Koridor anlaşmasına tepki gösteren Ermenistan Avrupa Partisi Genel Başkanı Tigran Khzmalyan, anlaşmanın Ermenistan’ın egemenliğini riske attığını belirterek, ‘Bölgedeki siyasi, jeopolitik, ekonomik ve demografik durumu değiştirebilir’ dedi
Ermenistan ve Azerbaycan arasında neredeyse 40 yıldır devam eden Karabağ çatışmasının ardından 8 Ağustos Cuma günü Washington’da ABD Başkanı Donald Trump’ın davetiyle barış anlaşması imzalandı. Daha önce Moskova’nın arabuluculuğuyla birçok kez görüşen iki ülke, Nahçıvan’ı Azerbaycan’a bağlayan Zengezur Koridoru ve Karabağ konusundaki çatışmalarda uzlaşmaya varamamıştı.
Zengezur 99 yıllığına ABD’ye ait olacak
Washington’da gerçekleşen görüşmeden hem barış anlaşması hem de Zengezur Koridoru’nu yeni bir transit geçide dönüştüren, Güney Kafkasya’da büyük etkileri olacak bir anlaşma çıktı. Koridor, Türkiye ile de sınırı olan, Azerbaycan’a bağlı Nahçıvan bölgesinden çıkıyor ve Ermenistan’ın güneyinde Zengezur (Syunik) üzerinden geçerek, bu bölgeyi Bakü’ye bağlıyor. Son anlaşmayla birlikte Zengezur da ‘Uluslararası Barış ve Refah için Trump Rotası’ veya kısaca TRIPP olarak adlandırılan bir transit koridora dönüşüyor.
İki ülke arasında imzalanan anlaşma, Azerbaycan’ı Ermenistan üzerinden Nahçıvan’a bağlayacak olan Zengezur Koridoru’nun kurulmasını da içeriyor. Bu koridorun hayata geçirilmesi, Bakü’nün uzun süredir talep ettiği bir adımdı. Trump, Azerbaycan’ın kendi toprağı olan Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ne bu koridor sayesinde erişebileceğini ancak ‘Ermenistan’ın egemenlik haklarına da saygı göstereceğini’ belirtti.
Türkiye sınırındaki Nahçıvan’ın Azerbaycan ile doğrudan kara bağlantısı bulunmuyor. Doğal kaynak açısından zengin ve stratejik bir bölgedeki bu koridorun geliştirilmesine ilişkin haklar ABD’ye ait olacak.
İran ve Ermenistan’dan tepki
Anlaşmanın hemen ardından İran yönetimi şu ifadeleri kaydetti:
“Güney Kafkasya, Trump’ın kiralayabileceği sahipsiz bir yer değil. Bu geçit, onun mülkü değil, paralı askerleri için bir mezarlık olacaktır.”
Benzer bir tepki de Ermenistan muhalefetinden yükseldi.
Ermenistan’ın egemenliği risk altında
Konuya ilişkin Mezopotamya Ajansı’na konuşan Ermenistan Avrupa Partisi Genel Başkanı Tigran Khzmalyan, anlaşmanın Ermenistan’ın esasen egemenliğini ve güney sınırındaki devlet kontrolünü riske attığını söyledi.
Yıllardır süren bir anlaşmazlığın böyle bir sonuçla bitmesinin kendileri açısından çok da olumlu olmadığını vurgulayan Tigran Khzmalyan şöyle konuştu:
“Evet, bu çok uzun bir siyasi, tarihi, dini ve medeniyet anlaşmazlığı ve bazı insanların sandığı gibi 35 yıllık bir anlaşmazlık değil. Dağlık Karabağ olarak adlandırılan veya bizim dediğimiz gibi Artsach’ın Hristiyan nüfusu arasında yüzyıllık bir anlaşmazlık. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra cumhuriyet olan, Sovyetler Birliği sırasında özerk olan ve nüfusu 2023’te Rusya Federasyonu tarafından desteklenen Azerbaycan güçlerinin saldırısında sürgün edilen uzak, dağlık bir bölge.
Tüm bu savaşlardan sonra geçtiğimiz günlerde Donald Trump, Ermenistan Başbakanı Paşinyaian’ı ve 22 yıllık diktatör İlham Aliyev’i davet etti. Üçü, Nahçıvan bölgesini ve Ermenistan’ın güney sınırı olan Sünni yolunun kontrolünü Azerbaycan’a verdi. Yine Azerbaycan’a ve Orta Asya Türk Cumhuriyeti’ne serbest erişim sağlayan, Donald Trump’a Nobel Barış Ödülü umudu veren ve Paşinyan’ın bir dönem daha iktidarda kalmasını garantileyen oldukça tuhaf bir muhtıra imzalandı.”
Soykırım hatırlatması
Bu anlaşmanın, Ermeni halkı için çok karmaşık ve aşağılayıcı bir tutum olduğunu belirten Tigran Khzmalyan şöyle devam etti:
“Birçoğumuz ne olduğunu anlayamadık. Nitekim toplum, önce 1915 soykırımının hatırasıyla, ardından 2020 savaşının kayıpları ve yenilgisiyle ve ardından 2023’te Ermenilerin Dağlık Karabağ’dan çıkışının travmasıyla derinden sarsıldı. Bu yüzden şu anda insanların kafası karışık ve ne olduğunu anlamıyor. Bazıları bunun hikayenin sonu olacağını umuyor. Ben de dahil olmak üzere bazıları, bu muhtıranın ve bu anlaşmanın mükemmel olmaktan uzak olduğuna inanıyor. Çünkü adalete değil, güce dayanıyor. Çünkü Trump’ın kendisi bunun güç yoluyla bir barış olduğu sonucuna vardı. Gerçek barışın ancak bu parçanın adalet ve uluslararası hukuka dayanmasıyla sağlanabileceğine, yaşanabileceğine ve az ya da çok kalıcı olabileceğine inanıyorum.”
Ekonomik, jeopolitik durum değişecek
Rusya’nın etkisinin her geçen gün bölgede kırıldığını ve bunun da isabetli olduğunu söyleyen Tigran Khzmalyan, “Belki de bu durumun en iyi ve tek olumlu yanı, Rusya’nın önce bir imparatorluk, sonra Sovyetler Birliği ve şimdi de Putin diktatörlüğünün olarak kovulmasıdır. 200 yıl sonra ilk kez Ruslar, önemli bir jeopolitik güç kaymasına katılmadı. Amerikalılar neden müdahale etti? Kısmen Donald Trump’ın kişisel hırslarından kaynaklanıyordu. Savaşları gerçekten içtenlikle durdurmak isteyen Trump’ın başka hiçbir çabasının başarılı olmadığını biliyoruz. Şimdiye kadar ne Rusya ile Ukrayna arasındaki bir savaş ne de Gazze’deki çatışma ve trajedi, Amerikan müdahalesiyle durdurulamadı. Elbette şu anda Ermenistan ile Azerbaycan arasında bir savaş yok. Ancak Ermenistan bin yıldır bu çok karmaşık bölgede denge kurmaya çalışıyordu. Ve şu anda denge bozuldu çünkü tarihte ilk kez Türkiye ve Azerbaycan arasında bir kara koridoru var. Ve bu durum büyük bölgedeki siyasi, jeopolitik, ekonomik ve demografik durumu değiştirebilir” dedi.
Riskler
Aliyev ve Erdoğan’ın söylediği Zangezur Koridoru fikrini kabul etmeyeceklerini söyleyen Khzmalyan şöyle devam etti:
“Çünkü Ermenistan ile İran arasındaki sınır üzerinde sınır ötesi kontrol istiyorlar. Kısmen bu fikri Tramp’a satmayı başardılar çünkü İsrail’in Netanyahu’su gibi, İran’ı kuzey yollarından kesmeyi hayal eden başka güçler de var. Avrupalıların bu fikre tamamen katıldığını sanmıyorum çünkü er ya da geç İran’ın laik bir hükümetle açık sınıra sahip, dünya siyasi sisteminin bir parçası olacağını biliyoruz. Bu, büyük Orta Doğu’da barış için büyük bir şans olacak. Şu anda Ermenistan-İran sınırının şeffaf olmadığını görüyoruz çünkü bu anlaşmanın en karmaşık kısmı, Amerika’nın sınırın korunmasından sorumlu olmaması. Bunun yerine, kökeni bilinmeyen ve bu konuda gerçek bir devlet sorumluluğu olmayan bir askeri özel gruptan bahsediyorlar. Bu nedenle Zangezur Koridoru, Donald Trump’a bir jest yapmak için Trump Yolu olarak yeniden adlandırıldı. Ancak açıkça içerik değişmedi. Ermenistan, esasen egemenliğini ve güney sınırındaki devlet kontrolünü riske atıyor. Ve bu, ABD, Türkiye, İsrail ve Azerbaycan’ın büyük baskısıyla gerçekleşti.”
İki ülke arasındaki bariyer kalktı
Tigran Khzmalyan, Ermenistan’ın yaklaşık 100 yıl boyunca Türkiye ve Orta Asya’daki Türk cumhuriyetleri arasında bir tür bariyer olduğunu şu sözlerle belirtti:
“Artsak veya Dağlık Karabağ, Nahçivan, 1920’de Türk ve Sovyet orduları tarafından işgal edildi. Sünni Vilayeti veya onların deyişiyle Zengzur, Türkiye ile Türk cumhuriyetleri arasındaki bu vaat edilen ve öngörülen kara koridorunu kesen son toprak parçasıydı. Şu anda, Trump yoluyla birçok ekonomik avantaj vaat ediyorlar ve gerçekten de Türkiye büyük gelirler, büyük kârlar elde edeceğini düşünüyor. Orta Asya’dan Türkiye’ye giden kilometrelerce olan ve günlerce süren yol çok daha kısa olacak. Ancak bunun Ermenistan’ın egemenliğini ve bu önemli bölgedeki güç dengelerini nasıl etkileyeceğini göreceğiz. Bu işbirliği, Ermeniler ve Rumlar, Süryaniler ve Kürtler, Ezidiler ve diğer birçok küçük millete karşı geçmiş on yıllar ve yüzyıllar boyunca işlenmiş suçların da aklanması anlamına gelecek veya zaten bir şekilde aklanıyor. Dolayısıyla, bir zamanlar özgürlük ve adaletin meşalesi olan Amerika Birleşik Devletleri’nin, Türkiye, Azerbaycan ve İsrail’in elinde bu oyunun bir aracı haline gelmesi çok yazık ve çok adaletsiz.”
Gelecek belirsiz mi?
Bu anlaşmanın Türkiye, Azerbeycan için şimdilik bir başarı gibi göründüğünü söyleyen Tigran Khzmalyan, şu ifadelerin altını çizdi:
“Egemenlikleri, özgürlükleri, bağımsızlıkları için savaşan bu bölgedeki Ermeniler, Kürtler ve diğer ulusların geleceği ise geçtiğimiz on yıllardan daha kasvetli ve belirsiz. Büyük oyunun bitmediğine ama buna karşı mücadelenin devam ettiğine inanıyorum.”
Haber: Adnan Bilen-Hivda Çelebi / MA