ÖHD Ankara Şubesi, 2024 Yılı Hak İhlali Raporu’nu açıkladı
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şubesi, İç Anadolu Bölgesi cezaevlerinde 2024 yılında yaşanan hak ihlalleri raporunu, şube binasında düzenlediği basın açıklamasıyla paylaştı. Basın metnini, ÖHD Ankara Şubesi üyesi Avukat Sidal Bayrak okudu.
Cezaevlerinde insan hakları ihlallerinin yerleşik ve sistematik bir hal aldığını belirten Sidal Bayrak, başta tecrit uygulamaları olmak üzere işkence, kötü muamele, sürgün, keyfi disiplin cezaları, ağır hasta tutsakların infaz erteleme taleplerinin reddedilmesi, sağlık hakkına erişimin kısıtlanması ve keyfi kurul kararlarıyla infazların yakılması gibi uygulamaların devam ettiğini vurguladı.
16 cezaevinde yapılan ziyaretler
Ankara, Kırşehir, Yozgat, Çorum, Eskişehir, Kırıkkale, Afyon ve Karabük şehirlerinde bulunan 16 cezaevine yapılan ziyaretler, tutsaklardan gelen mektuplar ve ailelerden alınan bilgiler ışığında hazırlanan raporda; “cezaevinde kalamaz” raporuna rağmen tahliye edilmeyen tutsakların durumu öne çıktı. Ayrıca, tutsakların hijyenik olmayan koşullarda hayati risk taşıyan ameliyatlara zorlandığı, hastane sevklerinin ya yapılmadığı ya da geciktirildiği ifade edildi.
Sağlık hakkı ihlali
İç Anadolu cezaevlerinde insanlık dışı muamelelerin hasta tutsakların sağlığa erişim haklarını ihlal ettiği belirtilen raporda, Sidal Bayrak şu detaylara yer verdi:
“Ring araçlarının sağlıksız ve kötü koşulları, ağız içi arama, kelepçeli sevk, kelepçeli muayene, çıplak arama, detaylı arama ve hastanelerin bekleme odalarındaki sağlıksız koşullar, tutukluların sağlık hakkını ihlal eden uygulamalar arasında yer almaktadır.”
‘En insani haklara erişim engelleniyor’
“Özellikle Kırşehir S Tipi ve YGC Cezaevleri başta olmak üzere, tutukluların temiz içme suyuna ve yeterli gıdaya erişemedikleri tespit edilmiştir” diyen Sidal Bayrak, cezaevlerinde tecrit uygulamalarının sistematik bir şekilde devam ettiğini belirtti. Tutsakların sohbet ve diğer sosyal haklarının; hücre cezaları, spor faaliyetlerinden men edilme, ziyaretçi yasağı ve diğer keyfi disiplin uygulamalarıyla engellendiği kaydedildi.
Keyfi uygulamalar
Tutsak özel yaşamlarının kameralarla izlenmesi, gece geç saatlerde koğuş aramalarının yapılması ve keyfi ziyaretçi yasaklarının sıkça yaşandığına dikkat çeken Sidal Bayrak, “Tutuklulara ana dillerinde yazılmış Kürtçe kitaplar verilmemekte ya da ‘inceleme’ adı altında 5-6 ay bekletilmektedir. Ayrıca, Kürtçe yazılan mektuplar ‘sakıncalı’ bulunarak iletilmemekte; tutukluların ana dillerinde haberleşme, okuma, yazma ve süreli-süresiz yayınlardan yararlanma hakları yasalara aykırı bir şekilde engellenmektedir” diye ekledi.
Sidal Bayrak, İdare ve Gözlem Kurulları’nın özellikle ağır hasta tutuklular ve koşullu salıverilme tarihleri gelenler için keyfi ve hukuk dışı gerekçelerle tahliye kararlarını ertelediğini belirtti. Ziyarete gelemeyen aileler, halay çekme, pişman olmama, fazla kitap okuma ve selamlaşma gibi gerekçelerle alınan kararların hukuksuzluğunu vurguladı.
Duyarlılık çağrısı
İç Anadolu cezaevlerinde derinleşen hak ihlalleri ve işkence uygulamaları ile ilgili olarak ulusal ve uluslararası hukukun gerektirdiği şekilde bağımsız denetim mekanizmalarının oluşturulması gerektiğini ifade eden Sidal Bayrak, devlet yetkililerini bu konuda derhal harekete geçmeye çağırdı. Sidal Bayrak ayrıca Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT), Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nu bu ihlallere karşı duyarlı olmaya davet etti.
Kaynak: JINNEWS