Kuraklık nedeniyle HES’lerin ‘hayalet tesislere’ döneceğini belirten HESİAD’ın imdadına Bakan Bayraktar yetişti. Bayraktar, ‘Pompaj depolamalı santraller üzerinde çalışıyoruz’ sözleri suların hapsedileceği anlamına geliyor
Yusuf Gürsucu
Türkiye’de 123 bin MW seviyesinde bulunan enerji kurulu gücünün yüzde 27’sini teşkil eden Baraj ve HES’lerin alarm verdiği belirtildi. Hidroelektrik Santralleri Sanayi İş İnsanları Derneği (HESİAD) Yönetim Kurulu Üyeleri, yaklaşık bir ay önce yaptıkları açıklamada, ‘kritik bir eşikte’ olduklarını belirterek ‘bütünleşik eylem planı’ yapılması çağrısında bulunurken, bu çağrıya Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alpaslan Bayraktar’dan yanıt geldi.
Su bakanlığı talebi
HESİAD Yönetimi ‘bazı’ gazetecilerle yaptığı toplantıda sektör olarak içme suyu, tarımda kullanım, enerji üretimi ve ilgili diğer tüm alanlardaki paydaşların su kaynaklarına adil erişimini ve kullanımını sağlayacak şekilde ölçüm, planlama, uygulama ve denetim yapacak bir ‘Su Bakanlığı’ kurulmasını önerdiklerini de kaydetti.
Destek mekanizmaları ve PHES
HESİAD, toplantıda bir dizi öneriler açıklarken öne çıkan öneri ise, “Etkin bir havza su planlaması yapılması, ‘Su bataryası’ olarak tabir edilen pompaj depolamalı PHES’lerin bir an evvel hayata geçirilmesi, Ağır kuraklık sebebiyle finansal sürdürülebilirlik riski yaşayan HES’lere süreci atlatmalarına yardımcı olacak şekilde destek mekanizmalarının devreye alınması” olarak belirtildi.
HES’lerde yenilikçi günler
Bu açıklamanın üzerinden bir ay geçmeden açıklamada bulunan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, pompaj depolamalı santraller üzerinde çalıştıklarını kaydederek, önümüzdeki süreçte Türkiye’nin mutlaka birkaç bin megavat pompaj depolamalı santrale ihtiyacı olduğunu iddia etti. Bakan Bayraktar bu açıklamayı, Türkiye Elektrik Sanayi Birliği’nin (TESAB) TÜBİTAK MAM ve TOBB Üniversitesi iş birliğiyle düzenlediği ‘Hidroelektrikte Yenilikçi Projeler Günü’nde yaptı.
HES’ler de rehabilite dönemi
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar burada yaptığı konuşmasında elektrikte talep artışlarının tahminleri aşacağını iddia etti. Bayraktar, hidroelektrikte Türkiye’nin şu anda potansiyelini büyük oranda ortaya koyduğunu kaydederek, “Başka potansiyel yok mu hidroelektrikte? Elbette ki var. Ama şimdi artık mevcut santrallerin rehabilite etme dönemi” açıklamasını yaptı.
Su tahakkümü perçinlenecek
Özelleştirme sürecinde sırasını bekleyen kamu kurumu Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) Eski Genel Müdürü izzet Alagöz, “Pompaj HES’in mevcut suyunu belli bir depolama sistemiyle devir daim etmek. Var olan suyu elektrik fiyatının çok uygun olduğu saatlerde yukarıya pompalayarak yüksek bir irtifa kazandırarak elektriğe çok ihtiyaç duyulan saatlerde, yani prime-time’da bu sudan elektrik elde ederek şebekeyi besliyorsunuz” diye belirtirken, bu tesislerin akarsu ve göl kıyıları ile mevcut barajlara uygulanmasıyla sermayenin suya hükmeden konumu perçinlenirken, kentler ve tarımsal alanlar tamamen susuzluğa mahkum edilmiş olacak.
Pompaj depolamalı santral: PHES
Eski tarihlerde su gücünden yararlanarak değirmenlerde tahıl öğütülürdü. Günümüzde ise su ve rüzgarla dönen değirmenler enerji üretimleriyle gündemimizde. Nerede akar su var ise önüne bentler kurarak yüzlerce HES ve baraj bu nedenle inşa edildi. Elbette her değirmenin olduğu gibi bu HES ve barajlarında bir ömrü var. Projelerde biçilen ömür baraj yapısının dayanma ve barajların alüvyonla dolmasıyla ilgilidir. Ancak baraj ömrünü asıl belirleyen şey su varlığının giderek azalması ve barajlara yeteri kadar suyun taşınamaması sonucunda yaşanmakta.
Su üzerinden yeni birikim yolu!
Her akarsuyun üzerinde 2-3-5-… tane baraj ve HES’ler mevcut. Bu şirketler akarsuyun suyunu kendi aralarında paylaşıp günün belli saatlerinde elektrik üretme yolu depolamalı HES’lerle sağlayabilecek. Örneğin Wan Gölü gibi göllerde yaşanan su varlığı her geçen yıl azalmaya devam ederken, Wan Gölü gibi diğer gölerin kıyısına kurulması muhtemel depolamalı HES’lerle yeni bir birikim yolu şirketlere açılmış olacak. Bunun bir örneğin Eğirdir Gölü’nde atılmıştı. Henüz çalışmalara başlanmayan Çinli, ABD’li ve Türk şirket yeni yasa ve yönetmeliklerle ‘kamu desteklerinin’ yolunu gözlemekte.
Çin, ABD ve yerli ortaklık
Çinli Gezhouba Group, KAF Teknik Yapı ve General Elektrik (GE) işbirliğiyle Isparta’da Eğirdir Gölü’nden yararlanılarak 1000 megavatlık pompaj depolamalı hidroelektrik santrali (PHES) kuracakları açıklanmıştı. General Elektrik (GE) Hidroelektrik Bölümü Türkiye ve Ortadoğu Üst Yöneticisi Marwan Al Roub, Isparta’da kurulacak 1000 megavatlık pompaj depolamalı hidroelektrik santrali için 4 adet 250 megavatlık özel çift yönlü türbin ve ekipmanlarının kullanılacağını açıklamıştı.
İlk adım Eğirdir Gölü
Projeyi yapacaklarını açıklayan sermaye gurupları da santralin işleyişini anlatmıştı. Güç talebinin az olduğu zamanlarda suyu (Eğirdir) yüksekteki havuza elektrikli devasa güçteki motorlarla basılacak. Enerji talebi yani fiyatının yüksek olduğu saat ve günlerde ise suyu aşağıya basıp elektrik üretilecek. 1000 MW’lık pompaj depolamalı hidroelektrik santral (PHES) için söz edilen ‘havuza’ su her geçen gün suları çekilen Eğridir Gölü’nden alınacak. Bu durum ise Eğirdir için büyük bir susuzlukla birlikte geri döndürülemez ölçekte felakete neden olunacak.
Saniye de 175 m3 su
Hasankeyf gibi tarihi bir kenti yok eden Ilısu Barajı’nın kapasitesinin 1200 MW olduğunu düşündüğümüzde PHES için oluşturulacak ‘havuzun’ kapasitesi hepimize bir fikir vermektedir. Eğirdir Gölü PHES için oluşturulacak ‘havuzdan’ 175m3/sn su ihtiyacı gerekeceği ve ‘havuzun’ kurulacağı su düşüş yüksekliği ise 672 metre olacağı projede belirtiliyordu.
Suya PHES hükmedecek
PHES, elektrik enerjisinin ucuz olduğu yani talebin düşük olduğu zaman dilimlerinde pompa modunda çalıştırılarak 1 km yukarıya su basarken ciddi bir enerji harcanacak ve üst ‘havuzda’ toplanan su bu kez elektrik talebinin yani fiyatının yüksek olduğu zamanlarda tribünlerden geçirilerek enerji üretilecek. Bu işler yapılırken ‘havuz’ diye belirtilen şeyin aslında büyük bir baraj göleti oluşacağı aşikâr. Kurumaya yüz tutan Eğirdir Gölü’nün sularına ise inşa edilmek istenen PHES hükmedecek.
Taşıma suyla değirmen
Taşıma suyla değirmeni çevrilecek olan santralin tüm su ihtiyacı Eğirdir Gölü’nden sağlanacak. Bugüne kadar Eğirdir Gölü’nü besleyen akarsu, dere, çay ve yüzey sularının önüne çok sayıda gölet, baraj ve HES yapıldı. Bu yapılar nedeniyle gölün beslenmesi için gerekli olan suların göle ulaşamaması ve göl havzasında binlerce yasal ya da yasal olmayan kuyu ile birlikte Eğirdir Gölü azalan suları nedeniyle ikiye bölünürken, Eğirdir kurumaya başlamış göller arasında yer alıyor. Böyle bir girişim Eğirdir’in idam fermanı olacak.
Karanlık bir gelecek
Suları azalan ve bu nedenle enerji üretmedikleri gün ve saatlerde akarsu/dere yatağına bir damla su bırakmayan şirketler, göllerin ve akarsuların kurumasında belirleyici rolleri var. Depolamalı HES girişimi ise belirlenen can suyu miktarını bile salmayan baraj ve HES’lerden hiçbir biçimde su alınmayan bir geleceğe işaret etmekte. Diğer yandan devasa büyüklükte barajlara sahip olan Dicle ve Fırat havzalarında çiftçilerin temel ihtiyacı olan su ya bırakılmamakta ya da yetersiz bırakılmaktadır. Bu nedenle yeraltı suyuna mahkûm edilen çiftçiler ve köylüler enerji şirketinin fahiş elektrik faturalarıyla bu olanaktan da mahrum bırakılarak topraklarından edilmektedir.