• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
21 Kasım 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Afrin duvarı deyip geçme… Dünya bölünüyor-Nihat Kaya

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
3 Mayıs 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Duvarlar her zaman sınırların ve sınırlandırmaların işareti ola gelmiştir. Kimi duvar örer evinin sınırlarını belirler, kimi duvar örer beyliğinin, devletinin. Ama hepsinin temel gayesi sınır çizmek, hakimiyet alanı belirlemektir. Bundan dolayı ‘duvarlar’ kişiye veya topluma sınır çizmenin ve hakimiyet alanı oluşturmanın meteforudur. Tarihte kurulan tüm kaleler bu gayeyle kurulmuştur.

Duvalar bazen taşla, betonla, telle örülür, bazen haritalarda. Ancak çoğunlukla zihinlerde. En tehlikelisi de haritalarda, zihinlerde örülen duvarların fiziki olarak inşa edilmesidir. İşte o zaman duvarlar kamplaşmanın ve kutuplaşmanın simgesi haline gelir. Tıpkı Berlin Duvarı’nda olduğu gibi.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra bölünen Almanya’da 1961 yılında örülen Berlin Duvarı dünya genelinde tırmanan kutuplaşmanın ve kamplaşmanın boyutunu göstermektedir. Tarihe ‘Utanç Duvarı’ olarak geçen Berlin Duvarı, varlığını 1989 yılına kadar sürdürdü.

Berlin Duvarı’nın yıkılması sadece bir beton yığınının yıkılması değildi. Dünyadaki kamplaşmanın ve toplumların, halkların, hatta ailelerin arasına örülen katı duvarların da yıkılmasıydı. Dünya genelinde büyük coşku ile karşılanan Berlin Duvarı’nın yıkılmasını, duvarın kurulmasında esas rol sahibi olan, Sovyetler Birliği’nin son Genel Sekreteri Mihail Gorbaçov bile ‘Avrupa halklarının bayramı’ olarak nitelendirmişti.

Tüm dünya globalleşmenin sakıncalarını konuşmaya başlarken bile Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla sınırların ve kamplaşmanın kalkacağına dair umutlanmıştı. Berlin Duvarı tecrübesine ve 21’inci yüzyıldaki teknolojik gelişmeye rağmen dünya son yıllarda yeniden duvarları konuşmaya başladı. ABD’nin Meksika duvarı, Türkiye’nin Suriye duvarı. Berlin Duvarı’nın yıkılmasından bugüne kadar ne değişti ki, umut yerini tekrardan umutsuzluğa terk etti… gerekçe her ne kadar ‘güvenlik’ olsa da. Tabi en manidarı ise şimdi Afrin’de örülen duvar.

Oysa Afrin bir Kürt yurdu, Suriye toprağı. Devam eden Üçüncü Dünya Savaşı’nda Rusya ve İran ile saf tutan Türk devletinin Afrin’de duvar örmesi, Suriye topraklarının bölünmesi, Afrin’in kendi topraklarına dahil edilmesi demektir.

Afrin halkı Türk devletinin Afrin’e girdiği günden bu yana demografik yapının değiştirildiğini, içerde kalanlara yönelik baskı ve işkencenin son haddine vardığını, halkın malının mülkünün gasp edildiğini basbas bağırıyor. Afrinlilerin sesini kimse duymak istemese de uygulamalar Doğu Berlin’dekileri kat be kat aşıyor. Çünkü Sovyetler Birliği Doğu Berlin’e girdiğinde kimse göç etmedi, halka işkence yapılmadı, dışardan kimse getirilip kente yerleştirilmedi. Afrin öyle mi?… Kamışlı kentinde Şerif isminde bir Afrinliyle yaptığımız sohbet buna tam da ışık tutuyor. Şerif içindeki yangını haykırmak ister gibi anlatıyordu: “Askeri eğitimlerini tamamlayan çeteler (ÖSO) geçtiğimiz gün mezuniyet töreni yapmışlardı. Görüntülerini gördüm.

Türk askerleri de törene katılmıştı. Tam bizim evin önünde oturuyorlardı.” Şerif ‘tam bizim evin önünde oturuyorlardı’ derken, gözlerinde hasret, özlem, öfke okunuyordu. Afrin’in Şiye kasabasından olan Şerif, Türk askerleri ve ona bağlı silahlı grupların Afrin’e 20 Mart günü girmesinden bir gün önce evini terk etmişti. Bir tek Şerif değil, Afrin nüfusunun yüzde 90’ı o gün evini terk edip göç etti. Geri kalanların ise en az yarısı karşılaştıkları baskı ve işkenceler yüzünden kaçmak zorunda kaldı.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Berlin’de yerli halkın yüzde kaçı göç etmek zorunda kaldı? Tabi bu duvarın örülmesinin maskesi de, ‘güvenlik’. Sözde kendisini YPG saldırılarından koruyacak. Kuzey Suriye’den Türkiye topraklarına yönelik ciddi, belgeli tek bir saldırı olmamasına rağmen, Kuzey Suriye sınırına boydan boya duvar örerken de adına ‘güvenlik’ demişti. Ancak daha birkaç ay önce Kuzey Suriye sınırına askeri yığınak yaptığı dönemde Kuzey Suriye tarafında kazılan birkaç kanal için kıyamet koparmıştı. Türk devleti kuzuyu yemeyi aklına koyan kurt gibi, kuzu ne yapsa yapsan kurt bir defa onu yemiyi aklına koymuştur. Afrin’deki duvar için de istediği kadar ‘güvenlik amaçlı’ desin, esas niyet Afrin topraklarını kendine bağlamak, Suriye topraklarını bölmektir.

İşin ironik yanıysa tüm dünyanın, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasından dem vurmasına rağmen, Türk devletinin bu bölme girişimine sessiz kalmasıdır. Tıpkı Berlin Duvarı’yla Almanya’nın bölünmesi gibi. Çünkü o zaman Sovyetler Birliği güçtü ve dünya dengelerinin önemli bir tarafıydı. Türk devletinin Afrin’i işgaline ve Suriye topraklarının bölünmesine de kimse ses çıkarmıyor, çünkü Türk devleti bölgede önemli bir güç.

Tabi bu durumun Ortadoğu ve dünya düzenine kesinlikle bir faturası olacaktır, yeniden kutuplaşma ve kamplaşma. Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla tüm insanlık dünyada sınırların anlamını yitireceğine ve kamplaşmaların kalkacağına dair umutlanmışken, Afrin’de örülen duvar bu umudu yeniden umutsuzluğa dönüştürmektedir. Afrin’den başlayarak yeniden buz gibi duvarlar, demir perdeler örülmekte, dünya Türkiye, Rusya ve İran’ın başını çektiği cephe ile Batılı devletler arasında kamplaşmaya doğru gitmektedir.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Özel savaş basını

Özel savaş basını

Yazar: Heval Elçi
21 Kasım 2025

1990’lı yıllardan itibaren Türkiye’de basın göreceli özgürlüğünü de kaybetti. On yılların özel savaş propagandacılığı onlarda bir kompleks yaratmış. Kürdü yok...

Ortadoğu dönüşürken iktidar hâlâ 20. yüzyılda mı?

Süreçte yeni aşama: Demokratik siyaset ve barış zemini

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
21 Kasım 2025

Sayın Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat 2025 tarihinde deklare ettiği ve Asrın Çağrısı olarak da adlandırılan Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’yla...

Seçim, geçim ve huzur

Muhatap ile görüşme zamanı

Yazar: Heval Elçi
21 Kasım 2025

Cumhur ittifakının ‘’Terörsüz Türkiye’’ önerisi halen hayat bulmuş değil. Zamana yayılan bir muallaklık devam ediyor. Halen içeriği doldurulmamış güvenden uzak...

Şark kurnazlığının eski yöntemi: Nötr siyaset

Şark kurnazlığının eski yöntemi: Nötr siyaset

Yazar: Heval Elçi
20 Kasım 2025

Sorun sadece AKP’nin sorunu değildir. AKP sistemin tepesidir; fakat sistemi değişime zorlayacak olan AKP dahil tüm siyasi partilerdir. Bu denklemde...

Halkın sanatçısı olmak

Yaygınlaşan uyuşturucu

Yazar: Heval Elçi
20 Kasım 2025

Bazı canavarlar sinsice gelir. Görünmez, sessiz adımlarla yaklaşır ve avını ele geçirene kadar fark edilmeyebilir. Başlangıçta sunduğu kısa süreli ve...

Tam zamanında yapılan uyarı

Bilim, din ve ‘ahlaki-politik toplum’

Yazar: Bedri Adanır
20 Kasım 2025

Materyalist, maddi hareket halindeki ezeli ve ebedi hakikati, idealist, manevi hareket halindeki ezeli ve ebedi yaratıcıyı arar. Birbirine zıt bu...

Sonraki Haber

İhvan’ın listeye eklenmesi Osmanlıcılığın hezimeti

SON HABERLER

Netanyahu: Hamas silahsızlanmazsa kıyamet kopacak

Netanyahu’dan F-35 satışına ilişkin ‘Türkiye’ tehdidi

Yazar: Bedri Adanır
21 Kasım 2025

TOBB: 10 ayda 23 binden fazla şirket kapandı

TOBB: 10 ayda 23 binden fazla şirket kapandı

Yazar: Heval Elçi
21 Kasım 2025

Ahmet Özer için AYM’ye başvuru

Ahmet Özer için AYM’ye başvuru

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
21 Kasım 2025

6 yıldır işletildiği iddia edilen gölet yeni bitti

6 yıldır işletildiği iddia edilen gölet yeni bitti

Yazar: Heval Elçi
21 Kasım 2025

CHP İstanbul İl Başkanlığı kayyım davası görüldü

CHP İstanbul İl Başkanlığı kayyım davası görüldü

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
21 Kasım 2025

İmralı ziyareti komisyon tutanaklarında: MİT Başkanı ‘gerekli olduğunu’ anlatmış

İmralı ziyareti komisyon tutanaklarında: MİT Başkanı ‘gerekli olduğunu’ anlatmış

Yazar: Aziz Oruç
21 Kasım 2025

İzmirlilerden asgari ücret tepkisi: Kaşıkla veriliyor, kepçeyle alınıyor

İzmirlilerden asgari ücret tepkisi: Kaşıkla veriliyor, kepçeyle alınıyor

Yazar: Heval Elçi
21 Kasım 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır