Şirnex’teki eko-kırıma dair gerçekleşen açıklamada konuşan Mezopotamya Ekoloji Hareketi’nden Derya Akyol, ‘Barışı Cudi’de, Gabar’da, Besta’da başlatın’ derken; DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, ‘Barışın yolu ağaçlarımız, sularımız ile barışmaktan geçiyor’ dedi
Demokratik Kurumlar Platformu öncülüğünde, Şirnex ve ilçelerinde süre gelen eko-kırıma karşı “Eko-kırıma geçit yok, doğa talanına karşı yürüyoruz” şiarıyla Besta’da tutulacak bir gecelik nöbetten önce yürüyüş ve açıklama yapıldı.
Şirnex merkez Cumhuriyet Meydanı’ndan bir araya gelen kitle Ömer Kabak Meydanı’na yürüdü. Yürüyüşe Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır ile Çiğdem Kılıçgün Uçar, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Parti (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, DEM Partili milletvekilleri Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Mertcan Titiz, Yeşil Sol Partisi Eş Sözcüsü Didem Göçer, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) MYK üyesi Orhan Çelebi, Demokratik Birlik İnsiyatifi, İklim Adalet Koalisyonu ile demokratik kitle örgütü temsilcileri, Şirnex, Mêrdîn, Amed, Riha (Urfa), Sêrt (Siirt), Êlih’ten (Batman) gelen ekoloji örgütleri ve çok sayıda yurttaş katıldı. Açıklama öncesi demokrasi mücadelesinden yaşamını yitirenlerin anısına saygı duruşunda bulunularak “Şehîd namirin” sloganları atıldı. Program yaşamını yitiren “Rojava Devrimi” öncülerinden Nurettin Sofî ile özdeşleşen “Ez livir im” şiirinin okunması ile başladı.
‘Ormanlarımız yaşamın kendisidir’
Mezopotamya Ekoloji Hareketi’nden Derya Akyol hazırlanan ortak basın metnini okudu. Kürdistan’da süre gelen Eko kırıma karşı yürüdüklerini belirten Derya Akyol, Kürdistan’da talan edilen yerlere dair bilgi verdi. Şirnex’ın bir bütün olarak hedef alındığını belirten Derya Akyol, “Bu saldırılar yalnızca bir çevre sorunu değildir. Bu, aynı zamanda Kürt halkının hafızasına, kültürüne, yaşam biçimine ve geleceğine karşı planlı bir imha stratejisidir. Çünkü bizler biliyoruz ki doğa, yalnızca üzerinde yaşadığımız bir alan değil; toplumsal hafızamızın, kültürümüzün ve özgürlüğümüzün ayrılmaz bir parçasıdır. Nehirler yalnızca su değil, halkların belleğidir. Dağlar yalnızca taş ve toprak değil, hafızamızın ve direnişimizin simgesidir. Ormanlarımız yalnızca ağaç değil, yaşamın kendisidir” dedi. “Bizler inanıyoruz ki; doğanın özgürleşmesi insanın özgürleşmesidir” diyen Derya Akyol, yetkililere şu şekilde seslendi: “Doğaya ve halka karşı yürütülen bu amansız savaştan derhal vazgeçin! Güvenlikçi ve sermaye odaklı politikalarla halkın geleceğini karartmayın. Ekosistemi geri dönülmez biçimde yok eden maden, baraj ve petrol projelerini durdurun.”
‘Barışı Cudi’de, Gabar’da, Besta’da başlatın’
Kürt halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Doğayla barışmadan insanla barışmak mümkün değildir” sözünü hatırlatan Derya Akyol, “Eğer gerçek bir barıştan söz edilecekse, bunun yolu Botan’ın dağlarından, ormanlarından, derelerinden ve köylerinden geçmektedir. Tüm siyasi aktörlere çağrımızdır: Barışı Cudi’de, Gabar’da, Besta’da başlatın. Barışa, doğayı sınırsız bir kaynak olarak görmekten vazgeçerek başlayın. Barışa, Dicle’nin özgürce akmasına izin vererek başlayın. Bizler, yaşam savunucuları olarak, dağların, ormanların, suların ve tüm canlıların sesi olmaya devam edeceğiz. Çünkü biliyoruz; Doğayı savunmak, yaşamı savunmaktır” şeklinde konuştu.
‘Düşmanca bir uygulama ile doğamıza saldırıyorlar’
DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, “Botan’da doğamıza karşı işgalci bir zihniyet ile saldırı var. Doğaya karşı saldırılara yıllardır tepki gösteriyoruz. Sonuna kadar bu saldırılara karşı duracağız. İktidarın Kürdistan doğasına nasıl yaklaştığını biliyoruz. Şêmzînan’da yangın çıktı ancak tek bir helikopter kalkmadı ancak yüzlerce askeri helikopter var. Doğamıza karşı nasıl bir zihniyet ile yaklaştıkları açık. Bunu kabul etmiyoruz. Kürdistan ve Türkiye halkları olarak bunu kabul etmiyoruz. Botan doğası 8 yıldır talan ediliyor. ‘Doğayı yeniliyoruz’ diyenlerin nereleri yenilediğini biliyoruz. Bugüne kadar bu politikalara karşı arkadaşlarımız birçok eylem yaptı. Düşmanca bir uygulama ile doğamıza saldırıyorlar. Doğaya karşı düşmanlık son bulmalı” diye konuştu.
‘Barışın yolu ağaçlarımız, sularımız ile barışmaktan geçiyor’
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan tarafından başlatılan Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ni hatırlatan Keskin Bayındır, “Barışın yolu ağaçlarımız, sularımız ile barışmaktan geçiyor. Bugün her yer bir talan içinde. Petrol ve maden aramaları adı altında Kürdistan doğası talan ediliyor. Bugünkü yürüyüşümüzün iki mesajı var. Bir tanesi Şirnex halkın ‘doğamıza sahip çıkıyoruz’ mesajı. Talana karşı Şirnex halkı duyarlı olmalı. İkinci mesajımız bu talan karşı uyanıştır. Buna alet olan ön açanları, göz yumanları Şirnex’ten uyarıyoruz. Bugün binleriz yarın on binler, yüz binler olarak bu talan devam ederse burada olacağız. Herkes bu yürüyüşten üstüne düşen mesajı almalı. Eko kırım son bulana kadar mücadele edeceğiz. Doğayı talan etmeyi bırakın. Şirnex’ta kendine Kürdüm diyen ve bu talana yardım edenlere çağrımız; bu onursuzluğu bırakın. Sonuna kadar mücadelemiz devam edecek” diye ifade etti.
Kaynak: MA