‘2026’da umudun kalıcı bir barışa dönüşmesini bekliyoruz’ diyen DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, ‘Riskleri görerek sürecin yürütülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Riski zayıflatmak mücadeleyle mümkündür’ ifadelerini kullandı
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısının ardından geçen bir yılı değerlendirirken, Tecrit, kayyım rejimi, yargı operasyonları ve özel savaş politikalarının süreci zayıflattığını vurgulayarak, “Barış toplumsallaşmadan kalıcı olmaz” dedi.
‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın bütün Türkiye’de çok büyük bir heyecan ve umut yarattığını belirten Tülay Hatimoğulları, “Barış için bir ömürdür mücadele eden bir yapı olan DEM Parti olarak, elbette Kürt halkı ve Türkiye halkları açısından bu umudu büyütmeye, yeşertmeye ve sonuç alabilmeye odaklandık. ‘Bekle gör, hele bakalım ne olacak’ yaklaşımı içinde olmadık. Barışı inşa etmek ve barışı toplumsallaştırmak için çok sistemli bir çalışma yürüttük” dedi.
İktidar adımlar atmalı
Tülay Hatimoğulları, daha sonra şunları söyledi:
“Toplumun bu sürece inanması, barışın toplumsallaşması için elbette biz mücadele ediyoruz ama DEM Parti’nin verdiği emek yetmez. İktidarın da bazı somut adımları atması gerekiyor. İlk elden, herhangi bir hukuki ve yasal düzenleme gerektirmeyen adımlar; AİHM kararlarının hayata geçirilmesi. Sevgili Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın yargılandığı Kobanê Kumpas davası ile ilgili büyük dairenin çok önemli bir kararı var. İkincisi AYM kararları; Can Atalay ile ilgili AYM kararı var, uygulanmıyor. Osman Kavala, Çiğdem Mater, Tayfun Kahraman ve bütün Gezi tutsaklarını da kapsıyor. Hasta mahpuslar, 30 yıl yattığı halde infazı yakılmaya devam edilenler var. Kürt halkından, ‘henüz en minik adımlar bile atılmadan biz nasıl güveneceğiz’ diye soru geliyor.”
‘Özel savaş’a dikkat!
“Hepimizin çok dikkatli olması gereken bir nokta özel savaş politikaları” diyen Tülay Hatimoğulları, “Kürt halkının mücadelesi büyük bir direniş hikâyesiyle ortaya çıktı, bugüne kadar geldi. Şimdi hem kadınlara hem gençlere dönük uyuşturucu ve fuhuş meselesiyle 90’lı yıllarda yapamadıklarını bu yöntemle yapmaya kalkıyorlar. Bu yüzden çok hayatidir, çok tehlikelidir. O nedenle biz Barış ve Demokratik Toplum sürecinde barışın toplumsallaşmasını örgütlerken mahallelerde, okullarda yukarıda bahsettiğim tehlikenin bulunduğu her yerde örgütlenmeye çok önem vermeliyiz” ifadelerini kullandı.
Kadınlar öncü rolde
“Sayın Öcalan’la ilgili kadınların yürüttüğü çalışma son derece özgün ve önemli” diyen Tülay Hatimoğulları, “Bugün kadınlar Sayın Öcalan’ı özgür yaşar ve özgür çalışır bir konumda görmek istiyor. Sayın Öcalan kendisi de ifade ediyor… Kadın hareketi dünyanın her yerinde Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü talep etti. Bununla ilgili çok önemli kampanyalar gerçekleşti. Barış ve demokratik toplum sürecinin başarıya ulaşması için Sayın Öcalan’ın herkesle görüşüyor olması gerekir. Bu sürecin ilerletilmesinde bunun çok önemli bir nokta olduğu herkesçe bilinmeli” ifadelerini kullandı.
Umutluyuz ama…
Yeni yıl hakkında da konuşan Tülay Hatimoğulları, şu ifadeleri kullandı:
“2026’ya daha umutla bakıyoruz. Barış ve demokratik toplum sürecinin başlamış olmasının yarattığı bir umut bu. 2026’da biz bu umudun bir somutlukla kalıcı bir barışa dönüşmesini bekliyoruz. Bunun için çalışacağız. Bu süreçte bizleri bekleyen kritik şeyleri de görmek zorundayız. Bardağın dolu tarafını gördüğümüz kadar boş tarafını da görmeliyiz. Zamana yayıldıkça bu süreç ciddiyetini kaybedebilir. İç ve dış güçler tarafından provoke edilme olasılıklarını arttırabilir. Provokasyonlara açık bir sürece dönüşebilir. 2026’da biz ne bekliyoruz? Barış ve demokratik toplumun gelişmesi için yasaların çıkarılması çok önemli. Barış ve özgürlük yasaları beklentisi var. Komisyonun şimdi üzerine düşen en önemli görevlerden biri budur. Mesela silahsızlanmanın hızlanmasını sağlayacak bir özel yasa. İkincisi infazda eşitlik yasası, terörle mücadele kanunu, bütün bunlar 2026’nın ana gündemleri olmalı. Aldığımız duyumlara göre AKP’nin şu anda yerel yönetimlerle ilgili tasarrufu tam tersi, yerel yönetimlerin yetkilerini azaltmaya dönük bir çalışma yürüttüklerini duyuyoruz. Umarız böyle bir şeyle gelmezler çünkü biz demokratikleşme beklerken mevcudu da geriye çekecek adımların atılması hakikaten demokratikleşmeyi çok daha fazla zorlaştırır. Umarız böyle bir şeyle gelmezler önümüze.”
Konferans çok önemliydi
6-7 Aralık’ta gerçekleşen Uluslararası Konferans’a da değinen Tülay Hatimoğulları, “Çok başarılı olan Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’nı gerçekleştirdik. Bu konferansa dünyanın dört bir yanından insanlar geldi. Çatışma ve çözüm deneyimlerine sahip olan; Güney Afrika’dan, Katalonya’dan, Bask ve IRA deneyimleri aktarıldı ve çok önemliydi. Önemli hedeflerimizden birisi barışın ve demokratikleşmenin sadece kendi ülkemizde değil sınır tanımadan bir enternasyonal mücadele içerisinde güçlenmesi ve büyümesidir” dedi.
Haber: Melek Avcı \ JINNEWS









