Avukat Elif Selin, ‘Kadın kütüğünün erkeğin hanesine yazılması Anayasa’ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gibi uluslararası sözleşmelere de aykırı’ dedi
İstanbul 14’üncü Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen bir dosya nedeniyle Nüfus Hizmetleri Kanunu 23’üncü Maddesi’nin iptali talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) açtığı dava 6 Kasım’da görüldü. Karara dair ise henüz bir açıklama yayınlanmadı.
Kadının evlendikten sonra kütüğü erkeğin hanesine yazılmasını içeren maddenin başta toplumsal cinsiyet eşitliği olmak üzere pek çok hakkın ihlal edildiğini, maddenin hem Anayasaya hem uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu dile getiren Kadın Cinayetlerini Durduruyoruz Platformu (KCDP) gönüllü avukatlarından Elif Selin kamuoyunun davayı dikkatle izlemesi gerektiğini ifade etti.
Elif Selin “AYM öncelikle ‘kocası ölen kadın yeniden evlenmedikçe ölen kocasının kütüğünde kalır’ ifadesi nedeniyle görevsizlik vererek reddetti. Çünkü 14. Asliye Mahkemesi’nin uygulama alanına girmiyordu. Ama ilk fıkrayı gündemine aldı ve esastan tartışmaya açtı” şeklinde dile getirdi.
‘Kadınlar maddi külfet ve zaman yüzünden başvurmuyor’
Davanın aslında soyadı kanunun değişmesi süreciyle ilişkili olduğunu ifade eden Elif Selin kadının evlenince doğrudan eşinin soyadını almasını zorunlu kılan Medeni Kanun’un 187. Maddesi’nin 22 Şubat 2023’te AYM tarafından eşitliğe aykırı olduğu belirtilerek kaldırıldığını hatırlattı. Soyadı kanunundaki değişikliğinin iç hukuktaki uygulama alanlarına yansıtılmadığını yani iç hukuktaki değişikliklerin yapılmaması nedeniyle otomatik olarak erkeğin soyadının verildiğini ve değiştirmek için kadınların tekrardan dava açmak zorunda kaldıklarını ifade eden Elif Selin maddi külfet ve sürecin zaman alması nedeniyle kadınların çoğu zaman bu yola başvurmadığını kaydetti. Kadının sadece sözlü beyanla kendi soyadını kullanabilmesinin önünün açılabilmesi için değişmesi gereken madde ise Nüfus Hizmetleri Uygulama Yönetmeliği’nin 24’üncü Maddesi. Kadının evlendikten sonra kütüğünün eşinin hanesine yazılmasına dair değişmesi gereken madde ise aynı yönetmeliğin 23. Maddesi.
‘Anayasaya, eşitlik ilkesine, uluslararası sözleşmelere aykırı’
Evlilik sonrasında hem soyadı hem de kütük konusunda cinsiyet temelli bir ayrımcılığın söz konusu olduğunu dile getiren Elif Selin, bunun kadının bir başkasının boyunduruğu altına geçmesi gibi bir durum oluşturduğunu kaydetti. Elif Selin, “Evlilikle beraber erkeğin hayatında bir değişiklik istenmiyor, erkek evlendiğinin ertesi günü hayatına kaldığı yerden hiçbir değişiklik olmadan devam edebiliyor. Ama kadınlara bir sürü külfet oluyor. Kadının medeni hali değiştikçe kimliğini değiştirmek zorunda kalıyor. Pasaportu, ehliyeti, bunların değiştirilmesiyle uğraşıyor. Mesela evlenmeden önce akademik başarılara sahip olabilir, belli kazanımları olabilir. Evlendikten sonra bu başarılar, kazanımlar erkeğin soyadıyla anılmaya devam ediyor. O noktada da kadının başarıları, emeği, kimliği gölgelenmiş oluyor. Bu toplumsal cinsiyet eşitliğine aykırı. Aynı zamanda kadının direkt olarak öz benliğiyle alakalı bir şey olduğu için Anayasal hakkını da gasp etmiş oluyoruz. Yani hem Anayasaya hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gibi uluslararası sözleşmelere aykırı. Kadın doğuştan hak ettiği şeylerle ilgili uğraşmak zorunda kalıyor” şeklinde belirtti.
‘Kadının soyadı ve kütük meselesinin erkek boyunduruğu altında’
Bu durumun erkeğin kadına sahip olduğunu savunan ataerkinin bir yansıması olduğunu ifade eden Elif Selin, “Soy bağının belirlenmesi hususunda, soyadı ve kütük konusundaki değişiklikler için aile bağlarının güçlenmesine aykırı dediler. Ondan sonra kayıt evrak sistemlerinde bir sıkıntı, bir düzensizlik olacağını söylüyorlar. Bu gibi gerekçelerle kadının soyadı ve kütük meselesinin erkek boyunduruğu altında olması gerektiğini savunuyorlar ama oysa teknoloji çağındayız, yüz tanıma sistemleri, parmak izi sistemleri gelişmiş durumda. Hepimizin kimlik numarası var, her şey dijital ortamda kayıtlı. Bu gibi söylemler çağ dışı kalıyor” değerlendirmesi yaptı. Elif Selin, düzenlemenin kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle kamuoyunun konuya dikkat çekmesi gerektiğini belirtti.
Haber: Melike Aydın \ JINNEWS









