DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, sürecin eşiği atlaması için hukuki adım çağrısı yaptı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim 2024 tarihinde Meclis’te DEM Parti milletvekilleriyle el sıkışması ve sonrasında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Umut Hakkı”nın sağlanması yönündeki çıkışının üzerinden 1 yıl geçti. Bahçeli’nin sözleri üzerine mutlak tecrit altındaki Öcalan ile görüşmeler başladı. Öcalan, yaptığı çağrıyla PKK’nin kendisini feshetmesini ve silahların yakılmasını sağladı. Ancak Bahçeli’nin “Umut Hakkı”na dair sözlerine karşı herhangi bir adım atılmadı. Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu ise henüz gerekli hukuki düzenlemeleri sağlamadı. Devletin/iktidarın çözüme dair adım atmaması kaygılara neden oldu. Bahçeli’nin Meclis kurulunda el sıkıştığı isimlerden biri olan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, sürecin geldiği aşamayı Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi.
‘Öcalan’ın rolü belirleyici’
Süreçte Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın belirleyici rolüne işaret eden Tuncer Bakırhan, özgür çalışma koşulları ve “Umut Hakkı”na vurgu yaptı. Tuncer Bakırhan, “Sayın Öcalan 26 yıldır bir hücrede olmasına rağmen çok ciddi bir barış diplomasisi yürüttü. Bu barış diplomasisinin odağında hep demokrasi, barış ve demokratik toplum oldu. Yeni yola girmemizde Sayın Öcalan’ın çok büyük katkıları olduğunu özellikle belirtmek istiyorum. Sayın Bahçeli’nin günümüze kadar gelen süreçte yapıcı bir rol oynadığını belirtmek gerekiyor. MHP ve Sayın Bahçeli daha aktif bir rol oynayabilir. 1 Ekim sonrası tecridin belli oranda gevşemiş olması olumlu. Ama kabul etmek gerekir ki Sayın Öcalan’ın koşulları sürecin ruhuna uygun değil. AİHM’in vermiş olduğu kararlar var. Yani bu süreçten bağımsız olarak ‘Umut Hakkı’ndan yararlanması gerekiyor. Öte yandan bu sürecin salahiyeti açısından da iletişim ve özgürlük koşullarının sağlanması elzemdir. Sayın Öcalan daha rahat hareket edebileceği koşullara kavuşursa daha çok katkı sunan bir rol oynayabilir” dedi.
‘Eşiğe geldik’
Tuncer Bakırhan, sürecin geldiği aşamanın önemli olduğunu, ancak artık adım atılması gerektiğini kaydetti. Tuncer Bakırhan, “Yeni bir yola girdik. 100 yıldır tekrar eden yanlışların tekrar edilmemesini istiyoruz. Tekçi anlayışları bir kenara bırakmamız gerekiyor. Eşit haklara sahip olmak istiyoruz. Şimdi yeni bir sayfa açma zamanı. Artık sözü aşan, toplumdaki tedirginliği ortadan kaldıracak adımların atılması gereken bir eşiğe geldik. Bu eşik kimin ne kadar samimi olduğunun ve kimin bu sürece nasıl yaklaştığının da en iyi göstergesi ve fotoğrafı olacak. Çok şey konuşuldu, her şey çok iyi tarif edildi. Artık ne yapmamız gerektiğini konuşmamız gerekiyor. Adımsız süreç olmaz. Süreç diyebilmemiz için adım olması gerekiyor. Başarıya, adımlarla ulaşılır” dedi.
‘Süreç hukuk istiyor’
Sorunun kaynağında Kürtlerin inkarı ve hukukunun olmaması olduğuna işaret eden Tuncer Bakırhan, “Evet, Kürt var deniliyor. Evet, Kürt kardeş deniliyor. Ama Amedspor, formasındaki Kürtçe bir reklam yüzünden ceza alıyor. Kürt kardeş ama parlamentoda iki kelime Kürtçe konuşamıyor. Şimdi bunlar toplumun kafasında kuşkulara sebebiyet veriyor. Tam da artık pozitif adımların atılması gerekiyor dememizin sebebi budur. Biz Kürtlerin temel haklarını hukuka kavuşturmak istiyoruz. Emekçinin, ezilenin, kadının, Alevinin haklarını hukuka kavuşturmak istiyoruz. Çünkü hukuk olmazsa ne demokrasi olur ne barış olur. Hukuksuz bir barış da barış değildir. Hukuksuz bir demokrasi de demokrasi değildir. Kişilerin ve partilerin iyi niyetine, inisiyatifine bırakmadan bunun bir hukukunu oluşturmak gerekiyor. Biz buna ‘bütüncül hukuk’ diyoruz” vurgusu yaptı.
Komisyonun yolu İmralı’ya çıkmalı
Tuncer Bakırhan, Meclis’te bir komisyon kuruluğuna dikkat çekerken, İmralı’ya gitmesi gerektiğini vurguladı. Tuncer Bakırhan, “O komisyondaki bütün önerilerimiz, bir hukuki zeminin oluşması, bu meselenin bir hukuka kavuşması ve hukukla çözülmesidir. Şu anda en geçerli akçe hukuktur. İki insan arasındaki basit bir ticari alışverişin bile bir hukuku var. Yüzyıllık bir mesele, milyonlarca insanın yaşadığı bir meseleyi hukuka kavuşturmazsak yaptığımız her şey sözde kalır. Komisyonun Sayın Öcalan’a gitmemesi sürecin ruhuna aykırı olur. Meclis komisyonu kuruldu, çalışıyor, dinlemeleri gerçekleştirdi, bayağı yol aldı. Şimdi o yolun İmralı’ya çıkması gerekiyor. Yani bir biçimiyle, uygun bir yöntemle komisyon adaya giderek çözüm yolunu daha sağlam döşeyebilir” dedi.
HABER MERKEZİ