• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
4 Kasım 2025 Salı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Kültür

Veya ‘Sizin hiç babanız öldü mü?’

4 Kasım 2025 Salı - 00:00
Kategori: Kültür, Manşet
Veya ‘Sizin hiç babanız öldü mü?’

Georgi Gospodinov: ‘omuzlarında tonlarca geçmiş taşıyan bir Atlas’ der babası için. Hastalığı ile birlikte ona ölümüne kadar eşlik eder. ‘Bahçıvan ve Ölüm’ birçok şeyin yanı sıra ‘babanın ölümüne’ dair bir roman

Hüseyin Kalkan

‘Sizin hiç babanız öldü mü?

Benim bir kere öldü, kör oldum.

Yıkadılar, aldılar, götürdüler.

Babamdan ummazdım bunu kör oldum.’

Georgi Gospodinov, babasının ölümünü anlattığı bir an-roman olan ‘Bahçıvan ve Ölüm’ü okurken ister istemez Cemal Süreya’nın bu dizleri düşüyor aklımıza.  Yeri doldurulmaz bir kayıptır, babının kaybı, şairi kör ediyor. Yazar ise “Bizi çocuk olarak hatırlayan son kişi de gittiğinde hâlâ var olduğumuz söylenebilir mi?” diye soruyor.

Büyük kaybın romanı

Bu günlerde hemen herkesin elinde olana ‘Bahçıvan ve Ölüm’ böylesine yeri doldurulmaz bir kaybı anlatır. Yazar babasının ölümün anlatıyor ve geri dönüşlerle bütün hayatını, ailesinin hayatını ve bir parça ülkesini anlatıyor. Yani arka planda Bulgaristan’da reel sosyalizmi deneyimlerini okuyoruz.

Her çocuk babasına çok şey yükler. Büyük anlamlar atfeder. Yazarımız ise biraz daha fazla anlamlar yükler babasına: “omuzlarında tonlarca geçmiş taşıyan bir Atlas” der babası için. Bu ‘Atlas’ın hastalığı ile birlikte ona ölümüne kadar eşlik eder. Bu yüzden Bahçıvan ve Ölüm birçok şeyin gibi ‘Babanın ölümünün’ de romanı olur.  Hikâyenin nasıl bir hikâye olduğunu Gospodinov, şöyle anlatıyor: “Hemen söyleyeyim, bu kitabın sonunda başkahraman ölüyor. Hatta sonunda bile değil, daha ortasında, ama vefatının öncesini ve sonrasını anlatan tüm hikâyelerde o yine hayata dönecek. Çünkü, Gaustin’in dediği gibi, geçmişte zaman tek yönlü akmaz.

Küçükken kütüphaneden sadece birinci şahıs ağzından yazılmış kitapları seçerdim çünkü onlarda başkahramanın ölmediğini bilirdim.

Eh, gerçek kahramanının ölmesine rağmen birinci şahıs ağzından yazılmış bir kitap bu.

Sadece hikâyelerin anlatıcıları hayatta kalıyor, ama onlar da bir gün ölecek.

Sadece hikâyeler hayatta kalacak.

Ve babamın aramızdan ayrılmadan önce yetiştirdiği bahçe.

Muhtemelen bu yüzden hikâye anlatırız. Dünyanın ve içindeki her şeyin yerli yerinde olduğu bir başka paralel koridor yaratmak için, tehlike ve ölüm akın etmeye başladığında anlatıyı başka bir tarha yönlendirmek için, tıpkı bahçıvanın bahçede suyu bir sonraki tarha yönlendirmesi gibi.

Bu sayfalarda ışık olsun istiyorum, yumuşak öğle sonrası ışığı. Bu kitap ölüm hakkında değil, sona eren bir hayat için duyulan hüzün hakkında. Arada fark var. Bu, sadece onun bal dolu peteği için değil, peteğin boş hücreleri için de duyulan bir hüzün, hatta o çok daha güçlü. Elimizdeki mumların dahi yanıp tükenirken hatırladıkları o petek için duyulan hüzün.

Babamın dediği gibi, korkacak bir şey yok.” (S. 11-12)

Son cümle, sanki karanlıkta korkmamak için bir çocuğun kendi kendine söylediği bir söz gibi. Yazar, bu kitapla babasının ölümü ile başa çıkmaya çalışıyor. Bahçıvan ve Ölüm biraz, biraz değil büyük ölcüde kendi üzerinde bir roman. Cemal Süreya’nın deyişi ile kör oluyoruz, bununla başka çıkmanın bir yolu yok sanırım.

Biraz Bulgaristan

Bu roman ‘sosyalist’ Bulgaristan’da geçiyor. Berlin duvarının bütün görkemi ve kofluğu ile dikildi ve ardında yıkıldığı zamanlarda.Bu nedenle istersek romanı bir reel sosyalizm eleştirisi olarakta okuyabilir. Kaba siyasi bir eleştir değil, ince bir mizahla günlük hayatın içine sinmiş bir eleştiri. Diktatörlüklere yakışan, gülünç ve sallapati bir ciddiyet. Mesela yazarın babasının her 9 Eylül’de diş etleri itaplanır ve tanıdık bir dişçide rapor alır. Herkes törene giderken o balkonda Parti Genel Sekreterini taklit edereke gidenlere el sallar. Eşi ile‘Bulgar Sosyalizminin müthiş icadı’ olana elektronik biber közleme makinasında patlıcan biber közler. (S. 55) Sonra Berlin Duvarı yıkılır. Bulgaristan’da Sovyetler Birliğine duyulan minnettarlık nişanesi olarak dikilen Sovyet Askeri anıtı yıkılır gider bu arada. Bahçıvan ve Ölüm, sadece komşu bir ülkenin günlük hayatına tanıklık etmek için bile okunmaya değer bir kitap.

Georgi Gospodinov’a dair

Bulgaristan’ın 1989 sonrasında en çok çevrilen yazarlarından biri olan Georgi Gospodinov 1968 yılında Yambol’da doğdu. Sofya Üniversitesi’nde Bulgar filolojisi okuyan Gospodinov 1992’de yayımladığı ilk şiir kitabıyla edebiyat dünyasına başarılı bir giriş yaptı. Bir süre şiire ağırlık verdikten sonra düzyazıya yönelerek 1999 yılında Doğal Roman’ı (Metis, 2018) yayımladı. Uluslararası çapta ilgi gören roman ve onu takip eden ilk öykü kitabı ve Başka Öyküler (2001) pek çok dile çevrildi. 2012’de yayımlanan ikinci romanı Hüznün Fiziği (Metis, 2017) Bulgaristan’da Yılın En İyi Romanı Ödülü’ne (2013), Jan Michalski Edebiyat Ödülü’ne (2016) ve Angelus Edebiyat Ödülü’ne (2019) layık görüldü. Yazarın 2020 yılında yayımlanan son romanı Zaman Sığınağı (Metis, 2022) ise İtalya’nın en prestijli edebiyat ödülü olan Premio Strega Europeo’yu ve 2023 Uluslarası Booker Ödülü’nü kazandı. Farklı yazın türleriyle uğraşmayı seven Gospodinov’un eserleri arasında şiir, öykü ve romanların yanı sıra oyunlar ve denemeler de yer alıyor.

Georgi Gospodinov’un Türkçe’deki diğer kitapları

Hüznün Fiziği

Doğal Roman

Zaman Sığınağı

Yokluğun Haritaları

Künye

Bahçıvan ve Ölüm

Yazan: Georgi Gospodinov

Çeviren: Hasine Şen Karadeniz

Yayınevi: Metis Yayınları

S: 201

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Kadınların eğitim hakkı toplumsal dönüşümle mümkün

Sonraki Haber

Rızayı da zorla örgütlüyorlar!

Sonraki Haber
‘Bu kadar ileri gidemezler’ mi?

Rızayı da zorla örgütlüyorlar!

SON HABERLER

Barbara Urbanic: Barış çağrısını çok değerli buluyoruz

Barbara Urbanic: Barış çağrısını çok değerli buluyoruz

Yazar: Bedri Adanır
4 Kasım 2025

İş Güvenliği Uzmanı: Yoksulluk Wan’a göç ve ölüm getiriyor

Adana’da iş cinayeti: 1 ölü, 1 yaralı!

Yazar: Heval Elçi
4 Kasım 2025

Amed’de özel savaş politikaları protesto edildi

Amed’de özel savaş politikaları protesto edildi

Yazar: Aziz Oruç
4 Kasım 2025

Devlet Bahçeli: Komisyonun İmralı’ya gitmesi süreci güçlendirir

Devlet Bahçeli: Komisyonun İmralı’ya gitmesi süreci güçlendirir

Yazar: Bedri Adanır
4 Kasım 2025

AİHM kararı sonrası Demirtaş için tahliye başvurusu

AİHM kararı sonrası Demirtaş için tahliye başvurusu

Yazar: Aziz Oruç
4 Kasım 2025

Erxevan Doğa ve Kültür Platformu Girişimi kuruldu

Erxevan Doğa ve Kültür Platformu Girişimi kuruldu

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
4 Kasım 2025

Gülistan Sönük: Demokratik Cumhuriyet kayyımların gitmesiyle olur

Gülistan Sönük: Demokratik Cumhuriyet kayyımların gitmesiyle olur

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
4 Kasım 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır