Gayrettepe’deki yangında yakınlarını kaybeden aileler, 22 Aralık’ta görülecek duruşma öncesi davanın sürüncemede bırakılmaması ve sorumluluğu olan herkesin yargılanması çağrısında bulundu
Duygu Kıt
İstanbul Beşiktaş Gayrettepe’de Masquerade Club adlı gece kulübündeki tadilat sırasında çıkan yangın sonucu 29 işçinin yanarak yaşamını yitirmesinin üzerinden yirmi ay geçti. 2 Nisan 2024’te meydana gelen yangında, binanın eksi katlarında çalışan işçiler, kaçış yolları kapalı, yangın önlemleri alınmamış ve denetimsiz bir alanda mahsur kalmıştı. Olay sonrası yapılan tespitlerde, tadilatın ruhsatsız ve izinsiz yürütüldüğü ortaya çıkmıştı. “Verilecek cezalar emsal ve caydırıcı olmalı.” diyen aileler 22 Aralık 2025 saat 10.00’da İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek davanın 12. duruşması için kamuoyuna destek çağrısında bulundu.
11 duruşma geçti, karar çıkmadı

Bugüne kadar görülen 11 duruşmada esaslı bir ilerleme sağlanamazken, ailelerin ve avukatların “olası kast” yönündeki talepleri karşılık bulmadı. Ailelerin avukatı Onur Fırat Kaynun dosyaya ilişkin şu bilgileri verdi, “Dosya son celse talebimiz üzere Çağlayan’a getirildi. Daha öncesinde tarafların sayısının çok olması bahane gösterilerek Silivri’de yürütülüyordu. Biz bunu kamuoyundan dosyanın kaçırılması olarak değerlendirmiştik. Dosyadaki temel problemler sorumluların daha düşük suç isnatlarıyla suçlanmaları. Bu hem patronlar ekibi hem diğer çalışan sanıklar açısından böyle. Özellikle de Beşiktaş Belediyesi personeline yöneltilen suçlamalar bizce oldukça yetersiz. Çünkü bu dosyada çok ciddi problemler var.”
‘Kamu personeli sorumlu tutulmuyor’
Kaynun, yangında Beşiktaş Belediyesi’nin rolüne dikkat çekerek bilirkişi raporunda kamu görevlilerine ilişkin hiçbir sorumluluk incelemesi yapılmadığını aktardı. Kaynun şöyle devam etti, “2011 yılında bir müşteri mekânla ilgili Beşiktaş Belediyesi’ne ‘Mekân çok büyük ve kalabalık, yangın çıkış kapıları, tahliye kapıları yok, denetlenmesini ve gereğinin yapılmasını istiyorum.’ diyerek dilekçe vermiş. Ve Beşiktaş Belediyesi o tarihten katliamın olduğu tarihe kadar 13 yıl boyunca hiçbir şey yapmamış. Neticede de bu eksiklik yüzünden orada 29 tane can vefat etti. Kabul edilebilir bir mesele değil. Beşiktaş Belediyesi’nin üstüne hiçbir şekilde gidilmiyor. Bütün personel tutuksuz olarak yargılanıyor. Oysa raporlarda hangi birimlerde olduğu, ne yapmaları gerektiği, neyi eksik yapmış olabilecekleri yazıyor. Ailelerin en büyük endişesi davanın kamu görevlileri açısından bir cezasızlıkla sonuçlanacak olması.”
‘Sermayeye denetim yok’
“Yargının Beşiktaş Belediyesi ayağına bastırmıyor oluşu çok ilginç.” diye devam eden Kaynun, “Belediyenin bir kolluk faaliyeti var. Zabıta yoksul bir işportacıya tekme tokat saldırıp bütün ürünlerini döküyor, arabasını kırıyor, parçalıyor ama iş burada sermaye sahiplerinin lüks mekânları olduğunda ‘Bizim böyle bir sorumluluğumuz yok’ diyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Ailelerin beklentisi kamu görevlilerinin buradan ciddi cezalar alması ve yargılamanın da bu ciddiyetle sürmesi yönünde. Aileler bir kişi bir evraka imza atarken sebep olabileceği zararları bilsin veya bunun sorumluluğunu farkına varsın istiyorlar.” ifadelerini kullandı.
‘Gidişat iyi değil’
Kaynun ailelerin ayrıca yargılamalar sırasında sanıkların tutumlarından rahatsız olduklarını aktardı. Hiç kimsenin bir sorumluluk almadığına değinen Kaynun sözlerini şöyle sürdürdü, “Sanıkların bazısı kâğıt üstünde şirket sahibiyim ama fiiliyatta bir durumum yok diye benzer birçok olayda karşılaştığımız tarzda savunmalar yapıyorlar. Yargılamanın uzaması endişe verici ama maalesef olağan bir durum. Son kararnameyle mahkeme başkanımız değişti. Şu an dosyaya kim başkanlık yapacak bilmiyoruz. Ailelerin bu yönde de endişesi var. Ailelerin bu dosya ile ilgili en büyük kırıklıkları da şu: Gerek basının gerekse kamuoyunun bu davayla çok alakadar olmadığını düşünüyorlar. Bu noktada kendileri hem duruşma öncesi hem sonrasındaki basın açıklamalarına basın emekçilerinin ilgi göstermesini istiyorlar. Bu noktada önemli bir destek bekliyorlar.”
‘Tek talebimiz adalet’
Yangında ölen işçilerden Binali Çayır’ın annesi Yadigâr Çayır evladını kaybettiğini ama Silivri’deki duruşmalara gidebilmek için uzun bir dönem ulaşım güçlüğüyle karşı karşıya kaldığını hatırlattı. Çayır şunları söyledi: “Ben adalet istiyorum. Suçlular cezasını çeksin. Öyle bir büyük tadilat yapılıyorsa mutlaka izin almaları gerekiyordu. Sorunlulara kimse gereği yapılsın, suçlular cezasını çeksin. Evlat yetiştirmek o kadar kolay değil. Hala ara karar daha çıkmadı. Artık çıkmasını istiyorum. Yirmi aydır mahkeme salonlarında adalet talebi ile perişan haldeyiz. Tek talebimiz destek ve adalet.”
‘Etkin yargılama istiyoruz’
Ölen işçilerden Gökhan Akbulut’un ağabeyi Yusuf Akbulut dava sürecinin uzun sürmesine tepki gösterdi. Akbulut, “Hepimizin beklentisi kişilerin olası kastan yargılanması, aileler olarak bunu istiyoruz. Hakettikleri şekilde ceza almalarını istiyoruz. Bizler aileler olarak hep beraber birlik olduk. Ne gerekiyorsa yapmaya çalışıyoruz. Yeni hâkim atanması ile dava sil baştan olacak. Süreç yine uzayacak gözüküyor. Zaten dosya bugüne kadar iyi bir şekilde yürümedi. Talebimiz dün olduğu gibi bugün de sadece adalet.” diye konuştu.








