• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
10 Mayıs 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Hüseyin Aykol

Bolu F Tipi Cezaevi’nde neler oluyor?

28 Ağustos 2022 Pazar - 00:00
Kategori: Hüseyin Aykol, İçeriden, Manşet, Yazarlar
Bolu F Tipi Cezaevi’nde neler oluyor?

İÇERİDEN/HÜSEYİN AYKOL

Bolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan Rıdvan Tanış, 2 Ağustos 2022 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Uzun süredir Yeni Yaşam gazetesini alamıyoruz. Bizler gazetemizi alabilmek için pek çok hukuki girişimde bulunduk ama sizler konulan engeli aşmak için yapabileceğiniz bir şey yok mu? Son dönemlerdeki en önemli sorunumuz tahliye günü gelen arkadaşlarımızın serbest bırakılmamasıdır. Örneğin Sebahat Tuncel’in kardeşi Erdal Tuncel ve Samet Özbek’in cezası bitti; ancak keyfi olarak bırakılmıyorlar. Dahası geçenlerde bir arkadaşımız slogan attı diye kendisine 5 gün hücre cezası verildi. Bunun gibi iki uyduruk nedenle hücre cezası verilirse, infazı da tamamen yakılabilir yani.

Bu arada, pandemi gerekçesiyle elimizden alınan pek çok hakkımızı halen iade etmediler. Nitekim bizim oda değiştirme taleplerimizin hiçbiri kabul edilmezken, kendileri bizlerin yerlerini sık sık değiştirerek talepte bulunmadığımız kişilerin yanına götürüyorlar. Bu konudaki tüm taleplerimize cezaevi idaresi, biz bilemeyiz, Cezaevi Gözlem Kurulu’na soralım, diyorlar. Öte yandan, elimizdeki demir karavana ve tabakları aldılar. Yerine verdikleri plastik tabakları temizlemek mümkün değil. Plastiğin sağlığa ne kadar zararlı olduğunu kendileri daha iyi biliyor olmalılar. Revire çıkıp, doktora muayene olmak keyfi olarak engelleniyor. Sonunda askerlerle birlikte yaptıkları genel aramada odalarımızda K-9 köpekleri dolaştırıldı. Böyle bir aramayı bir kez daha kabul etmeyeceğimizi kendilerine bildirdik.”

* * *

Bolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan Murat Çetinkaya, 1 Ağustos 2022 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Son iki buçuk yıldır pandemi gerekçesiyle hiçbir sosyal faaliyete katılamıyoruz. Pandemi sona erdi ama burada değişen bir şey yok. Dahası 30 yılını dolduran pek çok arkadaşımız tahliye edilmedi. Keyfi kararlarla tahliyeler erteleniyor; hatta kimilerinin infazları yakılıyor. Yani 30 yıl yatması gereken arkadaşların kimisi 36 yıl yatmak zorunda kalacak. Ben yaklaşık 28 yıldır içerideyim ama 30 yılımı doldurunca çıkabilecek miyim, bilemiyorum.

* * *

Yine Bolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan ve içeride 28 yılını tamamlayan okurlarımızdan Hüseyin Ayyıldız, 1 Ağustos 2022 tarihli mektubunda şöyle diyor: “30 yılı dolduran arkadaşlarımızın çoğu cezası ertelenerek tahliye edilmiyor. Bu durum onları yeniden cezalandırmaktır. Yaptıklarını her ne kadar infaz kanununa yeni getirdikleri Gözlem Kurulu kararlarına bağlasalar da, bunun 12 Eylül faşizmi döneminde bile olmayan bir uygulama olduğunu hatırlatmak isteriz.”

* * *

Diyarbakır’da 8 Haziran 2022 günü gözaltına alınan gazeteci arkadaşlarımız, 16 Haziran günü tutuklandıktan sonra Diyarbakır D Tipi Cezaevi’ne konulmuştu. Cezaevi idaresi gazeteci arkadaşlarımızdan o kadar korkmuş ki, arkadaşların dışarıya göndermek istediği mektupların fotokopisi alınmış ve uzun süre idarede tutularak ne yapılacağına karar vermeye çalışmışlar. Mektupların kimisinin gönderilmeyeceği muhatabına söylenirken; mektupların kimisi gazeteci arkadaşlarımız yüksek güvenlikli cezaevlerine sevk edildikten sonra postaya verilmiş.

Nitekim Zeynel Abidin Bulut’un 4 Temmuz tarihli mektubu 15 Ağustos günü postaya verilmiş. Zeynel Abidin, bana yazdığı bu mektubunda şöyle diyor: “Bizler gazeteciler olarak, bu halka, kamuoyuna gerçekler karanlıkta kalmasın diye hep vicdanımıza hareket ettik. 1990’lardan bu yana büyük bedeller ödedik. Apê Musa’dan Gurbetellilere ve daha nicelere kadar canla, başla bedel ödeyerek Özgür Basın geleneği bu günlere gelmiştir. Bizler de dün olduğu gibi bugün de bu bedeli ödüyoruz. Başımız dik, alnımız açık ve vicdanımız rahat. Tek üzüldüğümüz konu bu hakikat mücadelesini artık dışarıda yürütemeyişimiz.”

Aynı şekilde Serdar Altan’ın Diyarbakır D Tipi Cezaevi’ndeyken 4 Temmuz 2022 günü yazdığı mektubu da 15 Ağustos günü postaya verilmiş. Bana gelen mektuplar, orijinal mektubun fotokopisi. Asıl mektupları, cezaevinin arşivine koymuş olmalılar. Aman kaybetmesinler o mektupları. Bu ülkenin tarihinde yer alacak o mektuplar. Serdar Altan’ın mektubunda yazılanlara burada yer vermeme gerek yok. Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’mizin yeni bir stajyer eğitiminin başlatılacağı gibi kendi aramızdaki konular.

* * *

Diyarbakır 1 nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bulunan gazeteci arkadaşlarımızdan Aziz Oruç’a gönderdiğim kartta “Yahu senden ne istiyor bu devlet” diye takılmıştım. Aziz de 30 Temmuz 2022 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Doğrusunu söylemem gerekirse, ben de bilmiyorum. Daha yeni cezaevinden çıktım ve hiçbir ‘suç’ işlemedim. Ama malum bu süreçte yazmak, gerçekleri dile getirmek, ağır bir suç oldu. Ailem bile bu durumu sorguluyor. Ancak yazmak suç değilse, haber yapmak suç değilse, suç işlemedik. Ben ülkemde özgürce yazmak istiyorum. Siyasetin nabzı sıcak. Ne olur bilmiyorum ama artık gazeteciler cezaevine girmesin. Haksızlık olmasın. Yeter diyoruz. 16 gazetecinin bir kararla, dayanaksız şekilde tutuklanması korkunç bir şey. Her şeye rağmen güçlü duruyoruz. Dava süreci gizli ve halen iddianame hazırlanmadı. Ne olur, ne biter bilmiyoruz. Umudumuz odur ki, haksızlık daha fazla sürmeden tüm gazeteciler özgür olur.”

* * *

Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan kadim mahpuslardan Filiz Gencer, 21 Şubat 2022 günü 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle Mezopotamya Ajansı’na bir mektup yazmış. Mektubun yarısından çoğu sansür edilmiş. Yani pek çok paragrafın üstü örtülerek mektubun fotokopisi çekilmiş. Mektubun kalan bölümü, 19 Ağustos 2022 günü postaya verilmiş. Cezaevi idaresi, içi neredeyse tamamen boşaltılmış bu mektubu, göndermek için tam altı ay niçin bekletir acaba? Yani zaten mektubun tahmin ettiğimiz içeriğinde Ölüm Orucu eylemini devam ettirmekte olan Sibel Balkaç vardı muhtemelen. Bu mektubun basına ulaşmasını engellediğinizde, söz konusu eylemin duyulmasını önleyebildiğinizi mi sanıyorsunuz? Böylesi durumlarda, insan ne diyeceğini gerçekten bilemiyor.

MEKTUBU GELENLER:

——————————–

Filiz Gencer – Sincan Kadın Kapalı Cezaevi

Hüseyin Ayyıldız – Bolu F Tipi Cezaevi

Rıdvan Tanış – Bolu F Tipi Cezaevi

Murat Çetintaş – Bolu F Tipi Cezaevi

Aziz Oruç – Diyarbakır 1 nolu Yüksek Güvenlikli CİK

Serdar Altan – Diyarbakır 2 nolu Yüksek Güvenlikli CİK

Zeynel A. Bulut – Diyarbakır 2 nolu Yüksek Güvenlikli CİK

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Emek ve Özgürlük İttifakı hoş geldin

Sonraki Haber

Müthiş ifşaların boşluğu: Savaş sebep, rezillik sonuç 

Sonraki Haber
Millet ittifakı seçime, Erdoğan ise Kerkük’e 

Müthiş ifşaların boşluğu: Savaş sebep, rezillik sonuç 

SON HABERLER

İran’ın idam politikaları Frankfurt’ta protesto edildi

İran’ın idam politikaları Frankfurt’ta protesto edildi

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

Çin’den ABD’ye: Zorbaca hamleleri kabul etmeyeceğiz

ABD-Çin arasında ilk görüşme

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

Şara, Bahreyn’de temaslarda bulundu

Şara, Bahreyn’de temaslarda bulundu

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

PKK’nin 12’nci kongresi dünya basınında

‘PKK, Türkiye’nin tüm saldırı gerekçelerini elinden aldı’

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

Sırrı Süreyya Önder’in Semsûr’daki taziyesini binlerce kişi ziyaret etti

Sırrı Süreyya Önder’in Semsûr’daki taziyesini binlerce kişi ziyaret etti

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

‘Gırona manifestosu’ konferansı: Örgütlenmemiz gerekiyor

‘Gırona manifestosu’ konferansı: Örgütlenmemiz gerekiyor

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

Gever’de bir caddeye Sırrı Süreya Önder ismi verildi

Gever’de bir caddeye Sırrı Süreya Önder ismi verildi

Yazar: Yeni Yaşam
10 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır