Kürt Özgürlük Hareketi’nin 26 Ekim’de duyurduğu geri çekilme kararına ilişkin konuşan TJA’lı Başak Sarıdal, ‘Devletin adım atması gereken siyasi ve hukuki zeminlerin olduğunu düşünüyoruz. Bu şekilde devlet hukuki ve siyasi adımları atabilmeli’ diyerek Kürt Hareketi ve halkların sürecin arkasında olduğunu belirtti
Kürt Özgürlük Hareketi yönetimi, 26 Ekim’de Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın onayı doğrultusunda Qendîl’de tarihi bir açıklama gerçekleştirdi. Açıklamanın ardından gözler aylardır bir adım atmayan devlete çevrildi. Öte yandan sürece dair detsek ve talep açıklamaları da devam ediyor
Barış söylemine karşı provokasyonlar sürüyor
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Başak Sarıdal, Kürt Özgürlük Hareketi’nin daha önce 1993, 2013 ve 2015 yıllarında da barış için adım attığını ancak bu adımların karşılıksız kaldığını hatırlattı.
Başak Sarıdal, 27 Şubat çağrısı ile yeni bir sürece adım atıldığına vurgu yaparak, “Şu anda bu süreçle birlikte kadınların büyük bir rolü de vardı. 2013-15’lerde yoğun kadın katliamlarına ve zulme rağmen kadınlar bugün hâlâ sokaklarda, kentlerde, direnişlerde somutlaştırılmış bir barış talebini gösterebiliyor” ifadelerine yer verdi.
27 Şubat’tan bu yana başlayan sürecin provoke edilmeye çalışıldığına dikkat çeken Başak Sarıdal, buna örnek olarak TJA’nın ve DEM Gençlik Meclisi’nin farklı tarihlerde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için yapmış olduğu eylemlerin provoke edilmesini gösterdi.
Kürt Hareketi kararlı hareket ediyor
Kürt Özgürlük Hareketi ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın barış için sürekli çalışma yürüttüğünün altını çizen Başak Sarıdal, medyanın olumsuz propagandaları olduğunu belirterek, “Kürt Özgürlük Hareketi kararlılıkla, ısrarla barış için iddialarını büyütüyor, kararlarını büyütüyor, tarihi adımlar atıyor. Bunların artık devlet nezdinde de karşılık bulması, devletin de atması gereken yasa ve siyasi gelişmelerin önünü açıyor aslında. Lakin devlet tıkamaya müsait biraz daha. Bunca tıkanmaya rağmen, bunca sürecin provoke edilmesine rağmen halklar, Kürt halkı, hareketin kendisi büyük bir ısrarla sürecin önünü açmak için tarihi adımlar atıyor” diyerek kendilerinin de bu amaçlar yürüyüş yaptıklarını hatırlattı.
Devlet hukuki ve siyasi adımlar atmalı
Birçok baskıya ve tecride rağmen Abdullah Öcalan’ın, Kürt halkının ve siyasi alanın barış için çalışmalarını yürüttüğünün altını çizen Başak Sarıdal, devletin de adım atması gerektiğini kaydederek şu sözlere yer verdi: “Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan bu kadar ağır tecrit altında olmasına rağmen ısrarla sürecin önünü açmak için kararlar alıyor. Keza Kürt hareketi aynı şekilde bu kadar yoğun saldırılara rağmen sürecin önünü açmak için adımlar atıyor. Halklar bu soykırımlardan daha fazla zarar görmesin diye süreci sahipleniyor. Siyasi alan keza aynı şekilde bu kadar ağır koşulların olduğu yerde kadınlar yine aynı şekilde süreci sahipleniyorlar, sürecin ruhuna uygun olarak adımlar atıyorlar, süreci provokasyona karşı savunuyorlar. Devletin adım atması gereken siyasi ve hukuki zeminlerin olduğunu düşünüyoruz. Bu şekilde devlet hukuki ve siyasi adımları atabilmeli.”
Haber: Gülistan Gülmüş / JINNEWS









