Birçok hastalığı bulunan Muhlise Karagüzel’in ve Abdulvahap Kavak’ın serbest bırakılması talep edildi
İnsan Hakları Derneği (İHD) Hapishane Komisyonu, hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek için her hafta düzenledikleri “F Oturması” eyleminin 712’ncisini Beyoğlu’nda bulunan dernek binalarının önünde gerçekleştirdi.
Bu hafta Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan hasta tutsak Muhlise Karagüzel’in (64) durumuna dikkat çekildi. Eylemde basın metnini İHD üyesi Meryem Bars okudu.
Muhlise Karagüzel’in dört kez kalp krizi geçirdiğini dile getiren Meryem Bars, “Açık kalp ameliyatı olan 64 yaşındaki ağır hasta mahpus Muhlise Karagüzel; kalp, diyabet, hipertansiyon, astım, bel ve boyun fıtığı hastasıdır. Kan şekeri çok yükseldiği için günde dört kez insülin iğnesi yapılmaktadır. Yüksek şekerin gözlerine ve böbreklerine verdiği zarar ve diğer hastalıkları nedeniyle şiddetli ağrılar çekmekte, astım hastalığına bağlı olarak nefes almakta zorlanmakta ve uyuyamamaktadır. Tek başına yaşamını sürdürmekte zorlanan Karagüzel’e yeterli tedavi ve bakım sağlanmadığı için hapishane koşulları yaşamına tehdit oluşturmaktadır” dedi.
‘Tedavisini dışarıda yapmak istiyoruz’
Meryem Bars, Muhlise Karagüzel’in kızının komisyona verdiği bilgilere şöyle değindi: “Annem 2019 yılında asılsız suçlamalarla tutuklandı. Cezaevine girmeden önce şeker, kolesterol, astım ve tansiyon hastasıydı. Cezaevinde üç kez kalp krizi geçirdi ve tedavi edilirken geçirdiği son krizden sonra açık kalp ameliyatı oldu. İzmir-Menemen Cezaevi’ndeyken ve sonrasında infazı birkaç ay ertelendi. Birçok kez anjiyo oldu. Ayrıca şekeri çok yüksek olduğundan gözüne vurdu. Birkaç kez görme yetisini kaybetti ve sayısını hatırlayamadığım kadar gözünden anjiyo oldu. Bünyan Cezaevi’ndeyken sağlık sorunları nedeniyle Kayseri Adli Tıp Kurumu’na (ATK) yapılan başvuruda kendisine yüzde 90 ‘hapiste kalamaz’ raporu verildi ancak sonra sevk edildiği İstanbul ATK ‘hapishanede kalabilir’ raporu verdi. Sağlık durumunun ağırlaşması üzerine 4 Nisan 2023’te tedavi için Menemen R Tipi Kapalı CİK’ne getirildi. Burada da hedeflenen tedavi ve bakım verilmediği için sağlık durumu daha da ağırlaştı.
Gözlerindeki rahatsızlık nedeniyle acilen ameliyat olması gerektiği, ancak hapishane koşullarında yeterli bakım verilemeyeceği için bu ameliyat sonrasında gözlerini kaybetme ihtimali bulunduğu söylendi ve ameliyat edilemedi. Sonrasında Diyarbakır Kadın Hapishanesi’ne sevk edilen annem, birkaç hafta önce yine kalple alakalı sorun yaşadı ve Diyarbakır’da anjiyo oldu. Cezaevi koşullarını maalesef hepimiz biliyoruz. En sağlıklı insanın bile bir süre sonra ciddi hastalıklarla baş etmek zorunda bırakıldığı mekânlar cezaevleri. Özellikle hasta tutsakların tek başına yaşamlarını idame ettirebileceği bir yer değil. Annemin düzenli kullanması gereken ilaçlar var; bu ilaçlara dönem dönem gecikmelerle erişim sağlayabiliyor. Oysa tek bir gün bile aksatılmayacak kadar önemli ilaçlar bunlar.
İki hafta sonra, 28 Kasım’da annemin infaz süresi doluyor ve şartlı tahliye edilmesi gerekiyor. Fakat hukuksuz kararları nedeniyle ilk aklımıza gelen düşünce, İdare ve Gözlem Kurulu’nun herhangi bir engellemesine maruz kalacak mıdır? Annemin herhangi bir keyfi tutuma uğramadan serbest bırakılarak tedavisinin dışarıda sürdürülmesini istiyoruz.”
‘Yaşamı tehdit altında’
Muhlise Karagüzel’in durumunu çokça dile getirdiklerini söyleyen Meryem Bars, “Hapishane koşullarında gerekli tedavi ve bakım sağlanamadığı halde halen serbest bırakılmayan Muhlise Karagüzel’in sağlık durumundaki hızlı bozulma yaşamını tehdit etmektedir. Acilen serbest bırakılarak yeterli tedavi ve bakıma erişimi sağlanmalıdır” dedi.
Ankara
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek amacıyla 584’üncü haftasında da bir araya geldi. Bu haftaki açıklama İnsan Hakları Derneği (İHD) 22’nci Olağan Genel Kurulu’nun devam ettiği Yılmaz Güney Sahnesi’nde gerçekleşti. Açıklamayı okuyan İHD Ankara Şube yöneticisi Meral Nergiz Şahin, bu hafta Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan hasta tutsak Abdulvahap Kavak’ın durumuna dikkat çekti.
Abdulvahap Kavak’ın akciğer fibrozisi, üç stentli kalp rahatsızlığı, yüksek tansiyon ve kolesterol, ülseratif kolit, bel boyun fıtığı, boğaz nodülü ve başka birçok rahatsızlığı bulunduğunu ve son dönemlerde ciğerlerinden kan geldiği bilgisini aktaran Meral Nergiz Şahin, “Kavak’ın durumunu kritik hale getiren temel etken ise hapishanenin hemen yanında bulunan beton santralinin yaydığı yoğun tozdur. Göğüs hastalıkları uzmanlarının tespitlerine göre bu çevresel maruziyet, akciğer fibrozisini doğrudan ağırlaştırmakta, hastalığın seyrini hızlandırmaktadır. Bu nedenle yapılan değerlendirmeler sonucunda Sağlık Kurulu, Kavak’ın bulunduğu hapishanedeki çevresel koşulların hastalığını kötüleştirdiğini belirlemiş ve yer değişikliğinin tıbben uygun ve gerekli olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Buna karşın sevk talebi hâlâ karşılanmamış; başvuru, asıl sorun olan ‘toz maruziyeti’ yerine ‘tedavinin Bolu’da yapılıp yapılamaması’ gibi tali bir noktaya indirgenmiştir” dedi.
Kavak’ın yer değişikliğinin tıbben zorunlu olduğunu ve gecikmesi dahilinde ise yaşam hakkının ihlal edileceğini belirten Meral Nergiz Şahin, sevk talebinin karşılanması gerektiğini ifade etti.
Kaynak: JINNEWS – MA









