• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
8 Haziran 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Ayşe Gökkan

Bu kanı durdurun!

9 Ağustos 2023 Çarşamba - 00:00
Kategori: Ayşe Gökkan, Forum, Manşet
Bu kanı durdurun!

Yasadışı İmralı tecrit rejimine son verilmesi, görüşmelerin başlatılması kime zarar verir? Yasaların uygulanması zaten devlet olmaktan gelen sorumluluğun gereğidir

Ayşe Gökkan

Doksanlı yılların başında, “PKK, 29. isyandır”, “düşük yoğunluklu savaş” gibi söylemler, Kurdistan sorununun demokratik yollarla çözülmesinin itirafları olarak ortalıkta dolaşıyordu. Köyler yakılıyor, faili belli cinayetler, gerilla-asker ölümleri Kurdistani coğrafyayı çepeçevre sarmıştı. Kadın mücadelesi, Hizbul-kontranın satırlı-jiletli saldırıları, kaçırılma, tehdit, gözaltında taciz-tecavüz, zorunlu göç, kıyım, yıkım listesi uzayıp gidiyordu. (Ne yazık ki bu günlerde de devam ediyor.)

Daha da ayrıntıya girmeden; o zaman TBMM 450 milletvekilinden oluşuyordu. Meclis oturumunda dönemin milletvekili Aydın Güven Gürkan kürsüye çıktı. Gözleriyle salonu dolaştı, barış istemenin oylamaya sunulmadığının içtenliğiyle söz alıp, “… Sizden rica ediyorum. Size yalvarıyorum. Ölenler bizim çocuklarımız. Bu kanı durdurun…” dedi. O gün Meclis oturumunda ne yuhalama, ne protesto, ne de saldıran oldu. Gürkan ne salondan atıldı ne de vekilliği düşürüldü. Turgut Özal, kamuoyuna açık olmasa da görüşmeler başlattı. (Ömrü yetmedi; yoksa ömrünün yetmesine izin mi verilmedi, halen muğlak.)

Bugün TBMM 600 milletvekilinden oluşuyor. Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesi için söz kuran, tecrit rejiminin insanlığa karşı işlenen suç olduğunu söyleyen, ifade özgürlüğünü kullanan herkes saldırıya uğruyor. Saldıranın itibar kaybetmediğini, birine saldıranın bizzat bu işten para kazandığını herhalde bilmeyen yoktur. Buna karşı bir örnek durumu izah etmeye yeter: 2013-15 yılları arasında barış ve çözüm aktörü Kürt Halk Lideri de kabul edilen Öcalan ile görüşme sürecinde tek bir insan yaşamını yitirmiş midir?

Türkiye ekonomisinin (dünya krizdeyken) en iyi olduğu, toplumun kendini özgürce ifade ettiği bir dönem olarak tüm kayıtlarda mevcut. Masa hükümet tarafından devrilip sorun çözülmediği için bugün TBMM taziye çadırına dönüştürülmüştür. Sorunun çözümü o kadar basit ki, Meclis’te “Sizden rica ediyorum, ölenler bizim çocuklarımız, durdurun bu kanı” diyecek siyasi bir iradenin olması, “devlet aklının” devreye girmesi “altı ayda Kürt sorununu çözerim” iradesini beyan eden Öcalan ile görüşmek yeter.

Kürt sorunu dünya devletlerinin çıkarlarının gündemine göre ele alındıkça Türkiye İsrailleşiyor. Kurdistan coğrafyası da Filistinleştiriliyor. Çok elin bulaşması hiç kimsenin yararına değil. Türkiye’nin uluslararası toplumun mevcut hak ve özgürlüklerini Kurdistani toplumlarla da tanıması yetiyor.

Yasadışı İmralı tecrit rejimine son verilmesi, görüşmelerin başlatılması kime zarar verir? Yasaların uygulanması zaten devlet olmaktan gelen sorumluluğun gereğidir. 30 yıldan bu yana İmralı görüşmelerinin yapıldığı dönem hariç kıyım ve yıkımın listesi 30 yıl öncesinden daha uzun, daha yoz ve daha kirli.

Evet, Türkiye yüzüncü yılını doldurdu. Kürtleri ve Kurdistani farklılıkları yok sayan bir yüzyılı acılarla dolduran Lozan Anlaşması da yüzyılını doldurdu. Türkiye mağduriyet yarattığı tüm uygulamalara son vermek, mağduriyetleri giderecek yasal düzenlemeler yapmak, bir daha bu ülkenin çocukları ölmesin diye “…durdurun bu kanı…” diyen sesi duyması, kanla yazılan yüz yıllık tarihin yerine demokrasi, eşitlik, özgürlükle yazılacak yüzyıla tüm kadınların, farklılıkların kucaklaşmasıyla girmek hayal değil!

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Bu hafıza silinmez

Sonraki Haber

Çare bensiz ben çaresiz! 

Sonraki Haber
‘It’s the economy, stupid!’

Çare bensiz ben çaresiz! 

SON HABERLER

Barış bir mücadele sorunudur

Kürt siyaseti oyun kurucudur

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Sevk-sürgün rüzgarı yeniden esiyor

Barış adımları beklentisi sonbahara ertelendi

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Çığlık amacına ulaşmıştır!

Çığlık amacına ulaşmıştır!

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Göral: Yeni bir hat oluşturulmalı

Göral: Yeni bir hat oluşturulmalı

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Yazar: Yeni Yaşam
8 Haziran 2025

DEM Parti, DBP ve KNK’den 1 Mayıs mesajı

DEM Parti’den bayram ziyaretleri: Gündem süreç

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

Abdullah Öcalan’ın ‘Özgürlük Sosyolojisi’ Arjantin’de okuyucu ile buluştu

Abdullah Öcalan’ın ‘Özgürlük Sosyolojisi’ Arjantin’de okuyucu ile buluştu

Yazar: Yeni Yaşam
7 Haziran 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır