• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
12 Temmuz 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Gündem Güncel

Ozan ve Çarşel: Demokratik toplumu inşada kararlıyız

12 Temmuz 2025 Cumartesi - 12:36
Kategori: Güncel, Manşet
Ozan ve Çarşel: Demokratik toplumu inşada kararlıyız

Silahlarını yakarak imha eden Barış ve Demokratik Toplum Grubu’ndan Tekoşîn Ozan, gerçekleştirdikleri törenin, Türkiye’nin demokratikleşmesine katkı sunma iradesi olduğunu vurgularken, Behzat Çarçel, ‘Türkiye’nin demokratikleşmesi, sadece silahların susmasıyla değil, anayasal değişimle mümkündür’ dedi

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat’ın da aralarında yer aldığı 30 kişilik bir gerilla grubu, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 19 Haziran’da yaptığı tarihi görüntülü çağrı kapsamında 11 Temmuz’da Silêmanî’nin Dukan ilçesine bağlı Surdaş köyündeki Şikefta Casenê’de bir tören düzenleyerek silahlarını yaktı. Bir iyi niyet ve demokratik çözüm yönünde irade beyanı amacıyla töreni düzenleyen Barış ve Demokratik Toplum Grubu içerisinde yer alan Behzat Çarçel (Nedim Seven) ve Tekoşîn Ozan (Esmen Ayaz) ANF’ye konuştu.

‘Pozitif rol oynamaları gerekir’

Behzat Çarçel, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 9 Temmuz’da yaptığı çağrının sadece PKK’yi değil Türkiye ve Kürdistan’daki tüm toplumsal dinamikleri içerdiğine dikkat çekti. Demokratik değişim ve toplumsal mücadeleye vurgu yapan Çarçel, “Önder Apo’nun çağrısı sadece PKK’nin değişim ve dönüşümüyle sınırlı bir çağrı değildi. Hem Türkiye hem de Kürdistan’daki bütün toplumsal dinamiklerin; gençler, kadınlar, emekçiler, işçiler, sosyal yapılar, sanat yapıları, akademisyenlerin ve siyasi alan olarak nitelediğimiz her türlü etkin kesimlerin bu konuda rol oynaması gerekiyor. Çünkü burada bir demokrasi mücadelesi vardır. Demokrasi mücadelesi de bir bütün toplumsal mücadele alanıdır. O açıdan yapılan çağrılar ana çağrımızda mevcuttu. Tekrar etmek gerekirse; bizim bu konuda Kürt halkına yönelik tarihsel olarak bu kadar yıldır çektikleri acıları doğru anlamaları, paylaşmaları, sahiplenmeleri, her türlü demokratik değişim ve yenilenme açısından destekleyici pozisyonda olmaları ve pozitif rol oynamaları gerektiği yönünde çağrılarımız vardı. Başta kadın ve gençlik olmak üzere bütün toplumsal yapıları, demokratik toplum ve barışçıl ilişkiler içerisinde geleceği örme, örgütleme ve inşa görevlerine çağırıyoruz” diye konuştu.

‘Türkiye dönüşmek zorunda’

Çarçel, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanmasının hem siyasi istikrar hem de anayasal değişiklik ve entegrasyon süreci açısından belirleyici olduğunu vurguladı

“Hem işin tabiatı gereği hem de siyasette boşluk yaratılmaması açısından Önderliğimizin her açıdan fiziki özgürlük koşullarının yaratılması gerekiyor” diyen Çarçel, bu koşulların sağlanması halinde Türkiye’de anayasal değişikliklerin ve entegrasyon beklentilerinin daha hızlı gelişeceğini söyledi.

Bu hedeflerin ancak mücadeleyle mümkün olacağını belirten Çarçel, sürecin tek taraflı ilerlemeyeceğini ve Türk devletinin de dönüşmek zorunda olduğunu vurgularken; “Biz Türk Cumhuriyeti’ni zorlayacağız. Dönüşmek zorundadır; başka bir yolu yoktur. Siyasi konjonktür olarak da böyledir” dedi.

‘Yeni bir dönemin zirvesi’

Çarçel Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat 2025’teki çağrısının ardından PKK’nin 12. Kongresiyle silahlı mücadele yönteminin devre dışı bırakıldığını hatırlatarak, içinde bulundukları süreci “yeni bir dönemin zirvesi” olarak değerlendirdi.

Demokratik toplum manifestosu

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın bu süreci taçlandıran bir demokratik toplum manifestosu geliştirdiğini ifade eden Çarçel, gerillanın ve Abdullah Öcalan’ın paradigmasına bağlı olan her kesimin demokratik inşa sürecine katılacağını kaydetti. Çarçel, şunları söyledi:

“Önderliğe bağlı olan gerilla ya da Önderlik felsefesine, düşüncesine, paradigmasına bağlı olan her kesim, önümüzdeki 50 yılı hatta 100 yılı, geleceği belirleyen demokratik toplum manifestosu üzerinde yoğunlaşacak. Bunun demokratik, ideolojik ve sosyolojik esasları, eğitim tarzı, örgütleme tarzı ve biçimi, programı; önümüzdeki inşa süreçleri olarak nitelendirdiğimiz bu manifesto temelinde gerilla da kendisini yeniden örgütleyecek, hazırlayacak. Elbette her türlü saldırıya karşı da savunma sistemini koruyacaktır. Ama bundan öte bir adımın atılabilmesi için Türkiye’de yasal, anayasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor.”

‘Demokratik siyasette kararlıyız’

PKK’nin Rêya Şoreşê (Devrimci Yol) çizgisiyle sürdürdüğü mücadelenin 52 yıl 4 ay sürdüğünü hatırlatan Çarçel, yeni strateji ile önümüzdeki 50 hatta 100 yılın geleceğini planladıklarını vurguladı. Çarçel devamla, “Dolayısıyla demokratik siyasette kararlıyız, demokratik toplumu örgütleme ve oluşturmakta kararlıyız. Eğer yasal, anayasal düzenlemeler olursa, bütün Apocu geleneğin üyeleri olarak tümümüz, bu demokratik yasal ve anayasal çerçevede siyaset yapma, ifade özgürlüğünü kullanma, yerel yönetimlerden tutun her türlü demokratik siyaseti inşa etme, akademiden meclislere; kısacası toplumsal bütün inşa faaliyetlerinde yer alacağız. Bu şudur: 52 yıllık mücadeleden sonra kimse hapis yatmayacak ya da zindanda olan binlerce yoldaşımız zindanda kalmayacak. Bunların ağır bedelleri var, muazzam şehitler verilmiştir. Bu anlamda PKK’ye özgü yasaların oluşturulması gerekiyor. Türkiye’de bu gelişirse, bütün gerillalar, özellikle Türkiye vatandaşı olan gerillaların hepsi demokratik siyaset içerisinde yer alabilecektir” dedi.

‘Sorun doğru tarif edilmiyor’

Çarçel, Türkiye’nin mevcut politik tartışmalar içinde bir “kısır döngüye” sıkıştığını ifade ederek, “Hâlâ tam tanımlayamıyor. Yani sürekli “terörsüz Türkiye” diyorlar. “Çatışmasız, şiddetsiz Türkiye” ya da Kürdistan diyelim buna. Doğru ifade edelim. Çatışma ve savaşların nedenlerini ortaya çıkaralım. Karşılıklı olarak, bu nedenler kimlerden kaynaklanıyorsa, bunun çözüm yöntemini geliştirelim” diye belirtti.

‘PKK’lilere özgüllük yasaları oluşturulmalı’

Çarçel, PKK’de mücadele verenlerin sıradan bir ceza hukuku kapsamında değerlendirilemeyeceğine dikkat çekerek, “PKK’lilere ya da bu mücadeleyi verenlere ilişkin özgün hatta özgüllük yasalarının oluşturulması lazım. Bunun adli tutuklularla veya diğer davalarla hiçbir alakası, ilgisi yoktur. Bazen kısa vadeli reform paketleri biçiminde tartışılıyor. Bunlar köklü çözümler değildir. Başta sorunu doğru tarif etmeleri gerekir” dedi.

‘Kürt kimliği nasıl tanımlanacak?’

Kürt halkına yönelik inkar politikalarının tarihsel derinliğine vurgu yapan Çarçel, “Yüz yıllık hatta iki yüz yıllık Kürt inkâr gerçekliği vardı. Şimdi varlık ispatlandı, yeniden inşa edilecek” ifadelerini kullandı. “Yeniden inşa edilirken Türkiye Cumhuriyeti devleti ya da Kürdistan demokratik ulusu içinde nasıl tanımlanacak? Kürtler kendini nasıl ifade edecek? Hangi yasal çerçevelere konulacak” sorularını yönelten Çarçel, bu konuda yasaların doğru tartışılması ve gerekli anayasal-yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini kaydetti.

Ozan: İyi niyet adımı attık

Silahlarını yakarak imha eden gerillalardan Tekoşîn Ozan ise, törenle ilgili duygu ve düşüncelerini paylaşırken şu ifadeleri kullandı:

“Duygularımız mücadelemizden bağımsız değil, mücadelemizin gelişimiyle bağlantılı olarak gelişiyor. İçinde bulunduğumuz durum ve tabii atılan adımlar, yeni bir mücadele aşamasına geçme, mücadele yöntemlerini geliştirme, zenginleştirme durumudur. Dolayısıyla yeni bir aşama olduğu için bir şeyleri bitirme tarzında değildir, mücadelenin bitmesi anlamında değildir. Bu nedenle duygularımız aslında değişen bir şeyler olduğunda her zaman içinde biraz hüzün barındırır ama yeni bir mücadele yöntemine başladığımız için kararlılık, heyecan vardır. Önderliğimizin çağrısına cevap vermekten kaynaklı coşku vardır. Bunu ne kadar yapabilirsek, derinleştirebilirsek o oranda bunun mutluluğu gelişir. Sürece kazandırmayacak duygular ya da aşırı nostaljiler, fazla hüzün, içinde bulunduğumuz durumu ifade etmiyor. Biz zaten bir iyi niyet adımı attık. Silahlarımızı imha ederken mücadelemizi durdurmuyoruz. Türkiye’de demokratik entegrasyon yasalarının, demokratikleşme zemininin gelişebilmesi için zemin oluşturma, atmosferi olumluya çekme temelindeki bir adımdır. Son derece pozitif bir adımdır. Bu anlamda yeni süreci; demokratik ve özgürlükçü kılma konusundaki kararlılığı ifade eden bir adımdır. Önderliğe bağlılığın ifadesi olan bir adımdır. Önderliğin özgürlüğü çevresinde halkların, kadınların, bölgedeki tüm toplulukların özgürlüğünü hedefleyen, hatta dünya halklarının özgürlüğünü hedefleyen bir adımdır. Bu anlamda heyecanı ve kararlılığı ön plandadır.”

‘Çözümü için adımlar atmaya hazırız’

Tekoşîn Ozan, konuşmasında şu mesajlara yer verdi: “Biz silahlarımızı bırakmaya hazırız. Biz sorunun çözümü için doğru adımları, doğru zamanda ve doğru yerde atmaya hazırız. Değişim ve dönüşümü birlikte yapmaya, Türkiye’yi demokratik temelde yeniden inşa etmeye, kadınların öncülüğünde demokratik bir değişim süreci yaşamaya hazırız. Yaklaşımımız bu temelde.”

Ozan, PKK’nin silahlı mücadele yönteminin bazı çevreler tarafından “teslimiyet” olarak yorumlanmasına ise, şu sözlerle tepki gösterdi:

“Bunun farklı biçimlerde, teslimiyet biçiminde tanımlanması, çözümsüzlük eksenli yaklaşımlardır. Sorun, PKK’nin silah bırakması sorunu değildir. Sorun, Türkiye’de demokratikleşme ve Kürt sorununun özgürlük temelinde çözülmesi sorunudur. Türkiye’de özgürlükler sorunudur. Halkların, kadınların, emekçilerin özgürlük sorunudur.  Bunlara gözünü kapatıp, göz ardı edip bu konuda ne siyasi ne yasal ne anayasal adım atmadan, sadece PKK’nin kendini feshetmesi veya silah bırakması üzerinden soruna tanım koyup, bunun çözümünü de o çerçevede sınırlandırmak ne PKK geleneğinin kabul edebileceği bir durumdur, ne halkımızın ulaştığı politikleşme, özgürlük anlayışı düzeyi bunu kabul edebilir ne de Türkiye’nin içinden geçtiği süreç, bölgesel süreç, bölgenin içinden geçtiği konjonktürel durum bunu kabul edebilir veya kaldırabilir. Çözüm eksenli yaklaşmak gerekir. Doğru olan budur. Buraya gelen her arkadaş da gönüllü temelde, kararlılıkla gelmiştir, Önderliğin başlattığı inisiyatife sonuna kadar katılmıştır.”

Kürt sorununun yalnızca Kürt halkını değil, Türkiye toplumunun tamamını ilgilendiren yapısal bir mesele olduğunu vurgulayan Ozan, 50 yıllık mücadele tarihine atıfta bulunarak, yaşanan bedellerin hem Kürt halkı hem de Türkiye’nin tamamı için büyük kayıplara yol açtığını söyledi.

“Savaşın Türk ekonomisine getirdiği yıkım, siyasal kurumlardaki kriz ve toplumsal parçalanma açıkça ortadadır” diyen Tekoşîn Ozan, Kürt sorununun çözümünün yalnızca silahların bırakılması ya da güvenlikçi yaklaşımlarla sınırlanamayacağını dile getirdi. Ozan devamla, “Bu anlamda Kürt sorununun çözümü sadece Kürtlerin sorununun çözülmesi değildir; Türkiye halklarının, emekçilerinin, kadınlarının sorunlarının çözümüne dönük yaklaşım belirlemektir. Buna yönelik adımlar atmaktır. Bu anlamda genel bir demokratikleşme ve özgürleşme sorunu olarak tanımlıyoruz” ifadelerini kullandı.

‘Demokratikleşmenin turnusol kağıdı’

Tekoşîn Ozan, çözüm sürecinin ancak demokratikleşme ve özgürlük temelinde ilerleyebileceğini belirterek, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Kürt sorunu konusunda inkâr, imha ya da ‘terör’ tanımlamaları çözüm üretmedi. 50 yıllık deneyim bunun böyle işlemeyeceğini gösterdi. Bugün gelinen noktada hâlâ çözümü PKK’nin silah bırakmasına indirgemek, süreci daraltmak olur. Oysa asıl olan, yasal ve anayasal adımlarla toplumsal dönüşümü mümkün kılmaktır. Bunun turnusol kâğıdı, Kürt sorununa yaklaşımdır. Kürt sorunu konusunda inkâr, imha ya da “terörle” sınırlandıran tanımlamalar çözüm getirmez. Şimdiye kadar getirmedi. 50 yıllık bir deneyim var. Bundan sonra da getirmez. Eminim herkes bunun farkındadır. Herkes bunu böyle anlıyordur. Türkiye halklarının da zaten çözüme yaklaşımının olumlu olduğuna dönük çok fazla veri var. Kürt halkı zaten bu konuda son derece duyarlı, politikleşmiş bir halk. Ve gerçekten çözümden yana olan, demokratik zihniyeti önemli oranda gelişmiş olan bir halk. Dolayısıyla bu tablonun içerisinde durumu hâlâ PKK’nin silah bırakması ya da “terör” sorunu olarak tanımlanması çözüme katkı sunmaz. Doğru da olmaz. Doğru olan, sürecin gelişmesine dönük yasal-anayasal adımları atmak, bu konuda dilden tutalım yaklaşıma kadar kardeşlik üslubunu, dilini, kardeşlik yaklaşımını ve yasalarını geliştirmektir. Bu, ardından derinleştirilecek bir biçimde toplumun güçlenmesini sağlayabilecek, kendini örgütleme hakkını, kadınların özgürlük bilincini ve toplumsal yaşam içerisindeki duruşunu güçlendirebilecek örgütlenme, mücadele etme hakkını garanti altına almak gerekiyor. Bunların hepsi için mücadele gerekiyor. Bu kolay bir şey değil. Yani bu kadar güçlü bir dönüşüm sağlamak da bir mücadele gerektiriyor. Şu anda bizim burada yaptığımız tören de bir mücadele yöntemi aslında. Yani bir değişim-dönüşüm sürecine katkı sunma temelinde bir mücadele yöntemidir. Demokratikleşmeye dönük iyi niyet yaklaşımı gösterip adımların bu kulvarda atılmasına dönük ön açıcı bir yaklaşımdır. Umarız böyle devam eder.”

HABER MERKEZİ

 

 

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

ABD Başkanı Trump’tan Rusya ile ilgili ‘Bir şeyler olacak’ çıkışı

Sonraki Haber

Ruken’den yeni tekli: ‘Mêvan u Mazûvan’ dijital platformlarda

Sonraki Haber
Ruken’den yeni tekli: ‘Mêvan u Mazûvan’ dijital platformlarda

Ruken’den yeni tekli: 'Mêvan u Mazûvan' dijital platformlarda

SON HABERLER

Süleymaniye Valisi: Kürt kadınların güçlü iradesi dün ortaya çıktı

Süleymaniye Valisi: Kürt kadınların güçlü iradesi dün ortaya çıktı

Yazar: Yeni Yaşam
12 Temmuz 2025

TJA ve DEM Parti’den İzmir’de çocuk atölyeleri

TJA ve DEM Parti’den İzmir’de çocuk atölyeleri

Yazar: Yeni Yaşam
12 Temmuz 2025

Irak Cumhurbaşkanlığı: Silah yakma töreni tarihi bir adımdır

Irak Cumhurbaşkanlığı: Silah yakma töreni tarihi bir adımdır

Yazar: Yeni Yaşam
12 Temmuz 2025

PSAKD Amed Şubesi Aşure dağıttı: Zulme rıza zulümdür

PSAKD Amed Şubesi Aşure dağıttı: Zulme rıza zulümdür

Yazar: Yeni Yaşam
12 Temmuz 2025

33 Düş Yolcusu anıldı

33 Düş Yolcusu anıldı

Yazar: Yeni Yaşam
12 Temmuz 2025

AB’den ‘gümrük vergisine’ dair açıklama: Uygulanırsa karşılık veririz

AB’den ‘gümrük vergisine’ dair açıklama: Uygulanırsa karşılık veririz

Yazar: Yeni Yaşam
12 Temmuz 2025

Şara ve Aliyev görüştü

Şara ve Aliyev görüştü

Yazar: Yeni Yaşam
12 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır