Şırnak T Tipi Kapalı Cezaevi’nde yaşananlara dair rapor hazırlandı. Raporda tutuklulara yönelik işkence, sağlık hakkı ihlali ve kötü muamelelerin sistematik hale geldiği belirtilerek, ‘Cezaevinde insanlık onuru çiğneniyor’ denildi
İnsan Hakları Derneği (İHD) Şirnex Şubesi, Botan Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği (TUHAD-DER), Şirnex Barosu ile Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Şirnex Şubesi tarafından Şırnak T Tipi Kapalı Cezaevi’ne dair hazırlanan rapor kamuoyuyla paylaşıldı. İHD’nin Cizîr (Cizre) ilçesinde bulunan şubesinde yapılan açıklamaya çok sayıda kişi katıldı.
Cezaevinde 13 tutsak ile yapılan görüşmeler ve aile başvuruları ile kamuya açık bilgiler doğrultusunda hazırlanan rapor, İHD Şirnex şubesi yöneticisi Ali Adal tarafından okundu.
Cezaevinde çok sayıda ağır hasta tutuklunun bulunduğunu, ancak bu kişilerin hastaneye sevklerinin sistematik olarak engellendiğini belirten Adal, “Kanser, epilepsi, kalp rahatsızlıkları gibi ciddi hastalıkları olan tutuklulara düzenli tedavi hakkı tanınmıyor. Revir hizmetleri yetersiz, acil durumlara müdahale edilmiyor, muayene sırasında kelepçeler çıkarılmıyor. Ayrıca, ‘terlik dayatması’ adı altında tutuklulara keyfi uygulamalar yapılıyor. Cezaevine girişte çıplak arama uygulaması, ring araçlarında çift ve üçlü kelepçe takılması, ayakta sayım dayatması ve ağız içi arama gibi insan onuruna aykırı uygulamalar yaygınlaştırılmış. Direnen tutuklulara yönelik hücre cezası veya fiziki müdahalelerin uygulanıyor. Bu uygulamalar işkence ve kötü muamele kapsamında değerlendirilmelidir” dedi.
Temel haklar ihlal ediliyor
Tutukluların açık görüşlerde aileleriyle temas kurmasının fiziksel olarak engellendiğini kaydeden Adal, gardiyanların sürekli müdahalelerde bulunduğunu ve kameraların banyo ile yatakhane gibi mahrem alanlara yerleştirildiğini söyledi. Adal, bu durumun özel hayatın gizliliğini ihlal ettiğini belirterek, kadın tutukluların çocuklarının beslenme, oyun ve eğitim ihtiyaçlarının karşılanmadığına dikkat çekti. Cezaevinde verilen yemeklerde böcek, saç teli ve fare pisliği bulunduğu yönünde çok sayıda şikâyetin olduğunu aktaran Adal, “İçme suyu sağlıksız ve mahpuslar kantinden su almak zorunda bırakılıyor. Kadın mahpuslara temel hijyen ürünleri verilmiyor; özellikle regl dönemlerinde ciddi sıkıntılar yaşanıyor” diye belirtti.
Eğitim ve kültürel haklar ihlal ediliyor
Adal, devamla şunları kaydetti: “Ayrıca sosyal ve kültürel etkinlikler yok denecek kadar az, verilen kitap sayısı ise 5 ile sınırlandırılıyor. Kürtçe kitap talepleri de reddediliyor. Yine televizyon ve radyo yayınları sadece iktidara yakın kanallarla sınırlandırılıyor. Bu durum bilgiye erişim hakkını engelliyor. Türk Ceza Kanunu ve Ceza İnfaz Kanunu’na göre ağır hasta tutsakların infazları ertelenmelidir. Ancak bu yasal zorunluluğa rağmen cezaevinde tedavisi mümkün olmayan hastalıkları olan tutsaklar tutulmaya devam ediliyor. Bu durum da hem yaşam hakkı hem de uluslararası insan hakları sözleşmelerini ihlal ediyor. Hasta mahpusların serbest bırakılmaması işkence yasağını ihlalidir.
Kaynak: MA