• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
20 Aralık 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Sorulmayan sorular ve Leyla-Gültan Kışanak

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
26 Şubat 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Doğru düşünce, doğru söz, doğru eylem… Farklı dinsel inançlarda, felsefede, tasavvufta, hatta modern toplumların etik değerlerinde; bu üçü bir araya gelmeden “iyi bir yaşam” olamayacağı genel kabul görmüştür. Bu tespit birey için de geçerlidir. Düşünce, söz ve eylem birbirini tamamlayan unsurlardır. Toplumlarda bunlardan biri eksik olduğunda, geleceğine yön verme imkanı ortadan kalkar. Başkalarının sözünü söyler, başkalarının düşüncesini hayata geçirmek için çalışır, ya da sadece düşünür, her şeyi bilir ama fikrini toplumsallaştırmak için çaba sarf etmez. Ya da düşünür, söyler ama gereğini yapmaz.

Bu durumda irade ortadan kalkar, toplum geleceğine yön veremez, nereye sürüklendiğini de hangi limana varacağını da bilemez. Bir topluma yapılabilecek en büyük kötülük, düşünceyi, söz söylemeyi ve fikirleri doğrultusunda çaba sarf etmeyi yasaklamaktır. Suskun toplum, geleceğine yön verme iddiası ortadan kalkmış toplumdur.

Türkiye toplumuna dayatılan budur. Farklı düşünene, farklı bir söz söyleyene ceza verilmesi, sokakların, meydanların yasaklanması toplumu iradesiz bırakma zorbalığıdır.

Başta kadınlar olmak üzere toplumun bir kesimi, bu dayatmaya karşı direniyor, bedel ödemeyi göze alıyor. Çünkü yarını düşünüyor. Gelecek kaygısı var. Savaşın sona erdiği, herkesin kendi kimliği ve kültürü ile barış içerisinde yaşadığı, emeğinin hakkını aldığı eşitlikçi bir gelecek düşlüyor. Bunun sözünü söyleyip, eylemini gerçekleştirmek istiyor.

Ya suskun olanlar… Akıllarına soru sormak bile gelmeyenler… Akıllarından geçse bile söze dökmeyenler, söyledikleri söze denk bir duruş sergileyemeyenler…

Nereye sürükleniyoruz?

Nasıl bir gelecek istiyoruz?

Dünya alem, şu ya da bu nedenle, Kürtlerle bir diyalog yolu ararken, Türkiye niye Kürtlerle kavga etmek zorunda?

Leyla Güven neden açlık grevi yapıyor?

Talebi nedir?

Bu talepler karşılansa ne olur, bir zararı mı var?

Bir insan neden yaşamını ortaya koyar? N

eden bedeni her gün bir mum gibi erirken; büyük bir moral, kararlılık ve inançla eylemini sürdürür?

Neden yaşamı pahasına taleplerinde ısrarcı olur?

***

Yüzlerce soru sıralanabilir. Soru sormayan, sorgulamayan, cevap üretmeyen, belki sorularını ve cevaplarını dile getirmekten ya da harekete geçirmekten korkan milyonlar.

Sokakları, meydanları yasaklayarak; düşünen, fikir üreten insanları tutuklayarak, korkularına teslim olmuş suskun bir toplum yaratmak isteyen zihniyet; bu ülkenin geleceğini çalıyor. İşte Leyla Güven buna itiraz ediyor.

Leyla ve açlık grevi eyleminde olan üç yüzü aşkın insan, barış ve özgürlük dolu bir gelecek düşledikleri için bedenlerini bir çıra gibi eriterek; önümüzü aydınlatmaya çalışıyorlar.

Leyla, Viranşehir’de belediye başkanı adayı olduğunda, AKP’nin adayı “Siz bir kadının mı arkasından gideceksiniz?” diyerek, oy toplamaya çalışıyordu. Olmadı, Leyla kazandı. Bu zihniyet, bir kadının belediye başkanığına tahammül etmedi ve Leyla’yı tutukladı. Ama yine Leyla kazandı. Bir sonraki seçimde, 94 belediyede eşbaşkanlık uygulandı ve kadınlar yerel yönetim görevlerine seçildiler. Leyla geleceğe yön verme çabasından asla vazgeçmedi. “Afrin halkının iradesine karışmayın” dediği için tutuklandı. Ama yine yanıldılar, Leyla yine kazandı.

Leyla Güven 8 Kasım 2018’de, İmralı’daki tecridin kaldırılması talebi ile açlık grevine girdiğini duyurdu. Ardından, herkes bu talebin etrafında kenetlenmeye başladı.

“Kadının öncülüğü” rehber oldu, çıra oldu, önümüzü aydınlattı, umut oldu…

“Doğru düşünce, doğru söz, doğru eylem” Leyla’da buluştu.

“Bir kadının arkasından mı gideceksiniz” diyen zihniyet yine kaybetti. Milyonlar Leyla oldu…

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Süreç ve HDK davasında adalet arayışı

Süreç, riskler ve solun sorumluluğu

Yazar: Heval Elçi
19 Aralık 2025

Önemli gelişmeler sürecindeyiz. Bu gelişmeler, 40 yıllık çatışmalı sürecin sona ermesi yönünde umut verici adımlar olarak değerlendiriliyor. Ancak süreç, ikinci...

Uçak kazaları ve iktidar

Yetse de yetmese de…

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
19 Aralık 2025

İktidarın, sürecin başından beri sergilediği “mış gibi yapma” hırkasını yavaş yavaş atmaya başladığını söyleyebiliriz. Mehmet Uçum, meclis komisyonuna sunulan AKP...

Öcalan’ın söyledikleri ve hakikatin dili

Sosyalizm ve sınıfta kalanlar

Yazar: Heval Elçi
19 Aralık 2025

Sosyalizm, skolastik mantıkla açıklanabilecek bir ideoloji değil. Sosyalizm eşitliği, özgürlüğü savunan bir yaşam formu. Marx, sosyalizmin çıkış noktası olarak kabul...

DADSAZ: Varlığın hukuk dili

CHP’nin Raporu, tew lê gulê!

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
19 Aralık 2025

CHP, beklenen komisyon raporunu açıkladı. 53 sayfalık rapor, hemen ilk sayfada da belirtildiği üzere, yaz aylarında kamuoyu ile paylaşılan demokrasi...

2026 bütçesinde harcamalar ve vergiler

Adalet perspektifinden 2026 bütçesi (b)

Yazar: Heval Elçi
19 Aralık 2025

Bir önceki bölümde, adil bir bütçe politikasına ilişkin konuların dört başlıkta ele alınabileceğini belirtmiş ve bu konuda ilk olarak mali...

Bildiğimiz dünyanın sonrası: Kapitalizm ve Ortadoğu

Bildiğimiz dünyanın sonrası: Kapitalizm ve Ortadoğu

Yazar: Heval Elçi
18 Aralık 2025

“Bildiğimiz dünyanın sonu” değil, “sonrası” demek diyalektik bakış açısından kaynaklanıyor. Her bilinen dünya (yani verili dünya düzeni) kendi çelişkilerini üretir....

Sonraki Haber

Unutmak pahalıya mâl oluyor-Pakrat Estukyan

SON HABERLER

Karşı kutuplara itmeden sosyalizmi tartışabilmek

Karşı kutuplara itmeden sosyalizmi tartışabilmek

Yazar: Bedri Adanır
19 Aralık 2025

Süreç ve HDK davasında adalet arayışı

Süreç, riskler ve solun sorumluluğu

Yazar: Heval Elçi
19 Aralık 2025

Uçak kazaları ve iktidar

Yetse de yetmese de…

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
19 Aralık 2025

Öcalan’ın söyledikleri ve hakikatin dili

Sosyalizm ve sınıfta kalanlar

Yazar: Heval Elçi
19 Aralık 2025

DADSAZ: Varlığın hukuk dili

CHP’nin Raporu, tew lê gulê!

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
19 Aralık 2025

Barış konuşulurken aydın ve entelektüeller nerede?

Barış konuşulurken aydın ve entelektüeller nerede?

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
19 Aralık 2025

Şam’dan muhatap belirtmeksizin Rojava’ya ‘entegrasyon’ belgesi

Şam’dan muhatap belirtmeksizin Rojava’ya ‘entegrasyon’ belgesi

Yazar: Yeni Yaşam
19 Aralık 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır