31 yıldır cezaevinde tutulan, 12 kez ameliyat olan, tahliyesi 3. kez ertelenen Cemil İvrendi’ye hem hücre cezası hem de iletişim cezası verildi. Hukuksuzluğa tepki gösteren kızı Dilan İvrendi, babasının tahliye edilmesini isteyerek, ‘Tabutunu değil, babamı istiyorum’ dedi
Tutuklandığında 31 yaşında olan Cemil İvrendi, 31 yılı aşkın süredir cezaevinde. Ekim 1994’te “Örgüt üyesi olma” iddiasıyla tutuklanan Cemil İvrendi, Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) tarafından “Devletin birliği ve bütünlüğünü bozma” suçlamasıyla müebbet hapis cezası aldı. Bu süre boyunca 17 farklı cezaevine sürgün edilen Cemil İvrendi, Kırşehir S Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuluyor. Tahliyesi bugüne kadar üç kez ertelendi. İdare ve Gözlem Kurulu (İGK), Cemil İvrendi hakkında son kararı 15 Ekim’de verdi. Cemil İvrendi, karara tepkisini “Bana ‘Cemil öl’ diyorlar. Ölümümü bekliyorlar” diyerek gösterdi.
12 kez ameliyat olan ve ciddi sağlık sorunları yaşayan tutsak Cemil İvrendi, “Böyle devam ederse vasiyetimi yazacağım. Cenazemi Adalet Bakanlığına, Meclis’e göndersinler” mesajı nedeniyle hücre ve iletişim cezasına çarptırıldı. Kurul ise ATK raporunu dahi beklemeden tahliyesini erteledi. Cemil İvrendi tutuklandığında kızı Dilan 5, Mizgin üç ve Asimet de bir yaşındaydı. “Babamın kızları büyüdü, torunları oldu ama tutsaklığı bitmedi” diyen Dilan, artık dışarıda olması gerektiğini söyledi.
12 ameliyat geçirdi
Cemil İvrendi’nin kalp başta olmak üzere birçok kronik hastalığı bulunuyor. 2007’de anal fistül nedeniyle sağ kalçasının üst iç kısmında oluşan yara patladı. Bu hastalık nedeniyle 12 kez ameliyat geçiren Cemil İvrendi’nin yarası sürekli iltihaplanıyor ve pansumanlarını çoğu zaman kendisi yapmak zorunda kalıyor. Üç çocuk babası Cemil İvrendi’nin kızları ise yıllardır hasta tutsakların tahliye edilmesi için mücadele ediyor. Cemil İvrendi’nin büyük kızı Dilan, hukuksuz uygulamaların son bulmasını ve hasta tutsakların serbest bırakılmasını istedi.
Görüşmeye tenezzül etmedi
Babasının tahliyenin bir kez daha 6 ay daha ertelenmesine tepki gösteren Dilan İvrendi, “İdare ve Gözlem Kurulu babamla görüşmeye tenezzül dahi etmedi. Babam karardan önce bir psikologla görüştürülmüş ama Kurul’a çıkarılmamış. ‘Pişmanlık’ dayatılıyor; babam da ‘Ben pişman olacak bir şey yapmadım’ diyor. Savcı, Kurul toplanmadan karar verip babamı bir kez daha ölüme terk etti” dedi.
ATK raporu beklenmedi
Kurul kararından önce babasının Adli Tıp Kurumu’na (ATK) sevk edildiğini aktaran Dilan İvrendi, rapor sonucu bile beklenmeden tahliyenin ertelendiğini belirtti. “Bu nasıl bir vicdan, nasıl bir hukuk, nasıl bir düşmanlık?” diye soran Dilan İvrendi, şunları belirtti: “Demek ki ATK de ‘cezaevinde kalabilir’ diyecek. Ya ATK ‘kalamaz’ derse ne olacak? Bu hukuksuzluklara karşı ne yapacağız bilmiyorum. Hangi karar doğru, hangisi yanlış, hangisine inanalım.”
Pansumanı kendisi yapıyo
Babasının cezaevinde tek başına yaşamını sürdüremeyecek durumda olduğunun altını çizen Dilan İvrendi, şöyle devam etti: “1 Aralık’ta amcam görüşe gitti. Bakanlıktan cezaevine gelmişler ama babamla görüşmemişler. Babam, 12 kez ameliyat oldu ama anal fistül yarası sürekli açılıyor ve kanıyor. Çoğu zaman pansumanı kendisi yapıyor. Arada revire gidiyor, ancak acil ameliyat olması gerekiyor. Her şeye rağmen bir umut tahliye edilip dışarıda tedavi göreceğini düşünüyordu, ancak hukuksuz kararla sağlık hakkı da engellendi.”
Cezaevleri kapısında büyüdük

“Babam tutuklandığında ben 5, Mizgin üç ve Asimet de bir yaşındaydı. Kar-kış demeden cezaevi kapılarında büyüdük. Neler yaşadık…” diyen Dilan İvrendi, şöyle konuştu: “Söylenecek çok şey var ama artık bıktık. Babamın bırakılmasını istiyorum. İyi koşullarda tedavisini görmesini istiyorum. Artık bu hukuksuzluğun son bulması gerekiyor. Tecavüzcüler, kadın katilleri 10 yıl cezaevi yatıyor, hepsi tahliye ediliyor. Siyasi tutsaklar ise 30 yıl geçiyor ama tahliye edilmiyor. Bu kadar hukuksuzluk olmaz. Düşman hukukunda bile öyle bir şey yok. İnsanların ölüme terk edilmesi ne ahlaka ne vicdana sığar.”
Kamuoyu sesimizi duysun

İnsan hakları örgütlerine, milletvekillerine ve yetkililere çağrıda bulunan Dilan İvrendi, sözlerini şöyle tamamladı: “Bazen diyorum ki Adalet Bakanlığının önüne gideyim, açlık grevine başlayayım. Ama sadece babam tek değil, bunun farkındayım; mücadelenin farkındayım. Artık bu hukuksuzluğun son bulması gerekiyor. Babamın cezaevinde ölmesini istemiyoruz. Tabutunu değil, kendisini istiyoruz.”
Cenazemi Meclis’e göndersinler
Cemil İvrendi, ailesi aracılığıyla daha önce gönderdiği mesajda tedavisinin mümkün olmadığını ve yaşamının tehlikede olduğunu belirterek, şunları söylemişti: “12 kez ameliyat oldum, her seferinde enfeksiyon kaptım, yaralarım kapanmadı. Buna rağmen tahliye edilmiyorum. Neden bırakılmıyorum? Ben öleceksem, çocuklarımın yanında ölmek istiyorum. Eğer böyle devam ederse, bir vasiyet yazacağım. Diyeceğim ki, cenazemi Adalet Bakanlığı’na gönderin, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gönderin. 1 yıldır fazladan cezaevindeyim. Yetmiyor mu? Benim ölümümü istiyorlar.”
İletişim ve hücre cezası
Kızı Dilan İvrendi, babasının haftalık telefon konuşmasında kamuoyuyla paylaştığı bu mesaj gerekçe gösterilerek hakkında cezaevi idaresi tarafından soruşturma açıldığını söyledi. Dilan İvrendi, şunları anlattı: “Cezaevi idaresi babama bir ay iletişim cezası verdi. Babam İnfaz Hakimliğine itirazda bulunduğu için karar hala onanmadı ama onanırsa babam bir ay iletişim hakkından da mahrum kalacak. Cezaevinde yaşanan hak ihlalleri ve durumuna dikkat çekmek için ise cezaevi birinci müdürüne mektup yazmış. Mektup okundu mu okunmadı mı bile bilmiyoruz ama cezaevi idaresi babam hakkında soruşturma açtı ve sonrasında bir günlük hücre cezası verildi. Ayrıca da babamın bu süreçte basında yer alması, dile getirdiği hukuksuzluklardan dolayı da hakkında soruşturma açıldı. Yapılan hukuksuzlukları, Kurul’un verdiği kararları eleştirdiği için başına gelmeyen kalmadı.”
Kaynak: Yeni Özgür Politika









