• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
15 Mayıs 2025 Perşembe
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar M. Ender Öndeş

Cudi’nin karı ve Newroz’un ateşi

19 Mart 2022 Cumartesi - 19:00
Kategori: M. Ender Öndeş, Manşet, Yazarlar
Cudi’nin karı ve Newroz’un ateşi

M. Ender Öndeş

Bana hep rasgelir zaten, ta ne zaman, 1996’daki Güçlükonak katliamından hemen sonraydı, memlekete giderken otobüste yanıma Şırnak Dağ Taburundan bir yüzbaşı düşmüştü. Sarhoştu epey, benim elimde de -hangisi bilmiyorum şimdi- bizim gazete var, “Bak” dedi bana doğru eğilip, “benim yanımda bunu okuyorsun ya, işte demokrasi budur.” Sonra da, “Sen o minibüstekileri tanımazsın, hepsi de PKK’lıdır” deyip Şanar Yurdatapan’ların filan yedi sülalesi üzerinden devam etmişti. Gecenin sonunda otobüse kusmayaydı iyiydi ama neyse artık; hemşerimdir deyip katlandık mecbur.

Bu defa da öyle oldu Şırnak yolunda ama nerde o eski muhabbetçi adamlar! Daha rütbesizdi bu defaki; uzman çavuş. Yol kontrolünde normal kimlik gösterip asker kimliğini cüzdanda tutacak kadar tedbirli ve ketum. “Nereye gidiyorsunuz? – Şırnak’a”, “Neden – Gazeteciyim.” Sonrası sadece “Hımm.” Hepsi o kadar: Hımm… İnsan bir sorar hangi gazete diye değil mi? O bile yok! Ya da belki var; ‘hımm’ bazen çok şey anlatabilir.

Böyle vardık Şırnak’a velhasıl. Varırken de ta girişte HDP bayraklarıyla süslenmiş bir alan. Epey girişte yani, Üniversitenin civarında, orayı geçtikten sonra epey bir yol var merkeze. Dedim bunlar yürüyecek herhalde ama ayak dayanmaz yürümeye. Öyle değilmiş meğer, akşam sohbet ettiğim eski belediye başkanı Ramazan Uysal, “Yok” diyor, “bu defa orayı verdiler, araçlarla taşıyacağız insanları mecburen.” Konuşurken bir yandan da durmadan camdan dışarıya ve telefonundan hava durumuna bakıyor. Korunaklı bir yer değil çünkü Newroz alanı ve kar yağacağı kesin. Endişeli biraz. Doğrusu benim de aklıma pek yatmıyor bu ‘taşımalı Newroz’ işi.

Bu arada kentte dolaşırken eskiden ‘Şırnak Cumhuriyeti’ diye kötü bir şöhret yapan kentin, bir anlamda daha kötü bir şöhreti yakaladığına tanık oluyorum: Toki Cumhuriyeti! 1992’den sonra bir kez de sokağa çıkma yasakları sırasında tarumar edilen kentin kalanını da fırsat bu fırsat deyip yıkmışlar, sonuçta Şırnak’ın ruhunu katledip üstüne Beylikdüzü kondurmuşlar. Bu arada biraz da politik olarak kırılmış kent; yerel seçimlerde kafalar karışmış biraz. Ama öyle umutsuz değil Ramazan Uysal, seçim olsun siler süpürürüz yine diyor.

Newroz bir miting değil. Belli bir saatte başlayıp biten, kortejlerle gelinip gidilen bir yer değil, kim kaçta gelir bilinmez o yüzden. Yani Newroz sabahları hep aldatır insanı. İlk gelenler şöyle bir etraflarına bakar bozulurlar biraz ama sonra bir sihirli değnek dokunur sanki alana ve her şey değişir. Sonuçta gerçekten de Ramazan hocanın dediği gibi oluyor her şey. İlk saatlerdeki soğuk ortam geleneksel giysiler ufukta görününce değişiyor. İlle de kadınlar, çocuklar ve şal u şepik! Ve tabii ‘mecburiyet’ halayı! Soğuk çünkü çok fena ve arama noktasını geçip her gelen birinin elini tutup halaya başlıyor. Öyle ki, müzisyenlerin akort çalışmalarını bile bir fırsat olarak değerlendiriyorlar, onlar akort işini fazla uzatınca bu kez kendileri halay icat ediyorlar. Ama çok kısa süre sonra ‘mecburiyet’ halayı gerçek halaya dönüyor ve beklenenden çok daha fazla doluyor. Kadınlar yine en önde, gençler arkada ve kenarda halaydan emekli olmuş ama devrimden emekli olmamış yaşlı amcalar… Mecalleri olsa halay çekecekler ama kenardan imrenerek izliyorlar gençleri.

Bu arada ben bir ‘Beyaz Türk’ olarak çok fena sırıtıyorum alanda. Burası İstanbul, hatta Diyarbakır değil, tamamen Kürdi bir atmosfer var, Türkçeyi hiç duymuyorsunuz ve ortalıkta dolanan bir orta yaşlı yabancı hakikaten pek yabancı duruyor.

Ben neyse de, polislerin durumu daha bir garip. Hiç yakınlık duymadığın, zerre kadar sevmediğin, hatta tehlikeli bulduğun bir topluluğun ortasındasın; onlar da seni sevmiyorlar ve sen suratına göstermelik bir kibarlık yapıştırıp insanların sinir uçlarına da fazla dokunmadan durumu idare ediyorsun.
Ve kar geliyor. Geliyor ve gitmiyor üstelik. Hayatımda ilk kez, bir doğa olayının dakika dakika, hatta saniye saniye gelişini izliyorum. Cudi üzerinden başlıyor, yaklaştıkça yaklaşıyor ve alanın üzerine boşalıyor. Gelsin diyor, bir HDP yöneticisi, kar yağınca daha da güzel olur Newroz! Bir bildiği var diyorum ve hakikaten de var. Kar yağdıkça güzelleşiyor Newroz. Herkes sucuk gibi, pabuçların ağırlığı çamurla beş katına çıkıyor ama halaylar durmuyor. Sabahki o yarı kötümser tahminler dağılıp gidiyor.

Sonuçta, Cudi kar gönderiyor ama Newroz’un ateşi sorunu çözüyor ve Newroz bütün hızıyla sürüyor. Bir Ege çocuğu olarak bana bu kadarı yetiyor ama kar altında alandan çıkıp sabahtan gözüme kestirdiğim bir küçücük lokantaya atıyorum kendimi; çünkü alanda basın için bir mekan da yok. Bizim ‘uzman’ nerelerde bilmiyorum, şu birlikte yolculuk ettiğim; artık o da derdine yansın nöbette bir yerlerde. Onu ısıtacak bir ateş de yok çünkü!

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Eyn Îsa’da Newroz ateşi yakıldı

Sonraki Haber

Maxmur Newroz ateşiyle aydınlandı

Sonraki Haber
Maxmur Newroz ateşiyle aydınlandı

Maxmur Newroz ateşiyle aydınlandı

SON HABERLER

Rusya’da Wagner isyanı: Putin, bu bir darbedir

İstanbul’daki Rusya-Ukrayna görüşmesinde Putin yer almayacak

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

Belucistan bağımsızlığını ilan etti

Belucistan bağımsızlığını ilan etti

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

Gözlerden kaçmasın… Sekiz yaşındaki çocuk…

Sırrı Süreyya’nın dediği gibi… ‘Çocukların gözlerine bakarak…’

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

Rojava mutabakatı: Yeni-Osmanlıcılığın krizi

Keşmir’de savaş: Pakistan neden ‘dost ve kardeş’?

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

Kürtçe nasıl yaşam dili olur?

Kürtçe nasıl yaşam dili olur?

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

Bir bilgeye vefa kitabı

‘Dil varlığın evidir’

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

Hakikatin ruhu, yolda birlik, tarihi sorumluluklarımız (2)

Gönülleri birleyecek toplumsal sözleşme ve barış

Yazar: Yeni Yaşam
15 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır