• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
16 Ağustos 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Papiş Bacı-Gültan Kışanak

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
12 Mart 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Geçen hafta avukat Fethiye Çetin görüşe gelmişti. Yaklaşık bir saat sohbet ettik. Dışarıdaki suskunluk halini, kötü gidişatı, iktidarın ‘yaptım oldu’ tarzının gelenek haline geldiğini güncel örneklerle birbirimize anlattık. Her şeye rağmen kadınların itirazdan vazgeçmediğini, toplumsal mücadelenin en dinamik gücü olduğunu konuştuk. Leyla Güven’in açlık grevinden ve toplumsal sorumluluklardan bahsettik. Seçim konusunda da rüzgarın döndüğü görülüyordu.

Elazığ’dan, Fethiye’nin büyüdüğü Maden ilçesinden, benim annemin köyü Mığı’dan konuştuk. Sohbet sırasında bizim köydeki Papiş Bacı’yı anlattım. Çocukkken yaz tatillerinde köye giderdim. Papiş Bacı çok güzel çörekler yapardı. Köyün bütün çocukları Papiş Bacı’dan çörek almak için sürekli O’nun evinin etrafında dolanırdı. Papiş Bacı da diğer çocukları “Hadi, siz her gün alıyorsunuz” diyerek tersler, “Gel kızım sana vereyim” diyerek beni yanına çağırır, nar gibi kızarmış çörekleri verirdi. Köyün bütün tandır ekmeklerini sanki Papiş Bacı yapardı. Tandır yapmak isteyen her aile, Papiş Bacı’yı yardıma çağırır, gece boyunca tandır ekmeğini için hamur yoğrulur, sabah erkenden de pişirilmeye başlanırdı. Papiş Bacı, ne kadar un, tuz, su konulacağını tarif eder, hamurun kıvamını sürekli kontrol ederdi. Adeta bir ekmek ustası gibi, seleler dolusu ekmek pişirinceye kadar tandırın başından ayrılmazdı. Biz çocuklar sürü halinde tandır evinin etrafında dolanıp dururduk. “Kop” denen, üzerine yumurta sürülmüş, susamlı, tandır çöreği çıkar çıkmaz, çocuklara verilirdi. Ekmek bittikten sonra da tandırda güzel yemekler pişirilirdi. Tandır günü, bizim için bayram gibiydi.

O günleri anlattım ve yıllar sonra Rakel Dink’le bir sohbetimizde, “Papiş” isminin papazların eşleri için kullanıldığını öğrendiğimi söyledim. Mığı da eskiden Ermenilerin yoğun olarak yaşadığı bir köymüş. Kimse bize Papiş Bacı’nın Ermeni olduğundan bahsetmemişti. Kimsesi olmayan yaşlı bir kadındı bizim için Papiş Bacı. Yıllar sonra bu gerçeği öğrendiğimde şok olmuştum.

Bana kendisinin yazdığı “Anneannem” isimli kitabı, Aysel’e de Hrant’ın öldürülmesinden önce yaşanan gelişmeleri konu alan kitabını getirdiğini söyledi. Anneannem’i okumamış olduğum için mahcup oldum, ama dışarıda birkaç kez niyetlenip okumadığım kitaplardan biri olduğu için de sevindim.

“Siz ne yapıyorsunuz, günleriniz nasıl geçiyor” diye sorunca da ben de, bir şeyler yazmaya çalıştığımı söyledim ve kısaca yazmayı düşündüğüm konudan da bahsettim. Anneannem’i arkadaşlarının ısrarı ve çabaları sonucunda, hem ağlayıp hem yazdığını belirterek, yazma konusunda beni cesaretlendiren sözler söyledi. Bunları konuşurken ikimizin de gözleri doldu. “Çocukların ailelerinden koparılması, bu toprakların kaderi mi?” cümlesini söylerken, birbirimizden gözlerimizi kaçırdık. Kısa bir suskunluktan sonra, derin bir nefes alarak, başka şeylerden konuşmaya başladık.

Fethiye Çetin, anneannesinin katliamdan kurtulan bir Ermeni olduğunu, yıllar sonra öğrenmiş ve anneannesinin verdiği bilgilerden yola çıkarak, ailenin Amerika’da yaşayan diğer üyelerini bulmuş. Ne yazık ki anneannesinin ömrü, akrabalarını görmeye yetmemiş. Kitap bu trajediyi anlatıyor. Bu büyük acıyı ömür boyu, bir sır olarak taşımanın yükü kim bilir ne kadar ağırdı. Küçük bir çocuğun yüreği nasıl dayandı, aklı kendisini korumak için hangi yolları buldu? Ya kendi kimliğinden başka bir kimliğe bürünerek yaşamak zorunda kalmanın travması… Cevapsız binlerce soru…

Göğüs kafesinde taş değil, bir yürek taşıyorsa; insanın bütün bunlarla yüzleşmeden gönül huzuru bulması imkansız.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

ABD seçim sonuçları ve  kötülüğün ardına kadar açılan kapıları

Tarihsel kırılmalar ve siyasal zemin

Yazar: Yeni Yaşam
16 Ağustos 2025

Çok yönlü yeni bir süreç içindeyiz. Kürt sorununun tarihsel eşitsizlikler yönüyle ele alınması, çözümün de yalnızca güvenlik politikalarıyla değil; demokratikleşme,...

Mesele Suriye’nin özgürleşmesi mi küresel ekonomiye entegrasyonu mu?

Savaşın nedenleri sorgulanmadan barış mümkün mü?

Yazar: Yeni Yaşam
16 Ağustos 2025

Otoriter rejim bir taraftan sendikal hak ve özgürlükleri ortadan kaldırarak emekçileri açlığa, yoksulluğa mahkum ederken diğer taraftan çıkarılan yasalar ve...

Hakikatin ruhu, yolda birlik, tarihi sorumluluklarımız (2)

Makbul yurttaşın sonu: Özgür ve komünal yurttaşın zamanı

Yazar: Yeni Yaşam
16 Ağustos 2025

Ulus-devletin “makbul vatandaş” tanımı artık iflas etti. On milyonlarca insan için mevcut yurttaşlık anlayışı derin bir krizde. Aslında bu kriz...

Merkez Bankası’nın enflasyon raporu ve bir kısım muhalefetin entelektüel düzeyi

‘İyi Cuma Anlaşması’ndan Türkiye’deki barış süreci için çıkartılacak dersler

Yazar: Yeni Yaşam
15 Ağustos 2025

İktidar Blokunun “Terörsüz Türkiye”, buna karşılık Kürt Ulusal Hareketinin “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” olarak adlandırdıkları bu süreçte, PKK’nin feshi...

Görev zamanı

Sistemin eleştirisi

Yazar: Yeni Yaşam
15 Ağustos 2025

Acaba yaşanan büyük sorunların temelinde bir toplumsal çürümüşlük mü var? Belki de birçok yerde bu konuya gönül ferahlığı ve bir...

İmkâna mekân

Geçmişin gölgesi

Yazar: Yeni Yaşam
15 Ağustos 2025

Her temasın iz bıraktığı, bellekte gedikler ve dünyada mezarlar açtığı bir gerçek. Kimi coğrafyalarda adına kader, kimisinde keder, kimisinde heder...

Sonraki Haber

Nazım Babaoğlu’nun hatırlattıkları-Hazar Aksoy

SON HABERLER

Serra Bucak: Yangın büyük ölçüde kontrol altına alındı

Serra Bucak: Yangın büyük ölçüde kontrol altına alındı

Yazar: Yeni Yaşam
16 Ağustos 2025

Azizoğlu: Musa Anter Kürt gazeteciliğinin ruhudur

Azizoğlu: Musa Anter Kürt gazeteciliğinin ruhudur

Yazar: Yeni Yaşam
16 Ağustos 2025

Suriye’de cihatçı unsurlar yeni ordu olarak yapılandırılıyor

Suriye’de cihatçı unsurlar yeni ordu olarak yapılandırılıyor

Yazar: Yeni Yaşam
16 Ağustos 2025

ABD seçim sonuçları ve  kötülüğün ardına kadar açılan kapıları

Tarihsel kırılmalar ve siyasal zemin

Yazar: Yeni Yaşam
16 Ağustos 2025

Mesele Suriye’nin özgürleşmesi mi küresel ekonomiye entegrasyonu mu?

Savaşın nedenleri sorgulanmadan barış mümkün mü?

Yazar: Yeni Yaşam
16 Ağustos 2025

Sanatta içerik ve biçim

Sanatta içerik ve biçim

Yazar: Yeni Yaşam
16 Ağustos 2025

Hakikatin ruhu, yolda birlik, tarihi sorumluluklarımız (2)

Makbul yurttaşın sonu: Özgür ve komünal yurttaşın zamanı

Yazar: Yeni Yaşam
16 Ağustos 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır