• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
27 Ağustos 2025 Çarşamba
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Sorulmayan sorular ve Leyla-Gültan Kışanak

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
26 Şubat 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Doğru düşünce, doğru söz, doğru eylem… Farklı dinsel inançlarda, felsefede, tasavvufta, hatta modern toplumların etik değerlerinde; bu üçü bir araya gelmeden “iyi bir yaşam” olamayacağı genel kabul görmüştür. Bu tespit birey için de geçerlidir. Düşünce, söz ve eylem birbirini tamamlayan unsurlardır. Toplumlarda bunlardan biri eksik olduğunda, geleceğine yön verme imkanı ortadan kalkar. Başkalarının sözünü söyler, başkalarının düşüncesini hayata geçirmek için çalışır, ya da sadece düşünür, her şeyi bilir ama fikrini toplumsallaştırmak için çaba sarf etmez. Ya da düşünür, söyler ama gereğini yapmaz.

Bu durumda irade ortadan kalkar, toplum geleceğine yön veremez, nereye sürüklendiğini de hangi limana varacağını da bilemez. Bir topluma yapılabilecek en büyük kötülük, düşünceyi, söz söylemeyi ve fikirleri doğrultusunda çaba sarf etmeyi yasaklamaktır. Suskun toplum, geleceğine yön verme iddiası ortadan kalkmış toplumdur.

Türkiye toplumuna dayatılan budur. Farklı düşünene, farklı bir söz söyleyene ceza verilmesi, sokakların, meydanların yasaklanması toplumu iradesiz bırakma zorbalığıdır.

Başta kadınlar olmak üzere toplumun bir kesimi, bu dayatmaya karşı direniyor, bedel ödemeyi göze alıyor. Çünkü yarını düşünüyor. Gelecek kaygısı var. Savaşın sona erdiği, herkesin kendi kimliği ve kültürü ile barış içerisinde yaşadığı, emeğinin hakkını aldığı eşitlikçi bir gelecek düşlüyor. Bunun sözünü söyleyip, eylemini gerçekleştirmek istiyor.

Ya suskun olanlar… Akıllarına soru sormak bile gelmeyenler… Akıllarından geçse bile söze dökmeyenler, söyledikleri söze denk bir duruş sergileyemeyenler…

Nereye sürükleniyoruz?

Nasıl bir gelecek istiyoruz?

Dünya alem, şu ya da bu nedenle, Kürtlerle bir diyalog yolu ararken, Türkiye niye Kürtlerle kavga etmek zorunda?

Leyla Güven neden açlık grevi yapıyor?

Talebi nedir?

Bu talepler karşılansa ne olur, bir zararı mı var?

Bir insan neden yaşamını ortaya koyar? N

eden bedeni her gün bir mum gibi erirken; büyük bir moral, kararlılık ve inançla eylemini sürdürür?

Neden yaşamı pahasına taleplerinde ısrarcı olur?

***

Yüzlerce soru sıralanabilir. Soru sormayan, sorgulamayan, cevap üretmeyen, belki sorularını ve cevaplarını dile getirmekten ya da harekete geçirmekten korkan milyonlar.

Sokakları, meydanları yasaklayarak; düşünen, fikir üreten insanları tutuklayarak, korkularına teslim olmuş suskun bir toplum yaratmak isteyen zihniyet; bu ülkenin geleceğini çalıyor. İşte Leyla Güven buna itiraz ediyor.

Leyla ve açlık grevi eyleminde olan üç yüzü aşkın insan, barış ve özgürlük dolu bir gelecek düşledikleri için bedenlerini bir çıra gibi eriterek; önümüzü aydınlatmaya çalışıyorlar.

Leyla, Viranşehir’de belediye başkanı adayı olduğunda, AKP’nin adayı “Siz bir kadının mı arkasından gideceksiniz?” diyerek, oy toplamaya çalışıyordu. Olmadı, Leyla kazandı. Bu zihniyet, bir kadının belediye başkanığına tahammül etmedi ve Leyla’yı tutukladı. Ama yine Leyla kazandı. Bir sonraki seçimde, 94 belediyede eşbaşkanlık uygulandı ve kadınlar yerel yönetim görevlerine seçildiler. Leyla geleceğe yön verme çabasından asla vazgeçmedi. “Afrin halkının iradesine karışmayın” dediği için tutuklandı. Ama yine yanıldılar, Leyla yine kazandı.

Leyla Güven 8 Kasım 2018’de, İmralı’daki tecridin kaldırılması talebi ile açlık grevine girdiğini duyurdu. Ardından, herkes bu talebin etrafında kenetlenmeye başladı.

“Kadının öncülüğü” rehber oldu, çıra oldu, önümüzü aydınlattı, umut oldu…

“Doğru düşünce, doğru söz, doğru eylem” Leyla’da buluştu.

“Bir kadının arkasından mı gideceksiniz” diyen zihniyet yine kaybetti. Milyonlar Leyla oldu…

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Biz herkesi tanıyoruz!

Hipokrat yemini mi ırkçılık mı?

Yazar: Yeni Yaşam
27 Ağustos 2025

Coğrafyamızda içeriğini tam olarak bilemesek de yeni bir barış süreci yürütülmekte. Aslında insan hakları savunucuları olarak savaşın tüm acılarını yaşamış...

İmralı kapısını kapatmak, süreci sabote etmektir

İmralı kapısını kapatmak, süreci sabote etmektir

Yazar: Yeni Yaşam
27 Ağustos 2025

Herkes biliyor ki, eğer bugün ülkede görece bir sükunetten bahsediyor, savaş, çatışmadan değil de barış, uzlaşı, demokrasiden söz ediyorsak, bunu...

Şam–Ankara ekseni: Rojava’nın sıkıştırılması ve bölgesel yeni dizayn

Şam–Ankara ekseni: Rojava’nın sıkıştırılması ve bölgesel yeni dizayn

Yazar: Yeni Yaşam
27 Ağustos 2025

Kürt inkârı politikasından vazgeçilmediği tespiti bugün hem söylemde hem mimaride karşılık buluyor. Barış atmosferi gerçek bir tanınma ve anayasal güvence...

Önder Apo

‘Toprağın üstü ‘Altın’dan değerli’

Yazar: Yeni Yaşam
27 Ağustos 2025

Kırşehirli çevre platformlarının oluşturduğu bir pankartta “Toprağın Üstü Altından Değerli” yazıyordu. Hatta içlerinden biri; “Kırşehir küçük, şirin bir yer.” diyerek...

Siyasi partiler ne yapıyor, ne yapmalı?

Devletin ezberi ve statüko aşkı

Yazar: Yeni Yaşam
27 Ağustos 2025

Türkiye, tarihi bir fırsatın eşiğinde. MHP lideri Bahçeli’nin 22 Ekim 2024’te TBMM grup toplantısında: “Öcalan PKK’yi feshetsin, Meclis’te DEM Parti’de...

Dar ve dönemsel çıkarlara takılmamak…

Politik toplumun ‘yeni’ militanları:  Ekolojistler  – 1 –

Yazar: Yeni Yaşam
27 Ağustos 2025

İkinci dünya savaşı sonrası batı toplumlarında hızla gelişen ekolojist hareketler, Türkiye’de 1990’ların sonuna doğru oluşmaya başladı. Ancak çok geçmeden sistemin...

Sonraki Haber

Unutmak pahalıya mâl oluyor-Pakrat Estukyan

SON HABERLER

İHİK’in cezaevi karnesi: 21 bin 642 ihlal başvurusuna karşı 153 ziyaret

Meclis, Gazze gündemiyle olağanüstü toplanacak

Yazar: Yeni Yaşam
27 Ağustos 2025

Xêro Abbas’tan Riha mitingine çağrı

Xêro Abbas’tan Riha mitingine çağrı

Yazar: Yeni Yaşam
27 Ağustos 2025

İHD’den Newala Qesaba’da çıkarılan kemikler için açıklama

İHD’den Newala Qesaba’da çıkarılan kemikler için açıklama

Yazar: Yeni Yaşam
27 Ağustos 2025

DEM Parti komisyon üyelerinden açıklama

Wan Baro Başkanı Özaraz: Diller, kültürler, inançlar yasal güvenceye kavuşturulmalı

Yazar: Yeni Yaşam
27 Ağustos 2025

Erxenî ve Rezan Belediyesi’nden farkındalık etkinliği

Erxenî ve Rezan Belediyesi’nden farkındalık etkinliği

Yazar: Yeni Yaşam
27 Ağustos 2025

TBB Başkanı Sağkan komisyonda konuştu: 4 talep

Amed Baro Başkanı Başkanı Güleç: Komisyon hafıza oluşturmanın ötesine geçmeli

Yazar: Yeni Yaşam
27 Ağustos 2025

TELE1 ekranı karartılacak

TELE1 ekranı karartılacak

Yazar: Yeni Yaşam
27 Ağustos 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır