• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
20 Temmuz 2025 Pazar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Demokratik siyaset ve emekçiler-Aziz Ferman

Yeni Yaşam Yazar: Yeni Yaşam
21 Temmuz 2019
Kategori: Yazarlar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

31 Mart seçimleri AKP-MHP ittifakının iktidarının sona yaklaştığını göstermişti. Can havliyle sarılan 23 Haziran’daki trajikomik İstanbul seçimleri ise bu durumu çok güçlü bir şekilde tekrardan tescilledi. Bu, toplumsal tüm farklılıkları bastırmayı amaçlayan politikaların iflas ettiğini, toplumun akıldışı çarpıtmalarla körüklenen şovenizm ile yanıltılamayacağını bir kez daha herkese gösterdi. Muhalefetin elde ettiği, aslında büyük oranda Kürtlerin ve demokrasi güçlerinin çabaları sonucu gerçekleşen başarı sadece iktidarın duvara tosladığını değil, aynı zamanda toplumun demokratik siyasete ne kadar ihtiyacının olduğunu da gösteriyordu. Bu sonuç ardından iktidarın kaybettiren politikalara daha da sıkı sarılması ve CHP ve İP’in ise seçim sonucunu yeterli gören anlayışı-atıllığı, Demokrasi İttifakının demokratik siyasetin yaratıcı özüne dayanarak toplumda ciddi bir güç haline gelebilme olasılığını arttırdı. Ve aslında demokratik siyaseti tanımlama ve onu pratikleştirme çabalarının çok önemli olduğu bir döneme girildi. Bu nedenle demokratik siyaset üzerine kafa yormanın oldukça güncel ve pratik anlamı vardır.

Demokratik siyaset kavramını kabaca iki başlık üzerinden ele alabiliriz. İlki toplumun doğal yaşam tarzı olan politikanın yani sorunlara çözüm bulma ve bunu pratikleştirmenin canlanmasıdır. Devletin çarpıtarak kendine mal ettiği siyasetin toplumsallaştırılması demokratik siyasetin temel dayanağıdır. Bu da toplumun en alt biriminden başlanarak yaşamda aktif siyasi birimler haline getirilerek kendi kararlarını kendisinin vermesinin sağlanmasıdır. Bu topluma zaten içkin olan bir pratiğin geliştirilmesidir. Yeni bir toplumsal mühendislik denemesi değildir. Toplumun tümünün örgütlü politik birimler olarak demokrasi, eşitlik ve özgürlük temelinde örgütlü kılınma eylemini demokratik siyaset olarak ifade edebiliriz. Aynı zamanda demokratik siyaset toplumsal özgürlük açısından da temel bir nirengi noktasıdır. Toplumsallık kendi olma durumunu yaşadığı oranda özgürleşir. Ahlaki ve politik toplum gerçeği özgürlük ile doğrudan bağlantılıdır. Bu bağlamda demokratik siyasetin öznesi tüm toplumdur. Bununla birlikte özgürlük sorununu en yakıcı biçimde yaşayan kadınlar, gençler ve emekçiler demokratik siyasetin en temel öznesidir.

Demokratik siyaset aynı zamanda stratejik bir mücadele alanına da işaret eder. Devletin toplum üzerindeki baskısını sınırlamak ve toplumun özgürlük alanının genişlemesi anlamında mücadeleyi öngörür. Toplumsal mücadele yüzyılların direniş birikimi ışığında devletin tahakkümünü sınırlamada mevziler kazanmıştır. Evrensel hukuk olarak adlandırılan başta seçme ve seçilme hakkı olmak üzere siyasal ve toplumsal haklar bu çerçevede ele alınabilir. Kapitalist modernite döneminde devletlerin kendi iktidarlarını meşrulaştırmak için hukuku araçsallaştırdığı açıktır. Fakat bu durum özellikle evrensel hukukun toplumsal güçlere mücadele alanları açtığı gerçeğini yok sayma anlamına gelmez.

Bu açıdan parlamenter mücadele veya anayasal zeminde yürütülen çalışmalar demokratik siyaset ışığında anlam kazanır. Bu açıdan sadece siyasi partiler değil aynı zamanda tüm toplumsal yasal örgütlenmeler demokratik siyasetin unsurları olmaktadır. Emekçilerin son iki yüzyılda tarifsiz bedeller vererek açığa çıkardığı sendikalar da bu çerçevede demokratik siyasetin ana öznelerindendir. Kuşkusuz burada kast edilen devlet mekanizmasında emekçileri denetim altına alma aracı haline getirilen “sarı” sendikalar değildir. Emekçilerin kendi demokratik örgütleridir. Demokratik siyaset sadece parlamenter zemine indirgenemeyeceği gibi salt siyasi parti ve oluşumların pratiği olarak da görülemez. Siyaset tüm toplumla yapılırsa “demokratik” olarak nitelenebilir ve mevcut siyaset anlayışlarından ayrılabilir.

