• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
24 Haziran 2025 Salı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Arif Mostarlı

‘Todos éramos jefes!’*

8 Ocak 2023 Pazar - 00:00
Kategori: Arif Mostarlı, Yazarlar
‘Todos éramos jefes!’*

‘Muz çok güzeldir. Ama o şirin sarı kabuğun altında katliam ve baskıyla dolu uğursuz bir tarih yatar’ diyordu bir yazar. ‘United Fruit Company’nin uşağı Kolombiya ordusunun 1928’de yaptığı bu sözü doğrulamak için yeterli

Arif Mostarlı

“United Fruit Company’nin Bogotá temsilcisinin dün bana Kolombiya ordusu tarafından öldürülen grevcilerin toplam sayısının bini aştığını söylediğini bildirmekten onur duyuyorum.”
Bu bir telgraf… 16 Ocak 1929 tarihinde, ABD Kolombiya Büyükelçiliği’nden ABD Dışişleri Bakanı’na gönderilmiş.
Latin Amerika’nın ‘Muz Cumhuriyeti’ diye tanımlanan ülkelerindeki rejimlerin Amerikan şirketlerine her zaman eşsiz ‘hizmetler’ sunduğunu biliriz de, bu kadar aleni, bu kadar yüzsüzce bir ilişkiye tanık olmak doğrusu yine de şaşırtıyor insanı.

Kukla rejimler ve muz

Yakın tarihin en kirli kapitalist işletmelerinden biri olan United Fruit Company, 1870’lerde Boston’da kurulmuş bir şirketti ama asıl büyük şöhretini önce Jamaika’da, sonra birçok Güney ülkesinde keşfettiği muz meyvesiyle yaptı. 1899’dan sonra, şirket, Jamaika, Honduras, Kosta Rika, Panama, Guatemala, Kanarya Adaları ve Kolombiya dahil olmak üzere bir dizi ülkede muz üretimi ve dağıtımına neredeyse tek başına el koymuştu. “Muz Cumhuriyeti” deyimi de, şirketin bu ülkelerdeki bütün siyasal iktidarları ‘kukla’ haline getirmesiyle ilgiliydi.
1928’e gelindiğinde, United Fruit, çoğu ekilmemiş olan 220 bin dönümden fazla birinci sınıf Kolombiya tarım arazisine sahipti ve hükümet tamamen kontrolü altındaydı. Bu arada muz bölgesinde yaklaşık 90 bin işçi çalışıyordu ve ücretler düşük, güvenlik sıfırdı. Ayrıca işçiler sadece şirketin mağazalarından alışveriş yapabiliyordu. Böylece ortalık kızışmaya başlamıştı. Aslında 1920’lerin başında “İşçi Dernekleri” kurulmaya başlanmıştı ama şirket ve ordu hepsini ezdi, ayrıca bir de ‘sarı’ dernek kurarak işçileri oraya kaydettiler. Ama dikiş tutmadı, bir süre sonra örgütlenen Unión Sindical de los Trabajadores del Magdalena’ya (USTM) hızla etkinlik sağlarken, bölgede sosyalistlerin gücü de artıyordu.

Grev başlıyor

Böylece 1928 grevine gelindi. Ekim 1928’de USTM’un hazırladığı liste aslında çok basit taleplerden oluşuyordu. Ücret artışı, taşeronsuz çalışma, haftada bir gün izin, sekiz saatlik iş günü ve şirket mağazalarının kapatılması, vs… Ama bu kadarı şirkette ve Kolombiya hükümetinde ‘Bolşevikler’ paranoyası oluşturmak için yetti de arttı bile. Saldırı hemen başladı. Kasım ayı sonuna kadar yaklaşık 400 işçiyi tutuklandı ama işçiler yılmadı, grev kırıcılara adım attırmadılar. Bu arada ABD Elçiliği ile Washington yazışıyor, şirket de acil önlem istiyordu. Sonunda hükümet grevi bastırmak için General Cortes Vargas komutasında yaklaşık 700 asker gönderdi. Bu arada grev kasaba halkından ve basından destek alarak daha büyük bir harekete dönüşüyordu. Grev boyunca işçiler, halk egemenliğini kurdular ve kendilerini en iyi nasıl örgütleyeceklerine karar verdiler. Askerler grevci işçilere kimin sorumlu olduğunu sorduğunda, yanıtları “todos éramos jefes” (‘burada hepimiz lideriz’) oluyordu.

Kurşun yağmuru

Sonunda hükümet, generale kuşatma yetkileri verdi ve 300 asker, kasaba meydanında sloganlar atan bin 400 kadar grevci ve ailelerinin karşısına dikildi. 6 Aralık 1928 günü sabah saat 01.30’da General, kuşatma durumu bildirisini okuyup kalabalığa dağılma emri verdi. İşçiler dağılmayı reddedince ateş başladı.
O gün Ciénaga meydanında kaç kişinin öldüğü hiçbir zaman tam olarak belirlenemedi. Alanda 9 ceset bulundu ama yüzlerce cesedin trenlere yüklenip toplu olarak gömüldüğü biliniyor. General Vargas, sonradan 47 kişinin sorumluluğunu üstlendi. Ama daha katliam sürerken ABD Elçiliği “Öldürülen grevci sayısının bini geçtiğini” Washington’a gururla bildiriyordu.
Babaannesinin anlattıklarından hareketle yazdığı ‘Yüzyıllık Yalnızlık’ romanını bu katliam üzerine kuran Gabriel Garcia Marquez, 3 bin ölümden söz ederken, ki ‘unutkan’ tarihçilerin dikkatini çeken bu roman olmuştur, işçiler ve yerel halk, ölü sayısının 2 bin olduğunda ısrarlıydı. Nitekim on yıl sonra bile bölgede hâlâ toplu mezarlar bulunuyordu.

Çatışmalar hemen bitmedi. İlk katliamdan sonra birçok işçi dağlara sığınarak kaçtı. Ancak diğerleri kaldı ve arkadaşlarının öldürülmesinin intikamını almaya çalıştı. İşçiler, mühendis mahallesi de dahil olmak üzere United Fruit Company’nin birçok binasını yıktı. Ama sonunda özellikle öncüler tutuklanıp katledildikçe yavaş yavaş geri çekildiler. Bu arada yüzlerce işçi de hapis cezalarına çarptırıldı.

“Can çıkar huy çıkmaz” derler ya, öyledir gerçekten. Yıllar ve yıllar sonra, 1990’larda FARC gerillalarına karşı savaşma bahanesiyle yüzlerce köylüyü katleden kontr-gerilla örgütü AUC’un en büyük mali destekçisi (United Fruit Company’nin devamı olan) Chiquita Brands şirketiydi. Chiquita Brands, katliamcı AUC’a 1.7 milyon dolar ödediğini resmen itiraf etti. Şirket, soruşturmada ödemeleri “kendilerini korumak için” yaptıklarını söyledi.
Evet, tabii, “Kendilerini korumak için.”
1928’de yaptıkları gibi…

*************

(*) ‘Burada hepimiz lideriz’

 

 

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

2023 yılını tam başarıya çevirmenin yolu çalışmak, çalışmak…

Sonraki Haber

Kürtlerle uğraşmanın kime faydası var?

Sonraki Haber
Kürtlerle uğraşmanın kime faydası var?

Kürtlerle uğraşmanın kime faydası var?

SON HABERLER

Trump: İran hava sahasında tam kontrol sağladık

Trump: Saldırıyı önceden haber verdikleri için İran’a teşekkür ederim

Yazar: Yeni Yaşam
23 Haziran 2025

‘Demokratik Toplum Buluşması’nda süreç tartışması

‘Demokratik Toplum Buluşması’nda süreç tartışması

Yazar: Yeni Yaşam
23 Haziran 2025

Toplumun inci taneleri: Komün

Toplumun inci taneleri: Komün

Yazar: Yeni Yaşam
23 Haziran 2025

Halklar artık aldanmaz

Barış ve demokrasi ‘fırsatı’

Yazar: Yeni Yaşam
23 Haziran 2025

Ortadoğu’da kadın özgürlüğü

Ortadoğu’da kadın özgürlüğü

Yazar: Yeni Yaşam
23 Haziran 2025

Spin tarihçilik, epistemik şiddet ve feminist sessizlik: Ayşe Hür’ün eleştirilerine eleştirel bir yanıt

Spin tarihçilik, epistemik şiddet ve feminist sessizlik: Ayşe Hür’ün eleştirilerine eleştirel bir yanıt

Yazar: Yeni Yaşam
23 Haziran 2025

Rojava mutabakatı: Yeni-Osmanlıcılığın krizi

İran: Ya istibdat ya demokrasi

Yazar: Yeni Yaşam
23 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır