25 Kasım’ın yalnızca anma değil eyleme geçme günü olduğunu belirten Natacha Deriemaeker, ‘Kadın dayanışması hem duygusal hem toplumsal açıdan güç veriyor’ dedi
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü, kadınların yaşam hakkı ve eşitlik mücadelesinin simgesi olmaya devam ediyor. Dünyanın dört bir yanında kadınlar hâlâ şiddet, ayrımcılık ve sessizlikle yüzleşirken; 25 Kasım, bu sessizliği bozan, farkındalık ve dayanışmayı büyüten bir direniş günü olarak yeniden hatırlatıyor.
Avrupa’da da kadın katliamları ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet artarken, Brüksel’de 23 yıldır Ligo Brusselleer’de öğretmen ve sosyal danışman olarak görev yapan Natacha Deriemaeker, hem sınıfta hem toplum içinde kadınların yanında duruyor.
25 Kasım’ın yalnızca bir anma değil, aynı zamanda eyleme geçme, konuşma ve değişimi başlatma günü olduğunu vurgulayan Natacha Deriemaeker:
“Kadına yönelik şiddet hâlâ her gün yaşanıyor, hem de düşündüğümüzden çok daha yakında. Bu beni hem üzüyor hem de elimden gelen katkıyı sunma konusunda kararlı kılıyor. Bu gün, durup düşünmek, farkına varmak ve harekete geçmek için önemli bir fırsat. Kadınların yaşadıkları zorlukları sık sık duyuyorum. Önemli olan sinyalleri fark etmek, güven yaratmak ve kadınların konuşabilmeleri için onlara alan açmak.”
‘Şiddet daha da görünür hale geliyor’
Kadına yönelik şiddetin her geçen gün daha görünür hâle geldiğini söyleyen Natacha Deriemaeker, rakamların yükselmesinin toplumda hâlâ köklü bir eşitsizliği işaret ettiğini belirtti.
Natacha Deriemaeker şöyle devam etti:
“Kadınlar hâlâ korkuyor, konuşmaktan çekiniyor veya yaşadıklarının ‘yeterince kötü’ olmadığını düşünüyorlar. Bu beni derinden yaralıyor. Ancak bu da farkındalık ve destek için mücadele etmeye devam etmemi sağlıyor.”
Kadınların çoğu zaman şiddeti normalleştirdiklerini ve yardım istemekte geç kaldıklarını dile getiren Natacha Deriemaeker, güven duygusunun şiddet döngüsünü kırmak için temel bir adım olduğunu ifade etti.
‘Kadın dayanışması bana enerji veriyor’
Eğitimin kadınları güçlendirdiğini, özgüven kazandırdığını ve konuşmayı kolaylaştırdığını dile getiren Natacha Deriemaeker, güvenli eğitim ortamlarının önemine dikkat çekti.
Kadın dayanışmasının hem duygusal hem toplumsal açıdan güç verdiğini söyleyen Natacha Deriemaeker, kadınların birbirini desteklemesinin mücadeleyi büyüttüğünü paylaştı.
Natacha Deriemaeker şu ifadeleri kullandı:
“Kadın dayanışması bana enerji veriyor. Kadınların birbirini desteklemesi, cesaretlendirmesi ve birlikte güçlenmesi inanılmaz bir şey. Ben de işimde bu bağlılığı teşvik etmeye çalışıyorum çünkü birbirimize ihtiyacımız var. Kadın olduğum için kadın öğrencilerim benimle konuşurken kendilerini daha rahat hissediyorlar. Bu güven, onların hikâyelerini paylaşmalarını kolaylaştırıyor.”
‘Birbirimiz için var olmalıyız’
Kadınlara, kurumlara ve topluma seslenen Natacha Deriemaeker, şiddetin ancak kolektif sorumlulukla son bulabileceğini ifade etti.
Natacha Deriemaeker son olarak şunları belirtti:
“Kadınlara söylemek isterim: Yalnız değilsiniz. Ne yaşadıysanız yaşayın, bu normal değil ve sizin suçunuz değil. Kurumlar yargılamadan dinlemeli, yardımı daha erişilebilir kılmalı. Toplum ise görmezden gelmemeli. Şiddet ancak hepimiz kınarsak ve sorumluluk alırsak son bulur. Her küçük adım, her konuşma, her dayanışma hareketi önemlidir. Birlikte yaşadığımız bu toplumda, birbirimiz için var olmalıyız.”
Haber: Filiz Zeyrek / JINNEWS








