• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
25 Aralık 2025 Perşembe
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Manşet

Yaşam kuşatma altında: Berxwedan jiyan e

25 Aralık 2025 Perşembe - 10:55
Kategori: Manşet, Panorama 2025, Yaşam
Yaşam kuşatma altında: Berxwedan jiyan e

Yangınlardan istismar dosyalarına, çetelerden sağlık skandallarına uzanan 2025; yaşamın piyasa, rant ve cezasızlık düzeninde sistematik biçimde kuşatıldığını ortaya koyarken, bu kuşatmaya Berxwedan jiyan e diyenlerin yükselen sesi toplumsal direnişin daha çok bürüyeceği bir 2026’yı hazırladı

Orhan Bozkuş

Çocukların, kadınların, gençlerin ve doğanın piyasa, rant ve cezasızlık düzeninde göz göre göre yok sayıldığı 2025; yangınlardan çetelere, istismardan sağlık skandallarına uzanan ağır bir tabloyu açığa çıkardı. Bu tablo, münferit olayların toplamı değil; yaşam hakkını tali, kârı ve siyasal çıkarı esas alan bir düzenin süreklileşmiş sonucu olarak şekillendi.

Devletin koruma yükümlülüğünü yerine getirmediği; denetim mekanizmalarının işlevsizleştirildiği; adaletin ise çoğu zaman ya geciktirildiği ya da tamamen devre dışı bırakıldığı bir yıl yaşandı. Felaketler “kader”, ölümler “talihsizlik”, istismar dosyaları ise “istisna” olarak sunuldu. Oysa 2025, bu söylemlerin arkasında işleyen sistematik bir çürümenin yıl boyu yeniden üretildiğini gösterdi.

Ancak 2025 yalnızca karanlık bir bilanço olarak okunamaz. Aynı yıl, bu kuşatmaya karşı yaşamı savunan toplumsal itirazın büyüdüğü; mahallelerden kampüslere, kadın hareketinden ekoloji ve hayvan hakları mücadelesine kadar çok sayıda alanda “yaşamdan yana” bir hat örüldü.

Yangınla Açılan Yıl: Kartalkaya

2025 yılı, daha ilk haftasında yaşam hakkının nasıl gözden çıkarıldığını gösteren büyük bir felaketle başladı. Bolu Kartalkaya’da bulunan Grand Otel’de 21 Ocak’ta çıkan yangında 34’ü çocuk 78 kişi yaşamını yitirdi. Olay, ilk andan itibaren “talihsiz bir kaza” olarak sunulsa da ortaya çıkan veriler bunun açık bir ihmal zinciri olduğunu gösterdi.

Denetimlerin kâğıt üzerinde kaldığı, ruhsat süreçlerinin göstermelik yürütüldüğü ve kâr hırsının insan yaşamının önüne geçtiği bir sistemin sonucu olan Kartalkaya yangını, Türkiye’de felaketlerin neden tekrarlandığını bir kez daha gözler önüne serdi. Sorumluluğun alt kademe çalışanlara yıkılması, siyasal ve idari sorumluluğun görünmez kılınması, adalet beklentisini boşa çıkardı. Kartalkaya, 2025 boyunca sürecek olan “önlenebilir ölümler” zincirinin ilk halkası oldu.

Şiyar be!

2025 boyunca özellikle Kürdistan kentlerinde gençliği ve toplumsal yaşamı hedef alan çok yönlü bir kuşatma derinleşti. Uyuşturucu, fuhuş ve çeteleşme, yoksul mahallelerde sıradanlaştırılmaya çalışıldı. Kullanım yaşının 9’a kadar düştüğü uyuşturucu, bireysel bir sorun değil; toplumu dağıtmayı hedefleyen bir politik araç olarak ele alındı.

Ancak bu tablo karşısında halk sessiz kalmadı. Dêrsim ve Amed’in Licê ilçesinde açığa çıkarılan fuhuş ve çete ağları, yerel halkın doğrudan müdahalesiyle teşhir edildi. 14 Kasım’da Licê’de düzenlenen yürüyüşte yükselen “Şiyar Be!” çağrısı, yalnızca bir tepki değil, örgütlenme çağrısıydı. Ardından Şirnex, Wan ve Mêrdîn’de kurulan Uyuşturucuyla Mücadele Platformları, 2025’in en önemli toplumsal öz savunma deneyimlerinden biri olarak öne çıktı.

Narin

2025, çocuklara yönelik suçlarda cezasızlığın sürdüğü bir yıl oldu. Amed’in Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe Köyü’nde kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın davası, bu tablonun en çarpıcı örneklerinden biri hâline geldi.

Anne, ağabey ve amcanın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldığı dava Yargıtay sürecine taşınırken, Narin’in adı yalnızca bir adli dosya olmaktan çıktı. Bu dava, çocukların ancak öldürüldükten sonra görünür olduğu, önleyici mekanizmaların ise sistematik biçimde işletilmediği bir düzeni ortaya koydu.

Bitmeyen Soru: Rojin’e ne oldu?

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi 21 yaşındaki Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümü, 2025’in en çok tartışılan dosyalarından biri oldu. Olayın ilk anından itibaren “intihar” söylemiyle geçiştirilmeye çalışılması, kuşkuları artırdı.

Adli Tıp raporlarındaki çelişkiler, delil süreçlerindeki belirsizlikler ve soruşturmadaki gecikmeler, dosyanın üzerinin örtülmek istendiği yönündeki endişeleri güçlendirdi. Kadın örgütlerinin ve öğrencilerin ısrarlı mücadelesi sayesinde dosya kapanmadı. Yılın sonuna doğru Rojin’in cep telefonunun İspanya’daki adli makamlara gönderilmesi, soruşturmanın seyrinde yeni bir aşamaya geçildiğini gösterdi.

Çocuk istismarı

2025 boyunca çocuklara yönelik cinsel istismar dosyaları artarak gündeme geldi. Cizîr’de 43 öğrenciyi istismar ettiği ortaya çıkan Burak Ercan isimli failin 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde beraat ettirilmesi, cezasızlığın nasıl kurumsallaştığını gözler önüne serdi.

Aynı kentte bir lisede görev yapan S.Ö isimli öğretmenin 23 çocuğa yönelik istismarı ise ancak kamuoyu baskısıyla tutuklamaya dönüştü. Bu örnekler, çocukların korunmadığını; aksine faillerin çoğu zaman sistem tarafından kollandığını bir kez daha ortaya koydu.

Organize bebek katliamı

2025’in en sarsıcı başlıklarından biri, kamuoyunda “Yenidoğan Çetesi” olarak anılan dosya oldu. Bebeklerin, önceden anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edilerek ölümlerine neden olunduğu ve bu yolla haksız kazanç sağlandığı iddiaları, sağlık sisteminin piyasalaştırılmasının ölümcül sonuçlarını açığa çıkardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “bizzat takip” açıklamaları ve Sağlık Bakanlığı’nın operasyon vurgusu, tepkileri yatıştırmaya yetmedi. Tartışma kısa sürede sağlıkta özelleştirme politikalarına ve denetimsizlik düzenine odaklandı.

Hayvan Katliamı Yasası

2025, yaşam hakkının yalnızca insanlar için değil, tüm canlılar için tehdit altında olduğunu açık biçimde gösteren bir yıl oldu. Yıl boyunca hayvanlara yönelik şiddet vakaları artarken, iktidarın çıkardığı ve kamuoyunda “hayvan katliamı yasası” olarak anılan düzenleme, bu şiddeti önlemek yerine meşrulaştıran bir zemin yarattı.

Sokak hayvanlarını “sorun” olarak tanımlayan, çözümü ise toplama, tecrit ve ölüme varan uygulamalarda arayan yasa; belediyelere geniş yetkiler tanırken, denetim ve yaptırım mekanizmalarını belirsiz bıraktı. Barınaklar, birçok kentte yaşam alanı olmaktan çok ölüm merkezlerine dönüştü. Hayvan hakları örgütlerinin belgelediği görüntüler, açlıktan ölen, hastalık içinde yaşam mücadelesi veren ve sistematik biçimde yok edilen hayvanları gözler önüne serdi.

Yasa, yalnızca hayvanları değil; yaşamı bir bütün olarak savunan anlayışı hedef aldı. Kadınlara, çocuklara, doğaya yönelik politikalarla benzer bir zihniyet üzerinden kurulan düzenleme, “yararlı–yararsız”, “kontrollü–kontrolsüz” ayrımıyla yaşamı hiyerarşik bir biçimde ele aldı. Bu yaklaşım, iktidarın yaşamı koruma değil, yönetme ve tasfiye etme anlayışını bir kez daha açığa çıkardı.

Ancak bu saldırı karşısında da toplumsal itiraz büyüdü. Türkiye’nin birçok kentinde hayvan hakları savunucuları, veteriner odaları, ekoloji örgütleri ve mahalle inisiyatifleri sokağa çıktı. “Katliam yasasına hayır” sloganıyla düzenlenen yürüyüşler, yaşam hakkının türler arasında bölünemeyeceğini vurguladı. Özellikle kadınların öncülük ettiği eylemler, hayvanlara yönelik şiddet ile patriyarkal ve otoriter zihniyet arasındaki bağı görünür kıldı.

Hayvanlara yönelik şiddet, bu bütünlüğün parçalanmasının en çıplak hâllerinden biri olarak kayda geçti.

Eski yıldan yeni yıla kalan

2025, iktidarın baskıyı artırdıkça halkın direncinin de çoğaldığı bir yıl olarak geride kaldı. Yaşamın piyasa, rant ve cezasızlık düzenine terk edildiği her alanda; buna karşı ses çıkaran, itiraz eden ve örgütlenen bir toplumsal damar da büyüdü. Felaketlerin ardından yükselen öfke, yalnızca yas tutmakla sınırlı kalmadı; adalet talebine, hesap sorma iradesine ve yaşamı savunma çağrısına dönüştü.

Çocukların korunamadığı, kadınların yaşam hakkının tehdit altında olduğu, gençlerin geleceksizliğe mahkûm edildiği bir düzende; insanlar yalnız bırakıldıklarını ama çaresiz olmadıklarını da gördü. Mahallelerde kurulan platformlar, kampüslerde yükselen sorular, sokaklarda yankılanan sloganlar; 2025’in karanlığına karşı ortak bir hafızanın ve dayanışmanın örüldüğünü gösterdi. “Şiyar Be!” çağrısı, “Rojin’e ne oldu?” sorusu, çocuklar için adalet talebi; yalnızca tekil dosyaların değil, bütün bir yaşam mücadelesinin ifadesi hâline geldi.

Hayvan hakları savunucularının, ekoloji mücadelesi yürütenlerin, gençlerin ve emekçilerin sesi; yaşamın bölünemeyeceğini, türlere ve kimliklere göre hiyerarşiye tabi tutulamayacağını hatırlattı.

2025’ten 2026’ya kalan şey yalnızca kayıpların acısı değil; o kayıpların unutulmaması için verilen mücadeledir. Tekliğe karşı çok sesliliği, ölüme karşı yaşamı savunanlar; yanan otellerde, çöken binalarda, kapanmayan dosyalarda kaybettiklerini mücadeleyle anmaya devam etti.

Satır başı yaşam…

  • Üniversitelerde baskı, keyfi uygulamalar ve ekonomik yoksunluk öğrencilerin gündelik gerçekliğine dönüştü. 3 bin liralık KYK bursuyla yaşamaya zorlanan gençler için üniversite, bir eğitim alanı olmaktan çok hayatta kalma mücadelesine dönüştü.
  • Asansör ölümleri, intiharlar bu gerçeğin su yüzüne vurduğu örnekler olarak öne çıktı.
  • Tüm baskılara rağmen anadilde eğitim talebi ve kültürel örgütlenmeler sürdü. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nde kurulan Kürtçe komün, inkâr politikalarına karşı gençliğin iradesini simgeleyen örneklerden biri oldu.
  • Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), formasında bir marketin “Koma me bona we” yazılı reklamıyla maçına çıktığı için Amedspor’a 110 bin TL para cezası verdi.
  • 30 Temmuz’da Dargeçit’te polisler eşliğinde Karayolları Genel Müdürlüğü ekipleri tarafından silinen Kürtçe trafik uyarı ikonları “Pêşî Peya/Önce Yaya” ve “Hedî/Yavaş” yeniden yazıldı.
  • Taşoluk Apartmanı çöktü. 2 kişi hayatını kaybetti, 3 kişi yaralı kurtarıldı.
  • KYK yurtlarında gıda zehirlenmeleri yaşandı. Barınma ve beslenme koşulları protesto edildi.
  • Kadın öğrencilerin yürüyüşü “Kürtçe slogan ihtimali” gerekçesiyle yasaklandı.
  • Foça, Seferihisar, Menderes ve Antakya’da orman yangınları çıktı. Günlerce süren yangınlarda müdahaleler yetersiz kaldı.Bölge “Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi” ilan edildi.
  • Şırnak – Gabar Dağı, yasaklı bölgede çıkan orman yangınının nedeni açıklanmadı.

 

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Balıkçılar 120 gündür nöbette: Geçim kaynağımızı almayın

Sonraki Haber

Sadettin Saran adliyeye sevk edildi

Sonraki Haber
Sadettin Saran adliyeye sevk edildi

Sadettin Saran adliyeye sevk edildi

SON HABERLER

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan konuşuyor  CANLI

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan konuşuyor CANLI

Yazar: Heval Elçi
25 Aralık 2025

Eğitim Sen: Şiddeti çözmek bütüncül dönüşümü gerektirir

Eğitim Sen: Şiddeti çözmek bütüncül dönüşümü gerektirir

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
25 Aralık 2025

Leyla Zana’ya yönelik saldırılara karşı suç duyurusu

Leyla Zana’ya yönelik saldırılara karşı suç duyurusu

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
25 Aralık 2025

Sudan’da 73 kadın ve 29 kız çocuğu alıkonuldu

Sudan’da 73 kadın ve 29 kız çocuğu alıkonuldu

Yazar: Bedri Adanır
25 Aralık 2025

Amed’de peynir tesisinde patlama: 2’si ağır 6 yaralı

Amed’de peynir tesisinde patlama: 2’si ağır 6 yaralı

Yazar: Bedri Adanır
25 Aralık 2025

Süryaniler ‘Doğuş Bayramı’nı kutladı

Süryaniler ‘Doğuş Bayramı’nı kutladı

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
25 Aralık 2025

Sokak hayvanları için açıklamaya çağrı

Sokak hayvanları için açıklamaya çağrı

Yazar: Heval Elçi
25 Aralık 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2025
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır