• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
19 Aralık 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Kazanmanın baharı-Zilan Kaya

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
4 Mart 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Baharın ilk günlerindeyiz. Kara kış tüm zorlayıcılığına rağmen hükmünü yitirdi. Cemreler düştü havaya, toprağa, suya. Ve umut adına, baharın müjdeleyicisi kardelenler filizlenip süslüyor her bir yanı.

Doğa için geçerli olan bu durum halkımız ve Türkiye toplumu için de aynı şekilde geçerliliğini koruyor. Tıpkı kar kış misali, baskısı altında giriliyor bahara. Ve bahar halkımız için özgürlük ve direniş anlamına geliyor.

Leyla Güven öncülüğünde açlık grevi direnişçileri, kardelen misali faşizm koşullarında direnişi filizleyip ulaştırdılar bahara. Ve Kürt halkı bahar halkıdır. Ve bahar özgürlüğe koşma zamanıdır. Bu bahara destansı bir direnişle giriş yapıyor Kürtler. Binlerce kahraman evladı, güneşe ulaşma adına yatırmış bedenini açlığa.

Safi bir iradeyle dimdik direniyor. Bu uğurda her türlü bedeli ödemeye hazır. Zerre kadar bir ikircilik yok Leyla ve yoldaşlarında. Güneşe doğru başlattıkları akında sadece kararlılık, başaracağına sonsuz inanç ve bükülmez çelikten bir irade var. Kürt halkı kahramanlarından ne kadar gurur duysa yeridir. Ama yetmiyor bu. Onlara ses olmak, nefes olmak, takat olmak, direnç olmak gerekiyor.

Onlar bir halkın özgürlüğü için ölüme meydan okuyorlar. Bizler de onları yaşatmak ve amaçlarına ulaşmalarını sağlamak için her türlü bedeli göze almaya ve alanlara akarak onlarla ve direnişleriyle bütünleşmek zorundayız. Yurtseverlikte, demokratlıkta, ilericilikte, özgürlükçülükte, samimi inanç sahibi olmakta, faşizme karşı çıkmakta ve hatta insani erdemlerini korumakta bunu gerektiriyor. Tüm bu konularda artık sözün fazla hükmü kalmamıştır. Pratik ve eylem düzeyimiz ne olduğumuzun yada olmadığımızın tescili olacaktır. Bu konuda özellikle tutuklu ailelerine büyük rol düşüyor. Kuşkusuz her tutuklu ailesinin içi kan ağlıyor. Çünkü hem zindanlar tam bir işkence merkezlerine dönüştürülmüş, hem de evlatları tecride karşı bedenlerini ölüme yatırmış.

Gün çocuklarına sahip çıkma, onları yaşatma günüdür. Bu konuda tutuklu aileleri kimseden bir şey beklememelidir. Kendileri harekete geçmeden, eylemleriyle toplumsal vicdanı harekete geçirmeden ve sürece öncülük etmeden bilinmelidir ki dışardaki suskunluğu bozamazlar. ‘’Neden dışarıda yeterli bir sahiplenme olmuyor’’ diyemezler. Çünkü dışardaki sahiplenmeyi yaratacak, toplumu harekete geçirecek olan kendileridir. 1 Mart itibarıyla zindanlardaki tüm tutuklular yani binlerce kişi başladı süresiz dönüşümsüz açlık grevine. Bu saatten sonra her tutuklu ailesi bulunduğu yerde bir şeyler ortaya çıkarmaya çalışmalı, diğer tutsak aileleriyle dayanışma temelinde elinden ne geliyorsa yapmaya odaklanmalıdır.

Birilerinin bir şeyler yapacağı beklentisi aşılmalıdır. Bilmelidirler ki herkes onlardan bir şeyler yapmayı, evlatlarını sahiplenmeyi bekliyor. Onlar bu işin öncülüğünü yaparsa görülecektir ki toplumsal sahiplenme de hızla gelişir ve büyür. Şunu unutmamak gerekiyor; 12 Eylül faşizmi koşullarında bile tutuklu ailelerinin büyük sahiplenmesiyle zindandaki tutuklular eylemlerinde başarılı olmuşlardır. Hepimiz etrafımızda deyim yerindeyse zindan kapılarında ve direnişlerde ömrünü geçiren anaları biliyor, tanıyoruz. Yine 1990’ların o baskı ve ‘’faili meçhul’’ süreçlerinde, tutuklu ailelerinin her türlü baskı ve bedeli göze alarak çocuklarına sahiplenmeleri onları ayakta tutmuş ve direnişlerinin sonuç almasını getirmiştir. Bugün de böylesine tarihi bir eylemde ailelere büyük roller düşüyor. Yan yana gelerek, örgütlenerek, neler yapabileceklerini tartışıp, kararlaşarak harekete geçilirse görülecektir ki toplumun tüm kesimleri de onların etrafında kenetlenir. Çünkü herkes baskıdan, zulümden, adaletsizlikten mustarip.

Tecrit sadece Sayın Öcalan’a değil büsbütün tüm topluma dayatılıyor. Dolayısıyla böylesine haklı ve meşru bir eylemsellik herkese hitap ediyor. Eksik olan tek şey bu toplumsal tepkinin dışa vurmasını sağlayacak bir öncülüğün olmamasıdır. Aileler bu öncülüğü birinci dereceden yapmakla mükelleftirler. Kuşkusuz kadınların, gençliğin, siyasi partilerin ve örgütlü tüm toplumsal kesimlerinde öncülük yapma görevleri var. Ama ailelerin kimseden beklemeden, çocuklarına sahip çıkma adına harekete geçmesi ve herkesi kendi direnişleri etrafında birleştirmesi gerekir. İçinde bulunduğumuz bahar süreci, dışarda ciddi bir sahiplenmeyi yaratmak ve direnişi büyütmek için en elverişli koşulları sunuyor.

Önümüzde 8 Mart var, Newroz var. Yine tecrit politikasının topluma yansıması olan kayyumları Ankara’ya gönderme anlamına gelen yerel seçimler var. Yani toplumsal hareketliliğin zirveleşeceği bir sürece girdik. Aileler başta olmak üzere tüm halkımız ve dostlarımız bu zeminlerin tümünü direnişi büyütme ve sonuç almaya dönüştürebilirler. Sadece bu bir aylık süreç bile doğru değerlendirilirse Leyla ve yoldaşlarını da yaşatırız, tecridi de kırarız. Unutmayalım ki bunun önündeki tek engel kendimiziz. Bireysel korku ve kaygılarımızdır. Bunları yani kendimizi aşarsak gerisi başarıdır…

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Süreç ve HDK davasında adalet arayışı

Süreç, riskler ve solun sorumluluğu

Yazar: Heval Elçi
19 Aralık 2025

Önemli gelişmeler sürecindeyiz. Bu gelişmeler, 40 yıllık çatışmalı sürecin sona ermesi yönünde umut verici adımlar olarak değerlendiriliyor. Ancak süreç, ikinci...

Uçak kazaları ve iktidar

Yetse de yetmese de…

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
19 Aralık 2025

İktidarın, sürecin başından beri sergilediği “mış gibi yapma” hırkasını yavaş yavaş atmaya başladığını söyleyebiliriz. Mehmet Uçum, meclis komisyonuna sunulan AKP...

Öcalan’ın söyledikleri ve hakikatin dili

Sosyalizm ve sınıfta kalanlar

Yazar: Heval Elçi
19 Aralık 2025

Sosyalizm, skolastik mantıkla açıklanabilecek bir ideoloji değil. Sosyalizm eşitliği, özgürlüğü savunan bir yaşam formu. Marx, sosyalizmin çıkış noktası olarak kabul...

DADSAZ: Varlığın hukuk dili

CHP’nin Raporu, tew lê gulê!

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
19 Aralık 2025

CHP, beklenen komisyon raporunu açıkladı. 53 sayfalık rapor, hemen ilk sayfada da belirtildiği üzere, yaz aylarında kamuoyu ile paylaşılan demokrasi...

2026 bütçesinde harcamalar ve vergiler

Adalet perspektifinden 2026 bütçesi (b)

Yazar: Heval Elçi
19 Aralık 2025

Bir önceki bölümde, adil bir bütçe politikasına ilişkin konuların dört başlıkta ele alınabileceğini belirtmiş ve bu konuda ilk olarak mali...

Bildiğimiz dünyanın sonrası: Kapitalizm ve Ortadoğu

Bildiğimiz dünyanın sonrası: Kapitalizm ve Ortadoğu

Yazar: Heval Elçi
18 Aralık 2025

“Bildiğimiz dünyanın sonu” değil, “sonrası” demek diyalektik bakış açısından kaynaklanıyor. Her bilinen dünya (yani verili dünya düzeni) kendi çelişkilerini üretir....

Sonraki Haber

‘Grev denilen olaylar’-Özge Yurttaş

SON HABERLER

Karşı kutuplara itmeden sosyalizmi tartışabilmek

Karşı kutuplara itmeden sosyalizmi tartışabilmek

Yazar: Bedri Adanır
19 Aralık 2025

Süreç ve HDK davasında adalet arayışı

Süreç, riskler ve solun sorumluluğu

Yazar: Heval Elçi
19 Aralık 2025

Uçak kazaları ve iktidar

Yetse de yetmese de…

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
19 Aralık 2025

Öcalan’ın söyledikleri ve hakikatin dili

Sosyalizm ve sınıfta kalanlar

Yazar: Heval Elçi
19 Aralık 2025

DADSAZ: Varlığın hukuk dili

CHP’nin Raporu, tew lê gulê!

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
19 Aralık 2025

Barış konuşulurken aydın ve entelektüeller nerede?

Barış konuşulurken aydın ve entelektüeller nerede?

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
19 Aralık 2025

Şam’dan muhatap belirtmeksizin Rojava’ya ‘entegrasyon’ belgesi

Şam’dan muhatap belirtmeksizin Rojava’ya ‘entegrasyon’ belgesi

Yazar: Yeni Yaşam
19 Aralık 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır