Sırrı Süreyya Önder’in yaşamı boyunca sürdürdüğü barış mücadelesine vurgu yapan CHP Amed Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, ‘Toplumun barış mücadelesini inşa ederek bu işin tarafı olması belki de Önder’e vereceğimiz en büyük yanıt olacak’ derken, DEM Parti milletvekili Cengiz Çiçek, Önder’i uğurlayan binlerin barış sözü verdiğini belirtti
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Meclis Başkanvekili ve İmralı Heyeti üyesi Sırrı Süreyya Önder, 3 Mayıs’ta tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Sırrı Süreyya Önder’in cenazesi 4 Mayıs’ta binler tarafından Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi. DEM Parti, Sırrı Süreyya Önder için birçok kentte taziyeleri kabul ediyor.
CHP Amed Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek Sırrı Süreyya Önder’in barış mücadelesine dair konuştu.
‘İyi insanın tarifiydi’
Sırrı Süreyya Önder ile siyasetten önce insan hakları mücadelesi içerisinde tanışarak dost olduğunu ve Meclis’te oldukları süre içerisinde bu dostluğun ilerlediğini ifade eden Sezgin Tanrıkulu, “Eğer iyi bir insanın tarifi yapılırsa, ancak Sırrı’yı ifade edebiliriz. Hiç kimseyle ilgili kötü düşünmeyen, kendisinden nefret edenleri bile ikna etmeye çalışan, herkesle konuşabilen, müthiş birikimiyle, espri gücüyle sözünün gücüyle insanları ikna edebilen bir dostumuzdu. Gerçekten büyük kayıp” ifadelerini kullandı.
Çözümdeki rolü
Sırrı Süreyya Önder’in yüklendiği misyona işaret eden Sezgin Tanrıkulu, “Çatışma süreçlerinde çözüm noktasında aktörlerin büyük rolü var. Sırrı, 2011’den beri parlamentoda Kürt meselesinin çatışma dışı çözümüyle ilgili olarak büyük çaba sarf etti ve birikimini hep bunun için kullandı. Hem ait olduğu siyasi harekete hem de muhatap olduğu siyasi hareketler ondan güven aldılar, etkilendiler” dedi.
‘Barış için büyük bedeller ödedi’
Sırrı Süreyya Önder’in barış için büyük bedeller ödediğine tanıklık ettiğini söyleyen Sezgin Tanrıkulu, “Bu son süreçte de büyük rolü vardı. Kendisi aynı zamanda sanatçıydı ve gençlik yıllarından itibaren siyasetten gelen bir insan. Dolayısıyla Türkiye’yi, Türkiye’nin yakın tarihini, Kürt hareketini, Kürt hareketinin olmazsa olmazlarını, bu devletin olmazsa olmazlarını iyi bilen birisiydi” şeklinde konuştu.
‘Borcumuzu yerine getireceğiz’
Sırrı Süreyya Önder’in barış çabasını devam ettirmenin Türkiye’de barış isteyen kesimler için bir görev olduğuna işaret eden Sezgin Tanrıkulu, “Bizden bir şey eksildi, Türkiye’den bir şey eksildi. Sırrı, Kürt değildi ama Kürt’tü. Kendisini bir kimliğe ait hissetmiyordu. Onun taşıyıcısı oldu, o yüzden de güven verdi. Şu da çok önemli; Sırrı Süreyya Önder, popülizm yapmadı. Hep kenarda durdu, ketum oldu, konuşmadı. Konuşması gerektiği yerde en azını konuştu. Bu kolay bir şey değil. Aynı zamanda bu yönüyle de güven verdi. Onun yapıcı üslubunu ve yapıcı rolünü sürdürmek gerekiyor. Bizim gibi siyasi aktörler, bu meseleyi bilenler, Sırrı’ya ve bu halka olan borcumuzu barış için mücadele ederek yerine getireceğiz ve hiçbir şeyden çekinmeden bunu yapacağız” diye konuştu.
‘Barış yolunu gösteren biriydi’
Sırrı Süreyya Önder’in demokrasi ve toplumun tüm kesimleri için ciddi bir kayıp olduğunu söyleyen Cengiz Çiçek, “Önder, farklı kesimleri buluşturan, bir araya getiren Türkiye’de gerçekten barış iklimi ve barış politikasının nasıl örüleceğine dair yolu gösteren biriydi. ” ifadelerini kullandı.
‘Barış sözümüz baki’
Başta Sırrı Süreyya Önder olmak üzere barış ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenlere “Barış sözümüz baki” diyen Cengiz Çiçek, “Barışa dair belki de bizim her zamankinden daha fazla tartışmamız gereken şey mücadeleyi toplumsallaştırmanın yol ve yöntemlerini, her birimizin araması gerekiyor. Yalnızca belli aktörler üzerinden değil, toplumun kendisinin barış etrafında bir araya gelip örgütlenmesi gerekiyor. En önemli yanı budur. Demokratik toplum mücadelesini bir bütün olarak belli bazı şahsiyetlerin sıkıştırılarak toplum uzak tutulmaya çalışılıyor. Bunun için toplumun barış mücadelesini inşa ederek bu işin tarafı olması belki de Önder’e vereceğimiz en büyük yanıt olacak” şeklinde konuştu.
‘Herkesin vicdanına hitap edebiliyordu’
Sırrı Süreyya Önder’i son yolcuğuna uğurlamak için gelenlerin barışı getirme sözü verdiğini ifade eden Cengiz Çiçek, şunları söyledi: “Toplumun, demokratik toplum perspektifiyle örgütlenerek sürece müdahil olması gerek. Önder’in en temel özelliği herkesin aklın, duygusuna ve vicdanına hitap edebiliyordu. O bizden biriydi. En içinden çıkılmaz sorunu bile en yalın ve en anlaşılır bir biçimde hem yüreğe hem de beyine nakşedebiliyordu. Bu nedenle barış meselesi çok zor bir mesele değil, barış gündelik hayatımızın içinde o biz yapan temel değerleri hemhal olan her insan için en kolay iştir. O yüzden çok bilinmeyen zor bir iş değil. Sayın Önder’in yalın ifade etme özelliğini bir toplumsal mücadele özelliği haline getirmek bizlerin işidir. Bu topraklarda barışın toplumsal kimliğini örebiliriz.”
Kaynak: MA