• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
13 Eylül 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Yapılması gerekene dair!-Musa Piroğlu

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
16 Nisan 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

31 Mart seçimlerinin üzerinden 15 gün geçmiş olmasına rağmen hâlâ İstanbul seçimlerinin resmi sonuçları açıklanmadı ve mazbata verilmedi. İktidar, seçimin hemen sonrasında yaşadığı afallama halinden kurtulup hızla seçimi boşa düşürecek ve tekrar edilmesini sağlayacak hamleler yapmaya başladı. Bu yazının yazıldığı an itibari ile seçimin resmi sonuçları henüz açıklanmamıştı. AKP iktidarı yerel seçim sonuçlarını, özellikle de İstanbul’un kaybını kendisi açısından ağır bir sonuç olarak okumakta, en azından İstanbul’u geri alarak yaşadığı yenilgiyi kendi tabanı açısından bir zafere dönüştürme arzusunda bir görüntü vermektedir.

Saray, 7 Haziran-1 Kasım sürecinin bir tekrarını yeniden yaşatma niyetine girmiş bulunuyor. 7 Haziran yenilgisinin rövanşını ülkenin bir kan denizine dönüşmesi pahasına şovenizmi tırmandırarak 1 Kasım’da alan saray, muhtemelen benzer hamlelerle İstanbul yenilgisinin rövanşını Haziran’da almak isteyen bir çizgi izliyor. Henüz seçim sonuçlarının resmen ilan edilmemiş olması ters bir okumayla iktidarın bu çizgiyi hayata geçirmekte bir dizi sıkıntı yaşadığına da işaret ediyor.

Tarihsel olayların tekrarına dair en önemli vurgulardan birisi, birincide trajedi olanın ikincisinde komediye dönüştüğüne dair olandır. Nitekim 7 Haziran’da halkın zaferini, büyük bir özgüven, uluslararası destek ve devletin derin katlarıyla yakalanan ittifak sonrası hiçbir sıkıntıya girmeden tereyağından kıl çekercesine 1 Kasım’da geri alan saray, 15 günün sonunda hâlâ İstanbul seçimini iptal ettirebilmiş durumda değildir. Bu olgunun kendisi, sarayın eski manevra kabiliyetine ve desteğe sahip olmadığını gösteren en önemli veri olarak görülebilir. Bu durum aynı zamanda seçimin tekrarlanması kararı sonrası 7 Haziran senaryolarının hayata geçirilmesinin çok kolay olmayacağını da ortaya koymaktadır.

Ne konjonktür 7 Haziran konjonktürüdür ne de halk o sürecin halkıdır. Sarayın rövanşı almak için yapacağı hamleler yılgınlıktan çok öfkeyi körükleyeceği gibi saldırı sadece Kürt halkına değil tüm muhalefete yapılacağından bizzat devlet iktidarı açısından tehlikeli kırılmaların da şekillenmesine yol açacaktır. Bu olasılık muhtemelen sermaye ve devlet katında da okunmakta olduğu için seçimin iptali meselesinde hem AKP cenahı hem de devlet mekanizması bütünlüklü bir duruş sergilememektedir.

Tarihin tekrar etmesine ilişkin ikinci önemli vurgu, tarihten ders çıkarmasını bilmeyenlerin onu tekrar etmeye mahkûm olduklarına dairdir. Yukarıdaki birinci vurgu Erdoğan’ın girdiği süreci açıklamak açısından önemli ise ikinci vurgu da saray karşısındaki toplumsal muhalefeti uyarmak açısından önemlidir. Seçimlerden bu yana esas olarak sarayın hamlelerine yoğunlaşmış ve ne yapacağını anlamaya çalışan toplumsal akıl, bu saatten sonra hızlı bir şekilde kendisinin ne yapması gerektiğine yoğunlaşmak durumundadır.

Büyük bir özgüvenle kabul edilmelidir ki saray kaybetmiştir. İstanbul seçimlerinin onaylanması ya da iptal edilmesi bu gerçeği değiştirmeyecektir. Bu yenilgi tarif edilecekse eğer, birkaç cümlenin alt alta sıralanması yeterli olacaktır. Erdoğan, hegemonik gücünü ve denetim kapasitesini kaybetmiştir. MHP–Ergenekon çetesiyle Kürt düşmanlığı üzerinden girdiği işbirliği ters tepmiş ve sürdürülemez hale gelmiştir.

Ağır ekonomik krizin cenderesinde manevra kabiliyetini kaybetmiş, yoksul halk kitleleriyle kurduğu bağ kopma noktasına gelmiştir. Ağır saldırılar, katliamlar ve OHAL baskısıyla geri çekilmiş ve hareket edemez hale gelmiş halk kitleleri seçim sonrası yılgınlıktan sıyrılmış, mücadele için moral toplamıştır. Son olarak saray sandıkta resmen kaybetmiştir. Rüzgâr yön değiştirmiş, toplumsal muhalefetin yanına geçmiştir.

Düne kadar savunmada olan ve iktidarın saldırıları karşısında kendisini koruma güdüsüyle hareket eden toplumsal muhalefet şimdi savunma konumundan çıkarak iktidarı gerileten ve kazanan pozisyona geçmiştir. Tartışılması gereken mesele bu pozisyonun nasıl güçlendirileceği meselesidir. Sandıktaki iradesinin elinden alınmasına karşı oluşan halk öfkesinin yatıştırılarak eritilmesine ya da büyük hayal kırıklığına uğrayarak dağılmasına seyirci kalınmamalıdır.

Saraya karşı yan yana gelen güçlerin sınanacağı alanlardan birisini, olası otoriterleşme eğiliminin göğüslenmesi süreci oluşturacakken, bir diğerini IMF ile ya da IMF’siz ekonomik politikalar karşısındaki tavrı oluşturacaktır. Devrimci hareketler saray ve ittifaklarının oluşturduğu baskı rejimi karşısındaki mücadelenin kesintisiz bir şekilde yürütülmesi ve sermayeyi karşısına alarak büyütülmesi hususunda net bir tutum takınmalıdır. Bu tutum alış, beraberinde bu görevi yerine getirebilecek güç biriktirmesini ve araçların şekillendirilmesini gerektirir.

Kürt halkının büyük desteğiyle saraya darbe vuranlar bu desteğin kalıcı bir işbirliğine dönüşmesi için hareket etmeli, seçim sonuçlarının iptal edilmesine karşı mücadeleyi yükseltmeli, mazbatanın verilmesi talebi 160. gününe gelen açlık grevcilerinin isteklerinin karşılanması talebiyle birleştirilmelidir. Türkiye devrimci hareketi bütün bu ağır görevin altından kalkmak, oluşan mücadele azmini büyüterek iktidara karşı yönlendirebilmek için birbirleri ve halk kitleleriyle yan yana gelecek zeminleri oluşturmalıdır. Rüzgârın toplumsal muhalefetin arkasına geçtiği süreçte görev, rüzgârın şişireceği yelkeni büyütme görevidir.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

45 yıldır süren darbe: 12 Eylül

45 yıldır süren darbe: 12 Eylül

Yazar: Bedri Adanır
13 Eylül 2025

Darbe kelimesinin kökeni “darp etmek” eylemine dayanır. Siyaset literatüründe darbeler, egemen sınıfın ve onun siyasi temsilcilerinin çıkarları ile toplumun genel...

Büyüme kimin için?

CHP, yargı sopası ve çözüm süreci

Yazar: Bedri Adanır
13 Eylül 2025

CHP kuşatma altında. 2023 yerel seçimlerinde CHP, hemen bütün büyükşehirleri kazanarak iktidara en yakın alternatif haline geldi. DEM Parti’nin ‘Kent...

Mimas dağından yankılanan barış sesleri…

Mimas dağından yankılanan barış sesleri…

Yazar: Özge Kar
13 Eylül 2025

Bedreddin Müritlerinin, Osmanlı zulmüne başkaldırdığı ve kendilerinden on kat büyük ordulara karşı “baş açık, yalın ayak ve yalın kılıç” çarpıştığı...

Türk-İsrail ‘savaşı’ ve Sumud

Türk-İsrail ‘savaşı’ ve Sumud

Yazar: Heval Elçi
13 Eylül 2025

Akdeniz sularında büyük bir uluslararası dayanışma filosu bugünlerde Gazze’ye doğru ilerliyor. İki hafta önce Barselona’dan yola çıkan Sumud (Arapça “Azim”)...

Bu yılki ‘Dünya Barış Günü’ diğer yıllardakinden neden daha önemli?

12 Eylül 1980 askeri diktatörlüğünden 12 Eylül 2025 mutlak otoriterliğine: Hangisi daha tehlikeli?

Yazar: Heval Elçi
12 Eylül 2025

Bugün Türkiye tarihinin en karanlık günlerinden birinin, 12 Eylül 1980 Askeri Darbesinin 45. yıldönümü. ABD ve CIA tarafından kontrol edilen...

Eski sözcük

Eski sözcük

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
12 Eylül 2025

Kelimeler haykırıyor ve haksızlığa uğruyor bir gün, hem de bir anda. Değişiyor tarih ve talih orada. Rotasını şaşırmış biri bir...

Sonraki Haber

Samimiyet-İshak Karakaş

SON HABERLER

OVP’nin tarım öngörüsü: Hiçbir şey

OVP’nin tarım öngörüsü: Hiçbir şey

Yazar: Aziz Oruç
13 Eylül 2025

45 yıldır süren darbe: 12 Eylül

45 yıldır süren darbe: 12 Eylül

Yazar: Bedri Adanır
13 Eylül 2025

Büyüme kimin için?

CHP, yargı sopası ve çözüm süreci

Yazar: Bedri Adanır
13 Eylül 2025

Mimas dağından yankılanan barış sesleri…

Mimas dağından yankılanan barış sesleri…

Yazar: Özge Kar
13 Eylül 2025

Türk-İsrail ‘savaşı’ ve Sumud

Türk-İsrail ‘savaşı’ ve Sumud

Yazar: Heval Elçi
13 Eylül 2025

İmamoğlu’nun diploma davasında ilk duruşma görüldü

İmamoğlu’nun diploma davasında ilk duruşma görüldü

Yazar: Yeni Yaşam
12 Eylül 2025

Yenişehir’de festival coşkusu: Barışın yolu kültür ve sanattan geçiyor

Yenişehir’de festival coşkusu: Barışın yolu kültür ve sanattan geçiyor

Yazar: Yeni Yaşam
12 Eylül 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır