Rojin Kabaiş İçin Adalet Komisyonu, Rojin Kabaiş’in naaşında rastlanan 2 erkeğe ait DNA’nın kimlere ait olduğunun tespit edilmesi çağrısı yaptı
Hazırladığı raporda Rojin Kabaiş’in bedeninde 2 farklı DNA tespitini yapan ancak aile ve avukatların ısrarlarına rağmen, DNA’ların hangi bölgede bulunduğunu açıklamayan Adli Tıp Kurumu (ATK), aradan geçen bir yılın ardından mahkemenin talebiyle, durumu açıkladı. ATK, 2 farklı DNA’dan birinin Rojin Kabaiş’in göğüs kısmında diğerinin ise vajinal bölgede olduğunu mahkemeye bildirdi. ATK’nin Rojin Kabaiş dosyasında kritik bir öneme sahip bilgiyi bir yıl saklamasına tepki ise sürüyor. Eskişehir Rojin Kabaiş İçin Adalet Komisyonu, konuya dair Kanatlı AVM önünde açıklama yaptı. “Rojin’in bedeninde bulunan 2 DNA kime ait?” yazılı pankartın açıldığı açıklamada, “Jin, jîyan, azadî” ve “Rojin intihar etmedi” sloganları atıldı.
Açıklama yapan Eskişehir Rojin Kabaiş İçin Adalet Komisyonu üyesi Bensu Özkan, Rojin Kabaiş’in kaybolması sonrası yaşanan hukuki süreci hatırlatarak, ATK’nin 2 erkek DNA’sının kimlere ait olduğunu açıklamak zorunda olduğunu belirtti.
‘Kadın mezarlığına çevirmenize izin vermeyeceğiz’
ATK ve dosya savcısının bir yıldır bilgileri gizlediğini belirten Bensu Özkan, “Bu, delillerin karartılmasıdır, gizlenerek suç işlenmesidir, cinayete ortaklıktır. Van Barosu ve Amed Barosu ortak yaptığı açıklamada ATK hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu aktardılar. Biz de sürecin takipçisi olacağız” dedi.
Şüpheli ölüm ve intihar denilerek kadın cinayetlerinin gizlenmeye çalışıldığını belirten Bensu Özkan, “Bu süreç, başlı başına sistematik bir şekilde devlet ve devletin üniversite, yurt, adli tıp kurumu, Adalet Bakanlığı gibi kurumlarınca işlenen, kadınların yaşam hakkını gasp eden bir suçtur. Bu toprakları kadın mezarlığına çevirmenize izin vermeyeceğiz” diye konuştu.
‘Bütün kadınlar için adalet mücadelesi’
Şule Çet, Nadira Kadirova ve Gülistan Doku’nun da kaybedilişinin üzerinin örtülmeye çalışıldığını vurgulayan Bensu Özkan, şunları kaydetti:
“Eğer Rojin için adalet sağlanmış olsaydı, bugün Şilan için de aynı senaryo yazılmaya çalışılmış olmazdı. Şilan Tekin’e ne oldu sorusuyla karşı karşıya kalmazdık, Şilan şu an aramızda olurdu. İşte bu yüzden biz kadınlar, gerçekleri saklamaya, delilleri karartmaya, failleri aklamaya dönük tüm girişimlerin karşısında dimdik duruyoruz. Biliyoruz ki; Rojin Kabaiş için adalet mücadelesi sadece bir dava ilişkin değil, bütün kadınlar için adalet ve yaşam hakkı mücadelesidir.”
Talepler
Bensu Özkan, ortaya çıkan bulgular eşliğinde yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: “Van Başsavcılığı, TCK 102’ye göre nitelikli cinsel saldırı kapsamında soruşturmayı genişletsin. Adalet Bakanlığı, bu ihmaller silsilesine sebep olma ihtimali olan bütün görevlileri ve çalışanları sorgulasın, gerekiyorsa yargılasın. İstanbul ATK İhtisas Kurulu yeni rapor hazırlasın. ATK, Rojin’in bedeninde bulunan 2 farklı erkeğe ait DNA örneklerinin kimlere ait olduğunu açıklasın. Dosyadaki gizlilik kararı derhal kaldırılsın, aile ve kamuoyu gerçeğe ulaşabilsin. Eksik bırakılan deliller toplanıp şeffaf biçimde açıklansın. Rojin’in ölümünde ihmali, karartması ve sorumluluğu bulunan tüm kişi ve kurumlar hesap versin. Kadınların yaşam hakkını korumak için devlet görevini yerine getirsin. Rojin’in ailesi yalnız bırakılmasın, gereken hukuki ve manevi destek verilsin.”
ESKİŞEHİR