Mersin’de faaliyet gösteren siyasi parti, sivil toplum örgütü temsilcileri ile aydınların olduğu 125 imzayla açıklanan deklarasyonla iktidara halkın iradesine sahip çıkma çağrısı yapıldı
Mersin’de faaliyet gösteren siyasi parti, sivil toplum örgütleri, gazeteci, akademisyen ve sanatçılar irade gaspına karşı Mersin Gazeteciler Cemiyeti’nde basın toplantısı düzenleyerek, bir deklarasyon yayınladı.
Deklarasyon metnini Mersin Emek ve Demokrasi Platformu Dönem Sözcüsü Kemal Göçmen okudu. Kemal Göçmen, “AKP-MHP iktidar bloğunun yargı sopasıyla kayyım darbesini sürdürmesi ve kayyım zorbalığına yeni halkalar eklemesine karşı biz aşağıda imzası olanlar sorumluları bir an önce demokratik taleplerimizin gereklerini yerine getirmeye, toplumu da bu uygulamalara karşı birlikte mücadeleye çağırıyoruz” dedi.
‘İrade ihlali’
Kemal Göçmen, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi ile ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde hükümetin, kayyım atanmasına zemin hazırlayan Kanun Hükmünde Kararname’yi (KHK) anımsatarak, Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi, Venedik Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu raporlarında bu uygulamayı “seçmen iradesinin ihlali” olarak değerlendirdiğini vurguladı.
‘Anayasa ihlali’
Siyasi iktidarın bir taraftan halkın iradesini, bir taraftan da Anayasa’yı ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) de dahil olmak üzere Türkiye’nin imzalamış olduğu uluslararası anlaşmaları yok saydığını belirten Kemal Göçmen, bu yolla halkta, seçme ve seçilme hakkının olmadığı izlenimini derinleştirdiğini belirtti.
Kemal Göçmen, “Vatandaşlık statüsünün en temel güvencelerinden biri olan seçme ve seçilme hakkı yine en temel güvencelerden olan bağımsız ve adil yargının olmadığı bir ortamda halkın elinden alınıyor. Seçme ve seçilmenin anlamsızlaştığı, hukukun tamamen araçsallaştığı bu süreç halkın vatandaşlık statüsüne ağır ve bilinçli bir saldırı niteliği taşıyor. İktidarın antidemokratik kayyım uygulamaları sadece yerel seçimleri değil, üniversiteler, meslek odaları da dahil tüm seçme ve seçilme haklarını hedef alıyor” dedi.
‘Sessiz kalmayacağız’
İktidarın, kayyım öncesi ve sonrası uygulamalar ve hak ihlalleriyle milletvekillerinden gazetecilere kadar hukuksuzlukları sürdürdüğünü anımsatan Kemal Göçmen, “Yaşanan sürecin hiçbir hukuki gerekçesi olmadığını, tamamıyla siyasi bir operasyon olduğunu gözler önüne seriyor. İktidarı Anayasa ve yasalar ile Türkiye’nin imzalamış olduğu uluslararası anlaşmaların gereğini yerine getirmeye; demokratik rejimin olmazsa olmazı seçme-seçilme hakkına, emeğin haklarına ve barışa yönelik saldırıları politikalarına son vermeye, halkların seçtiği belediye başkanları/eş başkanlarını ve meclis üyelerini görevlerine iade etmeye çağırıyoruz! Kayyımların yerel yönetim emekçilerini işinden, ekmeğinden eden, toplu sözleşmelerini iptal eden, sürgünü, sendikal ayrımcılığı, angarya çalıştırmayı rutin hale getiren emek düşmanlığının en görünür hali olduğunu vurguluyoruz. Yolsuzluklara, yandaşlara ihale dağıtmaya, halkların omuzlarına katmerli borçların yüklenmesine karşı sessiz kalmayacağız” ifadelerini kullandı.
Kaynak: MA