Komisyonda İmralı’ya gidilmesi yönünde karar çıkarken, heyete üye vermeyen ve toplantıyı terk eden CHP’ye siyasetçilerden, gazetecilerden ve araştırmacılardan sert tepkiler geldi
Meclis’te, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun 18’inci toplantısı gerçekleştirildi. Yapılan oylamada komisyon, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşmesi yönünde karar aldı.
İmralı’ya gidecek heyete üye vermeyeceğini açıklayan ve komisyon karar toplantısını terk eden CHP’ye tepki yağdı.
Bekaroğlu: CHP Kürt seçmenini itti
CHP önceki dönem İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, “‘Her şey çok güzel olacaktı; maalesef olmadı. CHP, İmralı’ya gitmeme kararı aldı ve kapalı toplantı yapılıyor gerekçesi ile komisyon toplantısını terk etti. Sanıyorum genel başkanımız Sayın Özgür Özel, CHP’nin niçin Kürt seçmenini ittiğini kamuoyuna anlatacaktır” dedi.
Siyasetçi Ufuk Uras, “Belki de AKP, ezeli rakibini iyi bildiği için CHP’ye, İmralı zarfı açarak, Türkiye’nin en önemli meselesinde CHP’yi Zafer, İyi Parti hattına iteliyor” dedi.
Çakıroğlu: Özel konforlu alanını aşamadı
Gazeteci- yazar Gürkan Çakıroğlu, şu paylaşımda bulundu:
“CHP’nin hakkıdır gitmemek. Tıpkı İYİ Parti ve Zafer Partisi gibi. Lakin kararlarına açık/gizli oturum vs gibi saçmalıkları gerekçe yapmalarına gerek yok. Kararı korkarak aldılar, bari arkasında korkmadan dursunlar. 2023 seçimlerinde DEM seçmeni blok olarak Kılıçdaroğlu’na oy verdi. Hatta basit bir örnek Kemal Bey İzmir’den yüzde 67, Diyarbakır’dan yüzde 72 oy aldı. Aynı Diyarbakır’da CHP oyu yüzde 7. Yani DEM Parti ile seçmeni arasındaki paralellik oldukça kuvvetli. Siyaseten kötürüm olan ve bu halini bürokrasi ve yargı iplerini elinde tutarak dengeleyen Erdoğan’a fırsat verdi CHP. Değerlendirebilirse eğer Erdoğan için siyaseten büyük bir alan açıldı. CHP’nin Erdoğan’ın son 10 yıldır yaptığını yaparak, yani terör dilini kullanarak Erdoğan’ı vurma şansı da yok. Her anlamda kendini dar bir alana hapsetti CHP. Kürt meselesinde İmamoğlu popülist söylemlerin ötesine geçemedi. Özel konforlu alanı aşamadı. Sadece CHP değil, Türkiye için kayıp. Gerçekten çok üzgünüm. Çok…”
Gazeteci İrfan Aktan, sanal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “AKP onca baskı ve hileyle CHP’yi tam da hedeflediği gibi sürecin dışına itekliyor. Umarım CHP’liler İmralı’ya gitmemelerine kendilerinin değil iktidarın karar verdiğini, süreçle eşzamanlı baskıların önemli bir hedefinin bu olduğunu idrak ettiğinde geç kalınmamış olur” dedi.
Girasun : Ülkeyi yönetme iddiasını sürdürebilir kılmaz
Rawest Araştırma Direktörü Roj Girasun CHP’nin oy kaybetme kaygısıyla İmralı heyetine üye vermediğini belirterek, şu paylaşımda bulundu:
“Oysaki Türkiye’de seçmen hiçbir zaman tek bir gündem başlığıyla oy tercihlerini değiştirmez; seçmen davranışı da bunu doğrulamaz. Ancak Türkiye’nin ana gündeminde yer alan bir meselenin çözümüne dair oluşan konsensusun dışında kalan bir siyasi parti, ülkeyi yönetme iddiasını sürdürülebilir kılamaz. Karar verme sürecinde ortaya çıkan tablo CHP’nin kendi politikasını ortaya koyup ona göre bir reaksiyon vermek yerine, mevcut reaksiyonlara göre politika belirlediği izlenimini veriyor ve ‘Özgür Özel artık liderliğe evriliyor’ analizlerden ziyade ortaya koyduğu tutumla daha çok eski grup başkanvekili reflekslerini hatırlattı.”
SYKP Eş Genel Başkanı Titiz: CHP kararını gözden geçirsin
CHP’nin kararına ilişkin konuşan Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Mertcan Titiz, “Bugün alınan kararın daha nesnel bir yaklaşımla tekrar gözden geçirilmesi gerekmektedir. Müzakere halindeki güçlerden bir taraf Mayıs ayından bu yana son derece tarihsel kararlar alıp, bu kararını hayata geçiren bir pratik içindeyken, Sayın Öcalan ile İmralı’da görüşülmesi konusunda hem rejim hem de muhalefet güçleri tereddütsüz davranmalıdır” dedi.
Titiz, sözlerine şu şekilde devam etti: “Barışın ve demokratik toplumun önü açılmak isteniyorsa; bu tartışmanın ana müzakerecilerinden biri Sayın Öcalan’dır ve o müzakere dışı tutularak bu hedeflere yaklaşılamaz. Bugün İmralı’ya gitmekten kaçınma tavrı, savaş yıllarından sonuç çıkartmamış olmak, Kürt sorununun demokratik çözümünün akamete uğraması, barış isteyen milyonların sesini duymamaya eşdeğerdir. Türkiye’nin birinci partisi sıfatını taşıyan CHP’nin bu nesnelliği görmesi gerektiğini ve buna uygun olarak vermiş oldukları kararı lehte gözden geçirmeleri gerektiğini düşünüyor ve kendilerinden talep ediyoruz.”
Keskin Bayındır: Devletçi kodlarından kopamamış
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, CHP’nin tuzağa düştüğünü söyledi.
CHP’nin verdiği karara değinen Bayındır, “Kürt sorununa yaklaşımda cesur bir tutum içinde olamayan CHP, maalesef devletçi kodlarından kopamamış, toplumun sesine kulak verememiştir. Klasik muhalefet anlayışını sürdüren CHP’nin heyete üye verilmemesi yönünde aldığı karar demokratik geleceğimize de gölge düşürmüştür. İktidar karşıtlığı ile çözüm karşıtlığını aynı şey olarak gören anlayış ile demokratik bir gelecek inşa edilemez. Bu yüzden CHP toplumun gerisine düşmüş, yüz yıllık inkar siyasetine esir düşmüştür” ifadelerini kullandı.
Kürt halkının CHP’ye olan güveninin zedelendiğini kaydeden Bayındır, “CHP savaş isteyenlerin tuzağına düşmüştür. Siyasi iktidarın CHP’yi sürecin dışında tutma isteğine de hizmet eden bu karar gözden geçirilmeli, ülkenin kurucu partisi olarak CHP, yüzyıllık bir sorunun çözümünde yerini almalıdır” şeklinde konuştu.
İskender Bayhan: CHP tarihi bir hata yaptı
İmralı sürecinin devam eden sürecin olağan bir parçası olduğunu kaydeden Bayhan, “Erdoğan, bütünüyle yürütmenin sorumluluğunda, sarayın inisiyatifinde giden bir süreç olsun istiyor. Komisyonun İmralı’ya gitmesi bu açıdan da önemlidir.” dedi.
Bayhan, devamla şunları söyledi
: “CHP’nin İmralı heyetine katılmaması önemli ve ciddi bir eksiklik. İktidar grubu bunu avantaj olarak değerlendirmeye çalışacak. Saray bunu kendisi için fırsata çevirmeye çalışacak” diye belirtti. Bayhan, İmralı’ya gidecek heyette CHP’nin yer almamasının eksiklik olduğunu söyleyerek, “Bunda sevinilecek, bunda olumlu bulunacak bir yön yoktur. Dilerim hala zaman var. Bu gözden geçirilir. CHP Merkezi açısından kendi verecekleri karar bu ama gözden geçirilip son anda da olsa daha süre var. CHP de İmralı’ya gidecek heyeti içerisinde yer alır diye düşünüyorum.
Şunun da altını çizmek gerekir ki; bundan sonra komisyonun tartışmaları da, bütün çalışmalar da halka açık yapılmalıdır. Bu ülkeye artık gizli saklı gelmez barış. Böyle bir yaklaşımla süreç ilerlemez. Dolayısıyla İmralı’ya atılması gereken adımları çok daha somut konuşmak durumundayız. Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının uygulanması, kayyumların ortadan kalkması, anadil konusunda adım atılması gibi adımları somut olarak tartışmalıyız. Dilerim bu karar barışın önünü açar, ilerlemesini veya barış umudunun büyümesine hizmet eder.”
HABER MERKEZİ