Bu açıdan ülkenin bugün en fazla ihtiyacı olan demokratik siyasetin gelişmesinde emekçilere ve demokratik emek örgütlerine önemli görevler düşmektedir. AKP-MHP iktidarı özellikle Kürt sorununa inkar ve imha politikaları nedeniyle ülkeyi derin bir ekonomik krize sokmuştur. Hükümet hala halkın olanaklarını sadece kendi iktidarını sürdürebilmek için dış güçlere sunmaktadır. Savaş politikalarına onay ve destek alabilmek için elinde halkın birikimlerinden sunduğu tavizlerle neredeyse her kapıya koşmaktadır. Öte yandan ekonomik krizin faturasını emekçilere çıkarmak istemektedir. Buna rağmen sadece adı sendika olan bazı oluşumlar eliyle emekçileri yanıltmaya çalışmaya da devam etmektedir. Ekonomik sorunlar toplumun diğer sorunlarından ayrı görülemeyeceği gibi ayrı bir çözümün olabileceğini de düşünmek mümkün değildir. Demokratikleşme zaten bir bütünen tüm sorunlara çözüm mekanizmaları yaratma anlamına gelir.

Ve demokratikleşme birilerinin insafına bırakılacak ya da dışarıdan izlenen bir süreç olarak görülemez. Özellikle emekçiler daha fazla yoksullaşmaktan da öteye iktidarın ekonomi politikaları nedeniyle “iş kazası” şeklinde basitleştirilen katliamlarda neredeyse her gün can verirken demokratik emek örgütlerinin sadece talep eden konumda kalması çok etkisiz olur. Oysa yaratıcılıkla harmanlanan eylemler, geniş örgütlenme çabaları yani demokratik siyaset emekçilerin hem kendi sorunlarının hem de toplumun sorunlarının çözümü için öne çıkmaları anlamına gelecektir. Bu emekçilerin tarihsel mirasına da layık düşen konumdur.

Yeni Yaşam

Yeni Yaşam

İlgiliYazılar

Sevk-sürgün rüzgarı yeniden esiyor

İdare ve Gözlem Kurulları sorunların odağında!

Yazar: Yeni Yaşam
20 Temmuz 2025

Otuz yılını cezaevinde geçiren Abdullah Yılmaz arkadaşın cezası bitmesine rağmen tahliye edilmedi ve Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu kararıyla tahliyesi...

Barış bir mücadele sorunudur

Barış ve demokrasiye doğru

Yazar: Yeni Yaşam
20 Temmuz 2025

Barış ve demokratik toplum süreci şaşırtıcı bir hızla ve ezberleri bozan adımlarla ilerliyor. Demek ki doğru bir politikaya ve bu...

El koyma, çökme, ele geçirme

Neden duymayız birbirimizi, neden görmeyiz gerçekleri?

Yazar: Yeni Yaşam
19 Temmuz 2025

Sözleri dilediğimiz gibi evirip büküp dilediğimiz yorumu yapmak, algı yaratmak için mi, duyduklarımızı anlamayışımızdan mı kaynaklanmakta? Bilinmez. Yoksa iç sesimiz...

Muhalefet mi dediniz?

Demokrasi, yurttaşlık, sınıf mücadelesi

Yazar: Yeni Yaşam
19 Temmuz 2025

1- Sermaye kendi ihtiyaçlarının bilincinde olan ve onları elde etmeye çalışan, ülkenin gidişi hakkında düşünen ve etkilemeye çalışan yurttaşlar değil,...

Hak savunuculuğunun bedeli!

Zıtların birliği ve kapımızdaki yeni savaş

Yazar: Yeni Yaşam
19 Temmuz 2025

Birbirinin tam tersi gerekçelerle barış yönündeki gelişmelere karşı çıkanlar, zıtların birliği manzaraları oluşturuyor. Boşalan alanların kendilerine kalacağı umuduyla atılan hamasi...

ABD seçim sonuçları ve  kötülüğün ardına kadar açılan kapıları

Barışa giden yolda belirsizlikler

Yazar: Yeni Yaşam
19 Temmuz 2025

9-11-12 Temmuz 2025 tarihlerinde yaşanan gelişmeler, Türkiye’nin son yıllardaki en kritik siyasal kırılmalarından birine işaret ediyor. Öcalan’ın video mesajı, PKK’nın...

Sonraki Haber

‘Atlantik Sendromu’ ya da Kolektif Paranoid Şizofreni-Zafer Yörük

SON HABERLER

Hiçbir düş yarım kalmayacak

Hiçbir düş yarım kalmayacak

Yazar: Yeni Yaşam
20 Temmuz 2025

Munzur Festivali başlıyor: İrade gaspına ve zorunlu göçe karşı bir duruş çağrısı

Munzur Festivali başlıyor: İrade gaspına ve zorunlu göçe karşı bir duruş çağrısı

Yazar: Yeni Yaşam
20 Temmuz 2025

Sevk-sürgün rüzgarı yeniden esiyor

İdare ve Gözlem Kurulları sorunların odağında!

Yazar: Yeni Yaşam
20 Temmuz 2025

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Jin Dergi’nin yeni sayısı yayında

Yazar: Yeni Yaşam
20 Temmuz 2025

Barış bir mücadele sorunudur

Barış ve demokrasiye doğru

Yazar: Yeni Yaşam
20 Temmuz 2025

Suriye: Süveyda’dan Şam’a

Suriye: Süveyda’dan Şam’a

Yazar: Yeni Yaşam
20 Temmuz 2025

Siweyda’nın Erîqa köyünde çatışmalar yaşanıyor

Siweyda’nın Erîqa köyünde çatışmalar yaşanıyor

Yazar: Yeni Yaşam
19 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır