Yerel yönetimlerin ve de onun seçimlerinin anlam ve önemi tarihten bu yana söylene gelmekte. Eğer söz kalmamış olsaydı yazı bitmiş olurdu. Yazı da gevezeliğe yol alma halinin önüne geçmeye, sözün bitti yerdeyiz hakikatiyle sürdürmeye yol veriyor. Kaç zaman oldu ülke toprakları diye bir kavram kullanılmayalı. Şirnax, Efrin, Kobanê, Serêkanî, Şemizdîna, Nisêbîn, Qilaba, Çelê, Biradost… her biri ülke toprakları içinde bir avuç kadar yer sayılır.
Yereller işgalci devletlerin bin tonluk bombardımanları altında yerle bir edilir ele geçirilemez, zorla boşatılır yine dolar, bu kez aynı gün on binlerce asker polis götür oy kullandır geri getir ile jenosidin başka adı olur. Her bir avuç kadar toprağa karşı kullanılan silahlar bir devlete karşı kullanılan silah miktarından daha çok. Ortaya çıkan, adı konmayan üçüncü dünya savaşı avuç avuç işkal etmeyle kanunsuzluğu kanunlaştıran devlet rejimidir.
Akp-mhp rejimi yıkarak, kayyım atayarak elde edemediğini yerel yönetimlerde her seçmen, meclis üyesi, belediye eş başkanı üzerinde gıdım gıdım ele geçirme politikası uygular. İsrail Filistin topraklarını gıdım gıdım işkal etmeyle aynı. Savaş adının konmaması özgürlük mücadelelerini çürütmeye yöneliktir. Bu tıpkı ırkçı, cinsiyetçi, dini istismar eden erkek egemen zihniyetin dünyanın yarısı kadına karşı başlattığı adı konmamış savaşla kadının mücadelesini nafile çürütme çabasıdır.
Kaç zaman oldu devletlerin toplumlara karşı önyargısını kırmak toplumların ön yargısını kırmaktan çok daha zor olalı, toplumların önyargısını oluşturan devletlerin bu nedenle topluma güvenmedikleri, toplumların da hiçbir topluma güvenmemesi için sürekli çıkarlarına göre toplumu muhtaç hale getirme hukuksuzluğuyla ön yargı oluşturdukları. Topluların bunu bileli özgürlük mücadelesine girelidir kaç zaman değil.
Hegemonlar ön yargılarıyla kendi çevrelerine konumlandırdıkları iktidar merkezlerini kırıntı halinde tutup onunla yürümeyi tercih eder, asla kendisi kadar değer vermez(Irak, Afganistan, İran, Türkiye, Suriye, Libya…vb) Astanalar, Soçiler, Cenevreler toplanıp toplanıp dağılır.
Özgürlük ideası büyük kadın, Kürt, halklar ve inançlar olmadan olmuyor işte kaç zaman oldu bunu anlamayışınız. Gıdım gıdım işkal siyasetinizle gıdım gıdım eriyen bedenleri seyr eden sizler kaç zamandır biliyor dilsiz, sağır, körlüğe oynuyorsunuz. Kaç zaman daha bedel ödensin.
Kaç zaman oldu kadının bedenini gıdım gıdım işgaline karşı özgürlük mücadelesinde kadın cenazesinin kaldırılmadığı saniyeyi yaşamayalı Farklılıklar kaç zaman oldu birlikte halay çekmeyeli, çektikleri halayda vurulalı Çocuklar kaç zaman oldu taciz, tecavüz, savaşlarda katledilmediği günü görmeyeli Kaç zaman oldu din, ırk, cins silahıyla vurulmayalı, bu silahlar altında direneli kaç zaman oldu. Kaç zaman oldu doğup büyüdüğümüz topraklarda özgürce dolaşıp doğayı kucaklamayalı.
Mahallesinde, sokaklarında buradayım buralıyım demek için direneli kaç zaman oldu ve de işgalcinin mültecisi olmayacağım diyeli kaç zaman oldu. Börtü böceklerin göç yolunu yitirdiği kaç zaman oldu, Kaç zaman oldu kansersiz bir dünyada yaşamamaya direneli. Kaç zaman oldu zindan ülkesinde aynı yıldızlara birlikte bakmayalı. Kaç zaman oldu aynı yemekleri tatmayalı.
Yeter artık demekten anaların dilinde tüy kalmadı. Yarım yıla yaklaştı, sonbahar, kış, bahar geçti, 157 gün, 3768 saat, 226 bin 80 dakika, 13 milyon 564 bin 800 saniye. On üç buçuk milyon kez gıdım gıdım eriyen bedenin sesini duymaya kaç zaman daha. Yetmez mi her gıdım da insanlığın erimesine…