• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
6 Temmuz 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Yapılması gerekene dair!-Musa Piroğlu

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
16 Nisan 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

31 Mart seçimlerinin üzerinden 15 gün geçmiş olmasına rağmen hâlâ İstanbul seçimlerinin resmi sonuçları açıklanmadı ve mazbata verilmedi. İktidar, seçimin hemen sonrasında yaşadığı afallama halinden kurtulup hızla seçimi boşa düşürecek ve tekrar edilmesini sağlayacak hamleler yapmaya başladı. Bu yazının yazıldığı an itibari ile seçimin resmi sonuçları henüz açıklanmamıştı. AKP iktidarı yerel seçim sonuçlarını, özellikle de İstanbul’un kaybını kendisi açısından ağır bir sonuç olarak okumakta, en azından İstanbul’u geri alarak yaşadığı yenilgiyi kendi tabanı açısından bir zafere dönüştürme arzusunda bir görüntü vermektedir.

Saray, 7 Haziran-1 Kasım sürecinin bir tekrarını yeniden yaşatma niyetine girmiş bulunuyor. 7 Haziran yenilgisinin rövanşını ülkenin bir kan denizine dönüşmesi pahasına şovenizmi tırmandırarak 1 Kasım’da alan saray, muhtemelen benzer hamlelerle İstanbul yenilgisinin rövanşını Haziran’da almak isteyen bir çizgi izliyor. Henüz seçim sonuçlarının resmen ilan edilmemiş olması ters bir okumayla iktidarın bu çizgiyi hayata geçirmekte bir dizi sıkıntı yaşadığına da işaret ediyor.

Tarihsel olayların tekrarına dair en önemli vurgulardan birisi, birincide trajedi olanın ikincisinde komediye dönüştüğüne dair olandır. Nitekim 7 Haziran’da halkın zaferini, büyük bir özgüven, uluslararası destek ve devletin derin katlarıyla yakalanan ittifak sonrası hiçbir sıkıntıya girmeden tereyağından kıl çekercesine 1 Kasım’da geri alan saray, 15 günün sonunda hâlâ İstanbul seçimini iptal ettirebilmiş durumda değildir. Bu olgunun kendisi, sarayın eski manevra kabiliyetine ve desteğe sahip olmadığını gösteren en önemli veri olarak görülebilir. Bu durum aynı zamanda seçimin tekrarlanması kararı sonrası 7 Haziran senaryolarının hayata geçirilmesinin çok kolay olmayacağını da ortaya koymaktadır.

Ne konjonktür 7 Haziran konjonktürüdür ne de halk o sürecin halkıdır. Sarayın rövanşı almak için yapacağı hamleler yılgınlıktan çok öfkeyi körükleyeceği gibi saldırı sadece Kürt halkına değil tüm muhalefete yapılacağından bizzat devlet iktidarı açısından tehlikeli kırılmaların da şekillenmesine yol açacaktır. Bu olasılık muhtemelen sermaye ve devlet katında da okunmakta olduğu için seçimin iptali meselesinde hem AKP cenahı hem de devlet mekanizması bütünlüklü bir duruş sergilememektedir.

Tarihin tekrar etmesine ilişkin ikinci önemli vurgu, tarihten ders çıkarmasını bilmeyenlerin onu tekrar etmeye mahkûm olduklarına dairdir. Yukarıdaki birinci vurgu Erdoğan’ın girdiği süreci açıklamak açısından önemli ise ikinci vurgu da saray karşısındaki toplumsal muhalefeti uyarmak açısından önemlidir. Seçimlerden bu yana esas olarak sarayın hamlelerine yoğunlaşmış ve ne yapacağını anlamaya çalışan toplumsal akıl, bu saatten sonra hızlı bir şekilde kendisinin ne yapması gerektiğine yoğunlaşmak durumundadır.

Büyük bir özgüvenle kabul edilmelidir ki saray kaybetmiştir. İstanbul seçimlerinin onaylanması ya da iptal edilmesi bu gerçeği değiştirmeyecektir. Bu yenilgi tarif edilecekse eğer, birkaç cümlenin alt alta sıralanması yeterli olacaktır. Erdoğan, hegemonik gücünü ve denetim kapasitesini kaybetmiştir. MHP–Ergenekon çetesiyle Kürt düşmanlığı üzerinden girdiği işbirliği ters tepmiş ve sürdürülemez hale gelmiştir.

Ağır ekonomik krizin cenderesinde manevra kabiliyetini kaybetmiş, yoksul halk kitleleriyle kurduğu bağ kopma noktasına gelmiştir. Ağır saldırılar, katliamlar ve OHAL baskısıyla geri çekilmiş ve hareket edemez hale gelmiş halk kitleleri seçim sonrası yılgınlıktan sıyrılmış, mücadele için moral toplamıştır. Son olarak saray sandıkta resmen kaybetmiştir. Rüzgâr yön değiştirmiş, toplumsal muhalefetin yanına geçmiştir.

Düne kadar savunmada olan ve iktidarın saldırıları karşısında kendisini koruma güdüsüyle hareket eden toplumsal muhalefet şimdi savunma konumundan çıkarak iktidarı gerileten ve kazanan pozisyona geçmiştir. Tartışılması gereken mesele bu pozisyonun nasıl güçlendirileceği meselesidir. Sandıktaki iradesinin elinden alınmasına karşı oluşan halk öfkesinin yatıştırılarak eritilmesine ya da büyük hayal kırıklığına uğrayarak dağılmasına seyirci kalınmamalıdır.

Saraya karşı yan yana gelen güçlerin sınanacağı alanlardan birisini, olası otoriterleşme eğiliminin göğüslenmesi süreci oluşturacakken, bir diğerini IMF ile ya da IMF’siz ekonomik politikalar karşısındaki tavrı oluşturacaktır. Devrimci hareketler saray ve ittifaklarının oluşturduğu baskı rejimi karşısındaki mücadelenin kesintisiz bir şekilde yürütülmesi ve sermayeyi karşısına alarak büyütülmesi hususunda net bir tutum takınmalıdır. Bu tutum alış, beraberinde bu görevi yerine getirebilecek güç biriktirmesini ve araçların şekillendirilmesini gerektirir.

Kürt halkının büyük desteğiyle saraya darbe vuranlar bu desteğin kalıcı bir işbirliğine dönüşmesi için hareket etmeli, seçim sonuçlarının iptal edilmesine karşı mücadeleyi yükseltmeli, mazbatanın verilmesi talebi 160. gününe gelen açlık grevcilerinin isteklerinin karşılanması talebiyle birleştirilmelidir. Türkiye devrimci hareketi bütün bu ağır görevin altından kalkmak, oluşan mücadele azmini büyüterek iktidara karşı yönlendirebilmek için birbirleri ve halk kitleleriyle yan yana gelecek zeminleri oluşturmalıdır. Rüzgârın toplumsal muhalefetin arkasına geçtiği süreçte görev, rüzgârın şişireceği yelkeni büyütme görevidir.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Sevk-sürgün rüzgarı yeniden esiyor

Cezaevlerinde düşmanca davranışlar sürüyor

Yazar: Yeni Yaşam
6 Temmuz 2025

Adana-Kürkçüler F Tipi Cezaevi’nde tutulmakta olan Necat Öztekin, 30 Haziran 2025 tarihli faks mesajında şöyle diyor: ‘Dört yıldan fazla bir...

Bir milyon dolarlık füze ve kriz

Kürt halkı alternatifsiz değildir

Yazar: Yeni Yaşam
6 Temmuz 2025

DEM Parti sözcüsü Ayşegül Doğan bir süredir medyaya yansıyan PKK'nin silah bırakacağına dair haberleri doğruladı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin...

Barış bir mücadele sorunudur

Barış ve demokrasi talebinin toplumsallaşması

Yazar: Yeni Yaşam
6 Temmuz 2025

Sürdürülen barış ve demokratik toplum sürecinin, beklenenden yavaş ilerlediği ve çeşitli eleştirilere yol açtığı açıktır. Ancak bu durum, kırk yıldır...

Suriye’de ‘yeni düzen’ ve Rojava

‘Terörsüz Türkiye’ söylemi ve Kürt sorunu

Yazar: Yeni Yaşam
5 Temmuz 2025

Türkiye’nin yüz yılı aşkın sürecinde çözülmemiş en derin yaralardan biri, Kürt sorunudur. Bu mesele, yalnızca etnik temelli bir problem değil;...

Direniş başarıldı, sıra demokratik toplumun inşasında (1)

Direniş başarıldı, sıra demokratik toplumun inşasında (1)

Yazar: Yeni Yaşam
5 Temmuz 2025

Kapitalist modernitenin geliştirdiği Liberalizmin sözde özgürlük anlayışıyla sonsuz bireycilik geliştirilmiştir. Geliştirilen bu derin bireycilikle sadece toplum yok edilmiş olmuyor, aynı...

Mesele Suriye’nin özgürleşmesi mi küresel ekonomiye entegrasyonu mu?

İşçi sınıfının açlıkla imtihanı

Yazar: Yeni Yaşam
5 Temmuz 2025

İşverenlerin hayali, işçileri ücretsiz, “bedava” çalıştırmaktır. Yani işçinin emeğinin karşılığında hiçbir ücret ödemeyip, üretim ya da hizmetten elde edilen gelirin...

Sonraki Haber

Samimiyet-İshak Karakaş

SON HABERLER

Küresel satranç tahtasında İsrail-İran geriliminin perde arkası

Küresel satranç tahtasında İsrail-İran geriliminin perde arkası

Yazar: Yeni Yaşam
6 Temmuz 2025

Öcalan Başur’a da bir perspektif sunuyor

Öcalan Başur’a da bir perspektif sunuyor

Yazar: Yeni Yaşam
6 Temmuz 2025

Kadın ve erkek oluşun hakikati ve yöntemi

Kadın ve erkek oluşun hakikati ve yöntemi

Yazar: Yeni Yaşam
6 Temmuz 2025

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Yazar: Yeni Yaşam
6 Temmuz 2025

Çeviriden direnişe: Kürt tiyatrosunun sessiz çığlığı

Çeviriden direnişe: Kürt tiyatrosunun sessiz çığlığı

Yazar: Yeni Yaşam
6 Temmuz 2025

Sevk-sürgün rüzgarı yeniden esiyor

Cezaevlerinde düşmanca davranışlar sürüyor

Yazar: Yeni Yaşam
6 Temmuz 2025

Bir milyon dolarlık füze ve kriz

Kürt halkı alternatifsiz değildir

Yazar: Yeni Yaşam
6 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır