• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
4 Kasım 2025 Salı
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Gündem Güncel

Doç. Dr. Adem Çelik: Geçiş dönemi hukuku gerekli

4 Kasım 2025 Salı - 09:56
Kategori: Güncel, Manşet
Doç. Dr. Adem Çelik: Geçiş dönemi hukuku gerekli

Barışın sadece silahların susması anlamına gelmediğini belirten Doç. Dr. Adem Çelik, ‘Toplum barışı destekliyor; ama kaygılı bir pozisyonda ya da izleyen bir pozisyonda. Eğer toplum, izleyen pozisyondan çıkıp barışı kurabilecek bir özne olduğu bilinciyle hareket ederse barışı kurmak kolaylaşır’ dedi

Kürt sorununun çözümüne dair yürütülen Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nin hedefine ulaşması birçok kesim sürece katkı sunmaya çalışıyor. Türkiye akademisi sorunu, akademik sınırlar içinde tartışmaya istekli görünmezken, akademinin bu tutumunu eleştiren Kafkas Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Ana Bilim Dalı’ndan Doç. Dr. Adem Çelik, barışı inşa etme, barış için uğraşmanın bütün akademisyenlerin ve entelektüellerin görevi olduğunu belirtti.

Cumhuriyet ve demokrasinin buluşamamış olmasının çatışmalı sürecin temel nedeni olarak gören Adem Çelik, “Gelinmiş olan aşamada Cumhuriyeti, demokrasi ile buluşturmaya dönük bir iradenin belirli kesimlerde açığa çıktığı görülüyor. Barış sürecinin temel amaçlarından birisi de 102 yıllık Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırmak gibi görünüyor. Tabii bunun en önemli boyutlarından birisi inkara ve asimilasyona dayalı tekçi kimlik yerine, çoğulculuğu tanıyan ortak bir zeminin kurulmasıdır. Dolayısıyla farklı kimliklerin tehdit olmaktan çıkıp bir zenginlik haline geldiği, farklılıklarımızla birlikte ortaklık inşa edebileceğimiz yeni bir dönemi düşünme, tartışma aşamasına girdik” diye konuştu.

‘Bundan sonra geçiş dönemi hukuku gerekli’

Barış süreçlerinin uzun zaman gerektiren mücadele süreçleri olduğunu ifade eden Adem Çelik, “Demokratik toplum dediğimiz süreç, uzun ve erimli bir süreçtir. Dolayısıyla bugünden yarına kısa vadede çok büyük mesafeler alacağımızı düşünmek yerine, barışı toplumsallaştırarak, toplumun demokratik dinamiklerini açığa çıkararak Cumhuriyeti demokratik demokrasi ile taçlandırmak ve şiddet iklimden çıkmak olası gibi görünüyor. Bunun için Kürt siyaseti üzerine düşen adımların önemli bir kısmını atmış gibi görünüyor. Bundan sonra barış süreçlerinde terhis, silahsızlanma ve yeniden entegrasyon dediğimiz bir geçiş dönemi hukuku gerekli. Onun da ötesinde aslında çatışmaya neden olan kök sorunları çözebilecek demokratik adımların atılması en önemli noktalardan birisi. Yoksa barış sadece silahların susması anlamına gelmiyor” diye konuştu.

‘Farklılıkları tanıyan ortak bir siyasal kültürün oluşması önemli‘

Barış süreçlerinde silahların susmasının önemli bir yere sahip olduğunu da vurgulayan Adem Çelik, “Elbette silahların susması önemli. Toplum için büyük bir kazanım. Ama silahların yeniden konuşmayacağı demokratik ve farklılıkları tanıyan ortak bir siyasal kültürün oluşması, barışın sürdürülebilirliği açısından elzem noktalardan birisidir. O yüzden perspektifimizi salt negatif barışla değil, toplumsal sorunları ve çatışmaya neden olan kök problemleri çözebileceğimiz bir pozitif barış perspektifiyle oluşturmamız gerektiğini düşünüyorum” diye belirtti.

‘Toplum, izleyen pozisyondan çıkarsa barışı kurmak kolaylaşır’

Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nin inşasında sadece siyasal aktörlere değil; toplumsal gruplara çok önemli görev ve sorumluluklar düştüğünü kaydeden Adem Çelik şunları belirtti:

“Barış yukarıdan inşa edilebilecek bir şey değildir. Aynı zamanda aşağıdan toplumun sahiplenmesi ve mücadelesiyle kurulabilecek bir olgudur. Dolayısıyla toplumun barış sürecinin sahiplenmesi, iktidar içerisinde demokratikleşme konusunda tereddüt gösteren grupları demokratikleşme noktasında zorlaması ve barışın kurulabilmesi için elzem noktalardan birisi gibi görünüyor. Yine ben demokratikleşme meselesini birilerinin yukarıdan bahşettiği bir şey olarak görmüyorum. Demokratikleşme, toplumun mücadelesinin bir sonucu olarak açığa çıkacak. Son dönemlerde toplumun demokratikleşme konusunda belirli bir duyarlılığa sahip olduğunu da düşünüyorum. Barış konusunda da belirli bir duyarlılığa sahip olduğunu düşünüyorum. Ancak bu duyarlılığın henüz daha ciddi ölçüde siyasal alana yansıyıp yansımadığı kuşkulu. Toplum biraz daha barışı destekliyor; ama kaygılı bir pozisyonda ya da izleyen bir pozisyonda. Eğer toplum, izleyen pozisyondan çıkıp barışı kurabilecek bir özne olduğu bilinciyle hareket ederse barışı kurmak kolaylaşır” şeklinde konuştu. 

‘Barış için çalışmak bir aydının temel sorumluluğudur‘

Barışın temel bir insan hakkı olduğunu ve bu süreçte toplumun aydınlarına, entelektüellere önemli görevler düştüğünün altını çizen Adem Çelik, şöyle devam etti:

“Barış için çalışmak bir aydının temel sorumluluğudur. Dolayısıyla barışı inşa etme, barış için uğraşma bütün akademisyenlerin ve entelektüellerin görevidir. Ama bir öz eleştiri yapmak lazım. Türkiye akademisinin barış konusunda yeterince hazır olmadığını söylememiz gerekiyor. Özellikle hem hakim eğilimi benimseyen akademisyenler hem de muhalif eğilimi benimseyen akademisyenlerin son süreçte yürütmüş olduğu tartışmalar ne Türkiye’deki barış üzerine ne de dünyadaki barış örnekleri üzerine yeterince çalışmadıklarını düşündürmektedir. Akademisyenlerin savaş döneminde söyleyebileceği çok şey yoktur. Çünkü savaş sözün çok konuşulmadığı dönemlerdir. Barış, aslında ya da içinde bulunduğumuz yeni dönem silahlar yerine sözün hükmünün olacağı temel toplumsal meselelerimizi birlikte tartışacağımız bir dönemdir. Bu dönem kaçınılmaz olarak akademisyenleri sorumlu kılmaktadır. Dolayısıyla akademisyenlerin hepsinin barışı inşa etmek, konuşulabilir bir demokratik toplum yaratmak gibi bir sorumluluğu zaten var. Ancak akademik dünya barış meselesi üzerine yeterince hazırlanmış mı gibi bir soruya çok olumlu yanıt vermek mümkün değil.”

‘Barış olması için mücadele edilmelidir’

Çatışmalarda yaşanan ağır bedellere dair Adem Çelik, “Onlarca, yüzlerce, binlerce canımızı son 50 yıllık süreçte kaybettik. On binlerce insanımız, yüz binlerce insanımız, milyonlarca insanımız göç etmek zorunda kaldı. Herhalde bu tek neden bile barışın olması için yeterlidir. Barışın olmaması için önerdiğimiz nedenlerden daha büyük bir nedendir. Dolayısıyla bana kalırsa akademi dünyası, barışın neden olmayacağı üzerine kafa yormaktansa barışın nasıl olabileceğine kafa yormalı ve barışın olması için mücadele etmelidir” diye belirtti.

Haber: Ömer Akın \ MA

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Abdullah Öcalan: Yıkıcı ve negatif değil, pozitif bir aşamayı geliştirmeye çalışıyoruz

Sonraki Haber

TÜBİTAK ve ASELSAN’a operasyon

Sonraki Haber
TÜBİTAK ve ASELSAN’a operasyon

TÜBİTAK ve ASELSAN'a operasyon

SON HABERLER

Irak petrol ithalatını durdurdu

Irak petrol ithalatını durdurdu

Yazar: Yeni Yaşam
4 Kasım 2025

MHP’den Demirtaş mesajı: Tahliye kararı verilecektir

MHP’den Demirtaş mesajı: Tahliye kararı verilecektir

Yazar: Yeni Yaşam
4 Kasım 2025

Komisyon ‘Abdullah Öcalan’ı ziyaret’ gündemi ile toplanacak

Komisyon ‘Abdullah Öcalan’ı ziyaret’ gündemi ile toplanacak

Yazar: Yeni Yaşam
4 Kasım 2025

Gebze’de çöken bina: İki ilçede onlarca bağımsız birim mühürlendi

Gebze’de çöken bina: İki ilçede onlarca bağımsız birim mühürlendi

Yazar: Yeni Yaşam
4 Kasım 2025

Emekli-Sen’den Rojin Kabaiş için eylem: Failleri yargılansın

Emekli-Sen’den Rojin Kabaiş için eylem: Failleri yargılansın

Yazar: Yeni Yaşam
4 Kasım 2025

Demirtaş’tan Bahçeli ve Özel’e teşekkür: Kimseye özel bir kırgınlığım yoktur

Demirtaş’tan Bahçeli ve Özel’e teşekkür: Kimseye özel bir kırgınlığım yoktur

Yazar: Yeni Yaşam
4 Kasım 2025

Tutsaklardan Aykol’a dayanışma mektupları: ‘Nerede kalmıştık?’ diyeceğimiz günü bekliyoruz

Tutsaklardan Aykol’a dayanışma mektupları: ‘Nerede kalmıştık?’ diyeceğimiz günü bekliyoruz

Yazar: Yeni Yaşam
4 Kasım 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır