Kısa bir metindi, halkına, örgütüne güvenen bir liderin sözleriydi. Bu sözlerin önümüzdeki günlerde ne gibi değişimlere yola açacağını hep birlikte göreceğiz
Hüseyin Kalkan
Açıklamaya saatler kala basın mensupları salondaki yerlerini almış, açıklamanın yapılacağı saati bekliyorlardı. DEM Parti’den edindiğimiz bilgilere göre açıklamanın 27 Şubat’ta yapılacağı öğrenildikten sonra 300 basın çalışanı açıklamayı izlemek için kayıt yaptırmıştı. Ancak kayıt olanların dışında toplantı günü açıklamayı izlemek için salona gelen çok sayıda gazeteci vardı. Açıklamayı izlemesi için geniş bir katılım beklenmiyordu, zaten öyle bir planlama yapılmamıştı. Kürt sorunu konusunda çalışmaları olan bazı konuklar davet edilmiş, bir de Kürt partilerini yöneticileri salonda yerlerini almıştı. DEM Parti’nin yönetiminde olan bazı belediyelerin eşbaşkanları da salondaydı.
1. ve 2. Barış Grubu üyeleri açıklamayı izlemek için davet edilenler arasında bulunuyordu. Davet edilen başka bir grup ise Barış Anneleri idi. Barış Anneleri salona girdiğinde zılgıtlar ve alkışlarla karşılandılar. Salonda profesyonellerden oluşan bir kalabalık bulunmasına rağmen toplantı saatine kadar heyecanlı bir bekleyiş hakimdi. Gazeteciler kulis bilgisi edinmek için, ayrıntıları hiç olmazsa 1-2 saat önceden öğrenmek için çaba gösteriyorlardı. Bir çağrı olmadığı halde açıklamayı izlemek için çok sayıda Kürdün İstanbul’a geldiğini öğrendik.
Öcalan’ın sözü
Kamuoyu sürece dair ilk bilgiye Devlet Bahçeli’nin DEM Parti grubu ziyareti ile haberdar oldu. Ancak geçen günlerden sonra sürecin PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın girişimi ile başladığı anlaşıldı. Öcalan’ın Kürt kazanımları için bir koruma kalkanı oluşturmaya çalıştığı gözlemciler tarafından dile getirildi. Gündemin en karanlık günlerinde yeğeni DEM Parti milletvekili Ömer Öcalan ile İmralı’da görüşen Abdullah Öcalan, “Tecrit devam ediyor. Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim” dediğinde kimse bu kadar kapsamlı bir sürecin başlayacağını tahmin etmiyordu. Engellemelere rağmen Öcalan’ın sözünü duymak isteyenler amaçlarına ulaştılar.
Heyet salonda
Önce şunu söylemeliyim. Açıklama iki salonda izlendi. Bir salon basın mensuplarına ayrılmıştı. Bizim gibi yazılı basın çalışanlarının yanı sıra çok sayıda Türkiyeli ve yabancı tv kanalı salonda bulunuyordu. Özellikle şehir dışından gelenler ve bazı siyasiler açıklamayı 2. salonda kurulan monitörden izledi. Heyet salona girdiğinde bir alkış koptu. Bu alkış biraz sonra duyulacak Öcalan’ın sözlerindeydi. İnsanlar heyecanlı ve sabırsızdı. Açıklama başlamadan herkes ayağa kalkıp, konuşmaların başlamasını beklemeye başladı. Açılış konuşmasını Sırrı Süreyya Önder yaptı. Heyet adına açıklamanın Kürtçe metnini Ahmet Türk, Türkçe metnini ise Pervin Buldan okudu. Açıklama okunmadan önce açıklamanın ismi ve kapsamı ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı, Abdullah Öcalan- 27 Şubat 2025 İmralı’ olarak sahneye yansıtıldı. Açıklama başlamadan önce basına ayrılan salondaki durum iğne atsan yere düşmeyecek bir hale geldi. Çok sayıda Tv kamerası ve fotoğraf makinası çalışmaya başladı. Heyet üyesi Sırrı Süreyya Önder, hem salonda bulunanları hem de Kürdistan kentlerindeki ekranlardan ve toplu olarak açıklamayı izleyenleri selamladı. Önder, bu ülkenin çatışmada zarar gören bütün evlatlarını selamlayarak, bir daha çatışmalı günleri görmemeyi dileyerek bu durumda zarar görenleri selamladı. Önder zaman zaman yaptığı esprilerle salondakileri güldürdükten sonra İmralı’da çekilen fotoğraf monitöre yansıtıldı. Fotoğrafta Öcalan’ın yanı sıra, İmralı’da tutuklu olan üç tutuklu ve heyetin 7 üyesi de yer alıyordu. Açıklamanın tam metnini gazetemizin diğer sayfalarında bulacaksınız, ancak kısa bir metinde ustalıkla yapılan çağ analizine dair tespitlere dikkat çekmeden geçmeyeceğim. Öcalan, silah bırakma çağrısının yanı sıra demokratik değişim çağrısında bulundu. Kısa bir metindi, halkına, örgütüne güvenen bir liderin sözleriydi. Bu sözlerin önümüzdeki günlerde ne gibi değişimlere yola açacağını hep birlikte göreceğiz.
Mektubun okunması bittikten sonra salonda bulunanlar dakikalarca ayakta alkışladı.