• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
27 Eylül 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Emine Ilgaz

Türbülans

27 Eylül 2025 Cumartesi - 00:00
Kategori: Emine Ilgaz, Manşet, Yazarlar
Türbülans

Demokratik Toplum, el açan, dilenen, isteyen, köleleşmeyi bir sanat haline getiren toplumu reddederek yaratan, üreten, kendini savunan özgür toplum olarak umudun kendisi olmayı içeriyor. Özetle, Türkiye’nin yenilenmesi gerektiğine inanan herkes bilmeli ki bunun tek yolu Demokratik Toplum ve Barış sürecinden geçiyor

Emine Ilgaz

Türkiye’nin tablosu bir yerden bir yere ulaşmaya çalışırken hava boşluğuna takılan uçaklara benziyor. Türbülans. Böyle zamanlarda araçtaki yolcuların, bu süreci algılama halleri asla aynı olmaz. Deneyimli olanlar, yaşadığının bilinciyle herhangi bir şey olmayacağına inançla rahatlıkla hareket ederken ilk kez yaşayanlar için ise ciddi bir sınava dönüşebilir. Heyecan, korku, panik, belirsizlik.

Şimdi Türkiye Ortadoğu kaosunda, daha somut bir tanımlamayla 3. Dünya savaşının merkezi olan bir coğrafyanın kalbinde, türlü olasılıklar tablosu içinde bir geçiş sürecini yaşıyor. Bunu hemen herkes biliyor, söylüyor, değerlendiriyor. Kimi umutsuzlukla, kimi beklentilerle.

Yeni Türkiye’yi inşa edeceklerini söyleyenler, bu söylemlerinin üzerinden çeyrek asırdan fazla bir zaman geçmesine rağmen bunu başaramadılar. AKP’nin bu iddiayla hareket ettiği bir gerçekliktir. Bunun için Türkiye’yi çok derinden değiştirmeye yöneldikleri, alt üst ettikleri, hiçbir yıkımdan çekinmedikleri, her türlü gözü karalığı yaptıklarını biliyoruz. Her halde birçok kişi bu çeyrek asrın bir noktasında, yürürlükteki politikalar karşısında ‘bu kadar da olmaz’ demiştir. Kürtlere karşı, kadınlara karşı, laikliğe karşı, emekçiye karşı ve son olarak kendi dışındaki siyasi yapılara karşı. Doğaya karşı, komşularına karşı…

Yeni Türkiye’yi açığa çıkarmak için canhıraş uğraşıldığı, meşru-gayrı meşru, norm ve norm dışı her türlü faaliyetin devrede tutulduğu bir fırtınalı dönem dersek abartmış sayılmayız. Sonuçta Türkiye Cumhuriyeti’nin durumu geride kalan 25 yılın ilerisinde değil. Bazı dönemler yol almış gibi olsa da varılan bir nokta yok, oluşturulan bir yeni cumhuriyet yok. Hatta Türkiye’nin cumhuriyet olarak tanımlanmış sistemi de yok. ‘Türk tipi’ bir sistem denilerek içine girilen başkanlık rejiminin geçmişte boşluklar oluşturan erk birliğine alternatif olarak türetilmiş ucube bir sistem olduğu, bunun başta Ortadoğu savaşı olmak üzere Kürt halkına karşı daha bütünlüklü bir saldırı yürütmek için ihtiyaç duyulan bir formül olduğu anlaşıldı. Şimdiye kadar ülkemizdeki tüm anti demokrat uygulamaların gerekçesi olarak ortaya koyulan Kürt hareketinin aktif silahlı saldırıları ortadan kalktı. Buna rağmen sınırlarımız içinde sular durulmuyor, iç çatışma başta ana muhalefet partisine yönelik olmak üzere derinleştirilerek devam ediyor.

Bu yaşananları yeni Türkiye’nin sancıları olarak göstermek isteyenler var. ‘Yeni’ kavramını kullanarak Türkiye’de gerçekten yenilik arayan, isteyen, artık böyle yol alınmayacağını gören-bilen geniş toplumsal kesimlere, kadınlara ve gençlere beklenti aşılanmak isteniyor, bununla daha radikal arayış ve eylemlerin çıkması engellenmeye çalışılıyor. Oysa az geride yaşadıklarımız bize bir ayna tutuyor ve günümüzdeki Türkiye’yi tüm çıplaklığı ile gösteriyor. İktidarın 23 yıldır Türkiye halklarına sunduğu sadece vaatlerde bulunmak. Bir de haklarını yemeyelim bir beton imparatorluğu. Rahmetli babamın sıklıkla söylediği bir söz vardı. ‘Umut fakirin ekmeği’. 23 yıldır mevcut AKP iktidarı ortaya koyduğu retoriklerle umut yediriyor. Buna siz oyalama da diyebilirsiniz, kandırma da. Erdoğan’ın liderlik ettiği AKP politikacılığı umutları soğuran geçmişi Türkiye’de yaşanan belirsizliğin, ikircikliliğin, geleceği görememe halinin baş müsebbibi olduğu artık açığa çıktı. Zira elinde hiçbir şey olmasa bile geleceğe emin adımlarla yürümek bir şeyleri istemek, istediğine ulaşabileceğini bilmekten geçer. Günümüz Türkiye’sinde ise en ücra bir köyde yaşasanız, sadece üzerinde yaşadığınız toprağa dayansanız bile bir gün adı sanı bilinmeyen bir şirketin iş makinalarını tarlanızın, ağacınızın, sırtınızı dayadığınız dağın üzerinde bulabilirsiniz. Mülkün sahibi olarak gösterilen devletin başı olarak Cumhurbaşkanından onaylı bir kararname ile o saniye mülksüzler içinde olduğunuzu anlarsınız. Çalacak bir kapınız, şikâyet edecek bir merciiniz, destek isteyecek bir gücünüz kalmamıştır.

Kısacası Türkiye bir dünya savaşının ortasındadır ve belirsizlikler çok fazladır. Bunları şimdi bu yazıya sığdırmak mümkün görünmüyor. Fakat Türkiye halkları içinde bulunduğu tehlikeleri yakından görüyor. Kuşatmayı hissediyor. Böyle bir dönemde, yeni umut kaynağı ise Önder APO’nun başlattığı ‘Demokratik Toplum ve Barış Süreci’ oluyor. Demokratik Toplum ve Barış süreci, Türkiye’ye birlik ve kardeşlik temelinde yeni bir toplumsal sözleşme öneriyor. Öncelikle yoğunlaşan dış tehditler, Türkiye’nin günden güne azalan jeostratejik konumuna yeni bir sıçrama yaptıracak bir proje ile karşılanıyor. Tarihsel gerçekliklerle Türkiye Cumhuriyeti’nin sakat bırakılmış ayakları sağlamlaştırılarak her türlü saldırıya karşı iç barışını sağlama temelinde güçlü bir yanıt veriliyor. Bu temelde çare ne ABD’de Trump ile ilişkilerde ne geleceği belirsiz olan Rusya-Çin-İran ekseninde aranıyor. Çare Türkiye’de yaşayan halkların, ama öncelikle de bu ülkenin kurucu unsuru olan iki halkın özgür irade ile Türkiye’yi sahiplenmesinde aranıyor. Demokratik Toplum ve Barış sürecinin bir yüzü dışa karşı iken diğer yüzü iç sorunlara yönelerek ‘Demokratik Toplumu’ umut haline getiriyor. Demokratik Toplum, el açan, dilenen, isteyen, köleleşmeyi bir sanat haline getiren toplumu reddederek yaratan, üreten, kendini savunan özgür toplum olarak umudun kendisi olmayı içeriyor. Özetle, Türkiye’nin yenilenmesi gerektiğine inanan herkes bilmeli ki bunun tek yolu Demokratik Toplum ve Barış sürecinden geçiyor.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Ortadoğu’da zihniyet devrimi; oryantalizmi aşmak

Sonraki Haber

CHP’de değişimin dünü ve bugünü…

Sonraki Haber
Ortak olmak istemediğimiz suç işte buydu!

CHP’de değişimin dünü ve bugünü…

SON HABERLER

İsrail’in Doha saldırısı ve bölgesel etkileri

İsrail’in Doha saldırısı ve bölgesel etkileri

Yazar: Heval Elçi
27 Eylül 2025

Süreç ve HDK davasında adalet arayışı

Süreç ve HDK davasında adalet arayışı

Yazar: Heval Elçi
27 Eylül 2025

Ortak olmak istemediğimiz suç işte buydu!

CHP’de değişimin dünü ve bugünü…

Yazar: Aziz Oruç
27 Eylül 2025

Türbülans

Türbülans

Yazar: Heval Elçi
27 Eylül 2025

Ortadoğu’da zihniyet devrimi; oryantalizmi aşmak

Ortadoğu’da zihniyet devrimi; oryantalizmi aşmak

Yazar: Heval Elçi
27 Eylül 2025

Karadeniz sahil yolundan bugüne: Planlı ekolojik felaketler

Karadeniz sahil yolundan bugüne: Planlı ekolojik felaketler

Yazar: Aziz Oruç
27 Eylül 2025

Hozan Hemîdo anıldı

Hozan Hemîdo anıldı

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
26 Eylül 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır