 kat arttı’
İktidarın 4 yıldır çocuk istismarı faillerini “evlilik” adı altında salıvermek için çaba sarf ettiğini, istismar yasası ile çocukların değil faillerin korunduğunu vurgulayan Başaran, “15 yaşındaki bir çocuk 30 yaşındaki birinin tecavüzüne uğradığında bu evlilikle sonuçlandırılırsa, ailelerin ve toplumun baskısıyla bu kişiyle evlendirilirse fail ceza almayacak, salıverilecek. Yani aslında çocuk istismarcıları, çocuklara tecavüz edenler bu yasa ile ödüllendirilecek, ama çocuklar ömür boyu kendilerine tecavüz edenlerle yaşamak zorunda bırakılacak ve aslında bir biçimde cezalandırılacak” dedi.
Başaran, istismar, tecavüz vakaları ve çocuk istismarında Türkiye’nin dünya 3’üncü olduğunu belirtti. Başaran, çocuk istismarı ile ilgili şu verileri paylaştı: “Türkiye’deki vakalar AKP’nin iktidar olduğu son 10 yılda 3 kat arttı. Cinsel suçların yüzde 46’sı çocuklara karşı geliştiriliyor. 2002’den bu yana 18 yaşın altında 440 bin çocuk doğum yapmış. Yine 15 yaşın altında 15 bin 937 çocuk doğum yapmış.”
‘Savaş Bakanları’
AKP’nin çocuk istismarını teşvik edip bunu meşrulaştırmak için çaba sarf ettiğini belirten Başaran şöyle devam etti: “Toplumsal ihtiyaçları, çocukların, kadınların, yoksulların ihtiyaçlarını karşılamak için çaba sarf eden bir iktidar değil AKP iktidarı. 7 Haziran’dan bu yana sivil görünümlü bir darbe iktidarı, bir cunta iktidarıdır artık. Bütün bakanlıklar savaş ve propaganda bakanlığı haline gelmiş durumda. Bu bakanlıklar televizyon ve medya gücünü kullanarak yarattıkları milis güçlerle toplumun bütün kesimlerine saldırı geliştiriyorlar. Kadının tüm kazanımlarını yok etmek için zemin oluşturmaya çalışıyorlar, nefret söylemlerini bütün televizyon ve sosyal medya araçlarıyla yaygınlaştırmaya çalışıyorlar. Savaş bakanları da bunun uygulamasını gerçekleştiriyorlar.”
Kayyumların ilk hedefi kadınlar
HDP’li belediyelere kayyum atanmasına da değinen Başaran, şu değerlendirmede bulundu: “Daha salgının ilk günlerinde 8 belediyemize kayyım atandı, geçen hafta da 5 belediyemize daha kayyım atandı. Astıkları bayraklarla, belediyelere giriş biçimleriyle işgal ettiklerini tasdiklemiş oldular. Kadın belediyeciliğinden, yani eşbaşkanlık sistemiyle yürütülen, toplumun yarısı olan, kadınların ihtiyaçlarına göre yürütülen belediyelerden, kadın kurumlarını kapatan, kadın çalışmalarını durduran kadın müdürlüklere erkek atayan bir belediyecilik, yerel yönetimler anlayışına geldiler. Ve kayyımların ilk hedefinin her zaman kadınların, kadın çalışması olduğunu çok iyi biliyoruz. Bir taraftan cinsel taciz, cinsel istismar yasalarıyla kadınları eve kapatma, tecavüzcülerle beraber yaşamaya zorlarken, infaz yasasıyla kadın düşmanı erkekler sokağa salınıp, kadın katliamları teşvik edilirken, kadınlar cezaevlerinde ölüme terk edilirken, kayyım rejimi ile kadın çalışmaları ve kadın özgürlükçü siyaset yok edilmeye çalışılıyor.”
Kadınlara çağrı
Başaran açıklamasının sonunda kadınlara seslendi: “Kadın kazanımlarına saldırı tektir, biz de tek bir sesle beraber güçlüyüz, beraber mücadele edeceğiz, bu tekçi erkek egemen iktidarın darbesini hep birlikte püskürteceğiz. O yüzden iktidara değil, kadınlara seslendiğimizi bir kez daha ifade ediyorum; Gelin bizi ayrıştırma siyasetine karşı kadın kimliğiyle bir araya gelelim. Gelin bizi mağdur et yönet siyasetine karşı biz birbirimizle dayanışalım. Dayanışmayı büyütelim. Daha önce başardık, yine başarabiliriz.”
DİYARBAKIR