• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
22 Kasım 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Çok gerçek, en çok gerçek – Aytuna Tosunoğlu

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
22 Haziran 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Aslına bakarsanız niyet iyiydi, insanlığın faydasınaydı. İnternetin merak eden ve soru soran insanların karmaşık meseleler hakkında daha iyi bilgi sahibi olmalarını sağlayarak bilgiyi demokratikleşmesi gerekiyordu. Bunun yerine ne oldu? Hepimizin kapalı bilgi döngülerinde gizlenmemizi mümkün kıldı. İnternetin tüm inanç ve davranış şekillerini eşit derecede geçerli göstermesi bir filtre olmayışından…

Demokratikleşmeyle uzaktan yakından ilgisi yok. Her zaman oradan buradan tepemize değen “kanıtlar” en saçma sapan olanları bile bir “desteklenen fikir” haline gelebiliyor. Birbirinin içine geçmiş (sütlü muhallebi içinde kıyma et bulunca sevinmenin de dahil olduğu bir karmaşa) ve gerçek olanı kurgudan ayırt etmek için üzerinde anlaşmaya varılamayacak kavram öbekleri bir otorite olmak için tepişiyor. Buyurun size post-gerçeklik on yılları! Uzun sürmeyecek, merak etmeyin

Günümüzde politika daha çekişmeli bir hale gelmedi. Televizyondaki tartışma/haber programlarının performansı bir egemenlik yarışı halinin mayoyla podyumdan geçişi gibi. Fanatikler hala aptallık derecesinde kendinden emin, biraz akıl sahibi olanlar da durum çözümlemesinde şüphecilikten sınıfta kaldı. Oysa şüphe duymak iyi bir şeydi, biz bıraktığımızda. Şüphe doğru soru sordururdu, araştırmaya yönlendirirdi. Önümüze konan kıymalı etli sütlü muhallebiyi yemek zorunda bıraktırmazdı, insanı. “Kamuoyunda tartışılan gerçekler” dediğiniz zaman durum iyice bulanıklaşıyor. Beklentilerimiz, onları kırma/yok etme noktasına zorlayan istatistiklere ve uzman tanıklığına emanet. Politik argüman içinde “gerçek” sadece bir kılıf: içini açınca retorik silah olup size doğrultuluyor. O zaman da “gerçeklik”le tanışıyorsunuz. Bir metastazla, yani (bu analojiyi Baudrillard’dan aldım). Yaşamın dolaysız şartlarına yakın olmak “gerçek”tir, diye yazmıştım geçen hafta. Yerelleşme ne denli hüküm sürerse, insanlar da içtenliğin ve karşılıklı açıklığın karşına çıkan bütün dayatma, de facto yönetim engellerini yıkabilir diye de eklemiştim.

Yerelde gerçek, o gerçeği onaylamak için bir uzman istemez. Kamuoyu dediğimiz ve sosyal bilimler içinden heyecanla ve hoyratça kopartılıp alınan bu kavram elinde parası da olan bir uzman tarafından yine ve yeni bir gerçeklikle şekillendirilebilir. Aslında sadece uzman olmak yetmez, ağzı sıkı da olacaksınız. Yerelde bunlar işlemez. Gerçek herkesçe bilinen ve zaten var olandır. Üzerinde hemfikir olunması için çaba, program, çizim, uyarlama, analoji gerektirmez. Popülist hareketler sosyal medya ile harika bir birliktelik yaşıyor. Çok mutlular. Bu mutluluğun kaynağı post-gerçek politikalardır. Bireyler medya tüketimini kendi görüşleri, önyargıları, kendi gerçekleri etrafında şekillendirme konusunda artan fırsatlara sahiptir. Popülist liderler de onları teşvik etmeye hazırdır. O liderlerin danışmanları da “kanıta dayalı politika” üretme konusunda çok bilgililer. 2000’li yılların başında üniversitelerden mezun olup, taze taze bilgilerle geldiler, çünkü. Bugünkü sorunun adını koymak gerekse: Gerçeklik fazlalılığı derim.

Belirli bir çalışmayı kimin finanse ettiği göz önünde tutularak ve ulaştığı kalabalığın büyüklüğüne bağlı olarak, çok fazla güvenilirlik düzeyi yüksek, çok fazla kaynak var. Bir amacı olan uzman tasarımı sayesinde sayılar, veriler çok hızlı üretiliyor. Gerçeğin yoğurduğu insan topluluğundan bir veri topluluğuna geçişin ortasındayız. Kamusal yaşamda bilginin ve sayıların kesin durumu gerçeğin kendisinin terk edildiği duygusunu daha da şiddetlendiriyor. Gittiğimiz her yerde, durduğumuz her noktada, uyurken bile veri bırakıyoruz. Veri dünyasında yaşamak mümkün ama gerçekler nerede? Yok! Sosyal, ekonomik ve çevresel sorunların doğası hakkında nasıl bir fikir birliğine varacağız?

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

45 yıllık darbe rejimine mahkûm muyuz?

Vatandaşlık ücreti sosyal yıkımı önler mi?

Yazar: Heval Elçi
22 Kasım 2025

AKP/saray iktidarına yakın basında yer alan haberlere göre, bir süredir üzerinde konuşulan “vatandaşlık ücreti” hükümetin gündemine geliyormuş. Buna göre -Gelir...

Hassasiyet mi dediniz?

Hayata çalışmak

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
22 Kasım 2025

Çağrılan gazaplar var, çağrılmadan gelen neşeler var. Dünyanın kesişim yerleri var, kestiği ve böldüğü ve sonra tartıp yeniden pay ettiği...

Sosyalizm ve komünal toplum

Sosyalizm ve komünal toplum

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
22 Kasım 2025

Türk solunun Kürt Hareketi ile ilişkisi, sürekli bir gel-git zemininde ilerledi. Suriye’de meydana gelen iç savaş, kendilerini sosyalist olarak tanımlayan...

Süreç ve HDK davasında adalet arayışı

İkinci aşama ya da kritik eşik

Yazar: Heval Elçi
22 Kasım 2025

Son bir haftada peş peşe yaşanan gelişmeler, yalnızca siyasi taktik hesapların değil, tarihsel bir dönemecin işaretleri olarak okunabilir. Kürt sorununun...

Bu yılki ‘Dünya Barış Günü’ diğer yıllardakinden neden daha önemli?

Gençler sadece ekonomiden değil, toplumdan da uzaklaşıyor, farkında mısınız?

Yazar: Heval Elçi
21 Kasım 2025

TÜİK tarafından hazırlanan son “Hanehalkı İşgücü Araştırmasının (HİA)” sonuçları geçen ay yayımlandı. Dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 8,6; buna karşılık...

Özel savaş basını

Özel savaş basını

Yazar: Heval Elçi
21 Kasım 2025

1990’lı yıllardan itibaren Türkiye’de basın göreceli özgürlüğünü de kaybetti. On yılların özel savaş propagandacılığı onlarda bir kompleks yaratmış. Kürdü yok...

Sonraki Haber

Ölüm, hafıza ve nesnelerin hayatı - Christian Boltanski*

SON HABERLER

Dêrsim’de ortak açıklama: Kayyımlar derhal geri çekilmeli

Dêrsim’de ortak açıklama: Kayyımlar derhal geri çekilmeli

Yazar: Aziz Oruç
22 Kasım 2025

TJA’dan ‘Zindanda kadın olmak’ paneli

TJA’dan ‘Zindanda kadın olmak’ paneli

Yazar: Heval Elçi
22 Kasım 2025

3 kentte hasta tutsakların tahliyesi talep edildi

3 kentte hasta tutsakların tahliyesi talep edildi

Yazar: Heval Elçi
22 Kasım 2025

Bonn’da konuşan Ayşegül Doğan: Kalıcı bir barış istiyoruz

Bonn’da konuşan Ayşegül Doğan: Kalıcı bir barış istiyoruz

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
22 Kasım 2025

Wan’da Çocuk Hakları Dayanışma Ağı kuruldu

Wan’da Çocuk Hakları Dayanışma Ağı kuruldu

Yazar: Aziz Oruç
22 Kasım 2025

Amed’de katledilen ve kaybedilen kadınlar için adalet istendi

Amed’de katledilen ve kaybedilen kadınlar için adalet istendi

Yazar: Heval Elçi
22 Kasım 2025

Bakırhan’dan CHP’ye tepki: Tarih bu anı kaydedecek

Bakırhan’dan CHP’ye tepki: Tarih bu anı kaydedecek

Yazar: Aziz Oruç
22 Kasım 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır