Doktorlar, bu hastalığımın kontrolden çıktığını ve tedaviler ile sağlıklı beslenmem sağlanmazsa, bağırsak kanserine yakalanacağımı söylüyorlar. Crohn kanserinin çok tehlikeli ve ölümcül olduğu belirtiliyor
İçeriden / Hüseyin Aykol
Antalya S Tipi Cezaevi’nde tutulmakta olan Devrim Ayık, 16 Haziran 2025 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Sağlığa erişim hakkımız maalesef çok kısıtlı ve sancılı. Kurum revirine tahsis edilen bir doktordan yüzlerce insana bakılmasını istiyorlar. Ayda bir revir hakkımız var ve o da şansa kalmış durumda. Revire çıksam ne olacak ki! Hafif rahatsızlıklara ilaç yazar ama diğerlerini hastaneye sevk eder. Ancak hastane sevkleri ayları, hatta yılları bulur. Ağır hasta olarak acil sevkini istesen, ‘herkes gibi sıranı bekleyeceksin’ deniliyor.
Altı aydır beklediğim cilt polikliniğe sevkim bu sabah yapıldı. Fakat oradan da ‘yetiştiremedik, yoğundu’ denilerek hiçbir işlem yapılmadan geri getirildim. 2021 yılında cilt doktoru sırtımda iki adet ben görülmüş ve bunları aldırmazsam, cilt kanseri dahil farklı hastalıklara yakalanabileceğim belirtilmişti. 4 yıldır, bir türlü şu cilt doktorunun yüzünü göremedim!
Göz rahatsızlığım beni çok zorlayan bir konu. Son dört yıldır göz derecem dört derece birden yükseldi. Şu an sağ gözüm zaten hiç görmüyor ve sol gözüm ise 34 derece. 45 dereceden sonrası körlük. Fakat burada derdimi kime anlatayım? Göz polikliniğine sözde sevkim var ama götürülmüyorum.
Kulaklarımda da son dört yılda yarıdan fazla işitme kaybı yaşandı. O konuda da dört yıldır ameliyat bekliyorum. Ameliyat öncesi son kontrole götürülmem lazım ama kontrol gününün üzerinden iki ay geçmesine rağmen halen bekliyorum. Böyle devam ederse, işitme kaybım da çok ilerleyecek.
Diş sorunum da başıma bela olmuş durumda:) Crohn hastalığım nedeniyle gıdalardan vitamin-protein alamıyorum. Bağırsaklar reddediyor. Bu durum da dişlerimi etkiliyor ve bir bir kırılıyor. Şu ana kadar dört dişimi çektirdim. Şimdi yeni kırıklar nedeniyle dört dişimi daha çektirmem gerekiyor. Yine Crohn hastalığım nedeniyle diş çekimim ancak anestezi ile uyutularak yapılabiliyor. Antalya’da bu imkân yokmuş. En yakın yer, Isparta imiş. Aylarca beklemek gerek, oraya sevkimin yapılması için.
En son ve en önemli hastalığım ise Crohn’dur. 2012 yılından bu yana sürüyor. 2013 yılında acil ameliyat ile 40 santimetre bağırsağım alındı. O ameliyattan sonra ağrılarım durdu. Nadir bir hastalık ve düzenli bir tedavi istiyor. Dahası sağlıklı bir beslenme olmazsa, bağırsaklar kendiliğinden çürüyor.
2015 yılında tutuklandıktan sonra tedaviye ve sağlıklı beslenmeye erişimim olmadığı için 2017’de yeniden acil ameliyat edildim ve bu kez 60 santimetre bağırsağım alındı. Şimdi de doktorlar, bu hastalığımın kontrolden çıktığını ve tedaviler ile sağlıklı beslenmem sağlanmazsa, bağırsak kanserine yakalanacağımı söylüyorlar. Crohn kanserinin çok tehlikeli ve ölümcül olduğu belirtiliyor.
Bu yıl Nisan ayında infaz ertelemesi için gittiğim sağlık kurulu, ‘ağır hasta değil, kroniktir. Tedavi gerektirir; cezaevinde kalabilir’ raporu düzenledi. İki ayda bir vurulması gereken özel iğnem bile zamanında vurulmuyor. Crohn diyeti uygulamam lazım ama bana gastrit diyeti veriliyor.
Kantinde 4’lü, 6’lı komidinler satılıyor. Diğerlerini fazla eşya deyip, elimden alıyorlar. Her seferinde bir komidin için fazladan üç ya da beş komidin almak zorunda bırakılıyorum. Bu arada, STK’lara göndermek istediğim mektuplara el konuluyor. En son Türk Tabibler Birliği’ne gönderemedim; çünkü mektubun yarısının üstünü çizmek istiyorlar.”
***
Kavak S Tipi Cezaevi’nde tutulmakta olan kadim mahpuslardan Rıdvan Tanış, 1 Haziran 2025 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Kartınızı ve gönderdiğiniz Matbaa isimli kitabı aldım. Özgür Basın Tarihi kitabınızı ise vermediler. Neden mi, çözüm sürecindeyiz ya, ondan olsa gerek(!) Evvelsi gün ‘Aykırı Kadınlar’ isimli kitabınızı okudum. Kardeşime de okumasını söyledim. Siyasi iktidar ve zayıf kalan muhalefet toplumu öyle hale soktu ki, bildiğini okumaktan, başkasının canına okumaktan, niyet okumaktan kitap okuyamaz bir toplum modelini ortaya çıkardılar.
Her gün kadınların katledilmesi bir yerlerden adalet beklentisi içinde olmayı tuhaf görüyorum. Kadınlar, çocuklar orta yerde öldürülüyor ama kimsenin sesi çıkmıyor. Adana’da bir öğretmen kendi canına kıydı, böyle bir psikoloji içindeki kişi, çocuklara ne aktarabilir ki? Kocaman bir hiçliği herhalde.
Bize gelince, zamlardan mektup yazamaz hale geldik. Kerem Bilen, Mahsun Bilen ve Yunus Peker, Trabzon Beşikdüzü’nden Kırşehir’e sürgün edilmişler. Yine Beşikdüzü’nden Ahmet Gerez ve Kerem Alagöz, Çarşamba S Tipi Cezaevi’ne sürgün edilmişler. Recep Bekik, cezaevinde 31 yılını bitirdi. Yine tahliye etmediler, cezası bir yıl daha uzatılmış. Böylesi kararlar, elbette gerginliğe neden oluyor.
Cezaevi idaresiyle Yeni Yaşam gazetesini bize vermeleri için görüştük. Onlar da Adalet Bakanlığı’na sormayı söz verdiler. Umarız olumlu yanıt gelir. Mevcut televizyon kanallarından bıktık çünkü!..”
***
Bafra T Tipi Cezaevi’nde tutulmakta olan Metin Turan, 13 Haziran 2025 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Yakından takip ettiğinizi bildiğim, beklentisi adeta bilerek büyütülen ama sonra dar, kısır bir kapsamla yasalaşan ‘İnfaz Düzenlemesi’, hasta mahkumlara dair maddesiyle beni de ilgilendiriyor.
Uzun yıllardır, körleşen gözlerimle boğuşuyorum. 2014’te ‘iki yıl ceza ertelemesi’, 2019 ve 2023’te her seferinde oybirliğiyle ‘cezası süresiz ertelenmelidir; yaşamını cezaevi şartlarında tek başına idame ettiremez’ şeklinde, yetkili üniversite sağlık kurullarınca verilen raporlarım var.
Ancak her seferinde, nedense körleşmemle ilgili tanılar aynı biçimde görülüp kabullenilse de, Adli Tıp Kurumu kararları yok saydı ve reddetti. Üstelik 2023 yılı sonlarında düzenlenen raporda, hakkımda ‘kronik-sürekli hasta, hastalığı sakatlık niteliğinde’ tanısını resmi evraklarına-kararlarına geçirmelerine rağmen.
Yasanın ardından, yetkili kurullarca hakkımda verilmiş, ‘cezanın süresiz ertelenmesi’ kararını da ekleyerek, hasta mahkumlar için öngörülen, ‘kalan sürenin infazının konutta tamamlanması’ hükmünün uygulanmasını talep ettim.
Mevcut raporlar mı kabul edilecek, yoksa güncel bir rapor için yeniden o eziyetli hastane yollarına mı düşürüleceğim, dahası her seferinde ‘hastalığı tedavi edilemez, cerrahi müdahale yapılamaz, körleşmede kötüye gidiş durdurulamaz’ dendiği halde, bir kez daha aynı duvarlara mı çarpacağım, bilmiyorum.
Benim gibi, durumu benden de ağır binlerce mahkûm var. Umarım yetkili üniversite kurul raporları esas alınır, objektif kararlar verilir ve kuşkusuz sadece hasta olanlara değil, tüm mahkûmlara kapılar açılır.”
***
Başsağlığı: Sincan 1 nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulmakta olan PKK davasından yargılanmış mahpuslar adına Bager Sayak şöyle diyor: “Cuma arkadaşın annesi Rihan Bayık ve Barış Annesi Latife Dağ’ın vefatını büyük üzüntüyle öğrendik. Kendilerine Allah’tan rahmet diliyoruz; ailelerin ve halkımızın başı sağ olsun!”
MEKTUBU GELENLER:
Devrim Ayık – Antalya S Tipi Kapalı Cezaevi
Metin Turan – Bafra T Tipi Kapalı Cezaevi
Rıdvan Tanış – Kavak S Tipi Kapalı Cezaevi
Bülent Parmaksız – Sincan 2 nolu F Tipi Cezaevi
Bager Sayak – Sincan 1 nolu Yüksek Güvenlikli CİK