KESK’in Adana’da yaptığı bölge mitingine katılan emekçiler, geçinemediklerini vurgulayarak, ‘Geçim sorunlarının çözümü barış ve demokrasiyle mümkündür. Ancak barış sürecine dair girişimleri samimi bulmuyorum; halkın bunu gerçekten istemesi ve muhatapların sorumluluk alması gerekir’ dedi
Meclis’te görüşmeleri devam eden 2026 Merkezi Bütçe görüşmelerine dair bütçenin “güvenlikten” değil halktan, emekçiden yana olması talebiyle Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) alanlardaydı.
KESK tarafından Adana’da 14 kentin katılımıyla “Geçinemiyoruz! Halk için bütçe, Demokratik Türkiye” şiarıyla bölge mitingini gerçekleştirdi. Emek, meslek örgütleri, siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinin destek verdiği miting, Kasım Gülek Köprüsü’nden Uğur Mumcu Meydanı’na yapılan yürüyüşle başladı. Mitingde, “İnsanca yaşamak istiyoruz”, “Savaşa değil emekçiye bütçe” sloganlarıyla yürüyen emekçiler, hayat pahalılığına, düşük ücretlere ve adaletsiz bütçe politikalarına tepki gösterdi.
Mitinge katılan kamu emekçileri ve emekliler, yaşadıkları ekonomik sıkıntıları ve taleplerini anlattı.
Birlik olursak kazanırız
Asgari ücretle geçinmeye çalışan Casim Aydoğan, zamların altında ezildiklerini anlattı. Hayat pahalılığa işaret Aydoğan, “Maaşımız yetmiyor, biz açız. Vergileri kepçeyle alıp kaşıkla veriyorlar. Elektrik 3 bin TL, su bin 700 TL, tüp bin TL olmuş. 6 çocuğum var, kiradayım, asgari ücretle geçinmek mümkün değil. Asgari ücret en az 35 bin TL olmalı. Birlik olursak kazanırız” dedi.
Emeklilerin tamamı yoksul bir süreçten geçiyor
28 yıl sınıf öğretmenliği yaptıktan sonra emekli olan Neslihan Çelik Kaya da, gelirinin temel ihtiyaçlarını karşılamaya dahi yetmediğini vurgulayarak, “İki yıldır emekliyim, 34 bin TL maaş alıyorum, 22 bini kiraya gidiyor. Çocuğum üniversitede, sağlık sorunlarım var ama hizmetlere erişemiyorum. Emeklilerin tamamı yoksulluğun derinleştiği bir dönemden geçiyor. ‘Hazinenin bizim vergilerimizle oluşturulup bir avuç çeteye peşkeş çekilmesine’ itiraz ediyoruz. Mücadeleye devam edeceğiz” diye belirtti.
Adaletsizliğe karşı birlik olmalıyız
Mitinge Mêlêti’nde (Malatya) katılan emekli Süleyman İncekaya, gelir dağılımındaki adaletsizliğe tepki göstererek, “Gerçekten yaşam hiç iyi değil. Zengin daha zengin, fakir daha fakir oluyor. Bu adaletsizliğe karşı birlik olmak gerekiyor. Bu kadar yoksullaşmanın sebebi savaş politikalarıdır” dedi.
Hasret Boloğlu da bütçe politikalarının emekçileri yoksullaştırdığını belirterek, “Sağlık ve eğitim gelişmiyor. Ancak mücadeleyle bütçeden hakkımızı alabiliriz” dedi.
Geçinemiyoruz
Emel Karakuş, kamudaki çalışanların da derin bir ekonomik kriz yaşadığını söyleyerek, “İşsiz değiliz ama emeğimizin karşılığıyla geçinemiyoruz. Bütçe gerekli yerlere aktarılmıyor. Çocukların aç okula gittiği bir ülkede yaşıyoruz; inkâr edilecek gerçekler değil. Barış ve birlik olmadan ekonomik sorunlar çözülmez” diye konuştu.
Muhataplar sorumluluk almalı
İnanç Çelik, kamu çalışanlarının gerçek enflasyon karşısında ezildiğini ifade ederek, “TÜİK’in sahte enflasyon verileri üzerinden zam yapıyorlar. Halkın enflasyonu çok daha yüksek. Kepçeyle alıp kaşıkla vermenin adı tam olarak budur. Geçim sorunlarının çözümü barış ve demokrasiyle mümkündür. Ancak barış sürecine dair girişimleri samimi bulmuyorum; halkın bunu gerçekten istemesi ve muhatapların sorumluluk alması gerekir” diye kaydetti.
Haber: Mehmet Güleş – Hamdullah Yağız Kesen / MA









