KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın başarısının Türkiye’nin atacağı adımlara bağlı olduğunu ifade etti
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısının ardından yaşanan gelişmeler konusunda ANF’ye özel bir demeç veren KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Abdullah Öcalan’nın yaptığı çağrının başarıya ulaşmasının Türkiye’nin atacağı adımlara bağlı olduğunu belirtti.
Çözüm manifestosu
Manifestonun çok iyi kavranması gerektiğini belirten Cemil Bayık, “Biz elbette ki Önder Apo’yu anlamaya, bu temelde süreci, sürecin önümüze koyduğu görev ve sorumlulukları anlamaya, yerine getirmeye çalışıyoruz. Bu manifestoyla Önder Apo çok temel bazı sorunları ve bu sorunların çözümünü herkesin önüne koymuştur. Bu manifestoyla, yaptığı değerlendirme ve çağrılarla Kürt sorununu savaş zeminden çıkarıp demokratik siyasi yolla çözmeyi amaçlıyor. Gelinen noktada artık bu sorunun nasıl çözülmesi gerektiğini de herkesin önüne böylece koymuş oldu. Onun için barış ve demokratik toplum paradigması diye bunu ifade etti” dedi.
Cemil Bayık Abdullah Öcalan’ın bu manifestoyla Ortadoğu halkları nasıl bu çıkmazın içinden çıkacağını, nasıl demokratik bir Ortadoğu ortaya çıkarılacağını, bunun yol yöntemini gösterdiğini ve halkların önüne bu perspektifini koyduğunu belirtti. Bayık, Abdullah Öcalan’ın bu manifestoyla reel sosyalizmin etkilerini de ortadan kaldırmayı, daha doğru uygulanabilir bir sosyalist anlayışı geliştirmeyi amaçladığını ifade etti.
Kadın özgürlüğünü
Abdullah Öcalan’ın karakterinin özgürlük ve demokrasi olduğunu belirten Cemil Bayık “Özgür bir yaşamı, toplumu, kişiliği geliştirmedir- özgürlük anlayışının temeline kadın özgürlüğünü oturtmuştur. Kadın özgürlüğü geliştirilmeden hiçbir özgürlüğün sonuç veremeyeceğini çok net ortaya koymuştur. Bütün özgürlüklerin temeline kadın özgürlük temelini oturtmuştur. Kadının toplumculukla, kadının demokrasiyle, kadının özgürlükle, kadının sosyalizmle ilişkisini çok net bir biçimde ortaya koymuştur. Amacında toplumculuk, özgürlük, demokrasi, sosyalizm olanların kadın özgürlüğünü esas almaları gerektiğini ortaya koymuştur” dedi.
Tarihi Kürt-Türk ittifakı
“Türklerin Anadolu’ya yerleşmesi, yurt edinmeleri Kürt-Türk İttifakı ile gerçekleşmiştir” diyen Cemil Bayık, “Türk devleti, -Osmanlı devleti daha öncesinde- Türk milleti ne zamanki ciddi tehlikelerle yüze kalmışsa yine bu ittifakla Kürtlerin desteğini alarak bu tehlikeli durumu aşmıştır. Bunlar bilinen gerçeklerdir. Hiç kimse bu gerçekleri saptıramaz, çarptıramaz, ortadan kaldıramaz. Daha işin başında Sultan Sencer ile geliştirilen bir ittifak vardır. Bu ittifak daha sonra Malazgirt’te, Çaldıran’da yine Osmanlı İmparatorluğu’nun gelişmesinde rolünü oynamıştır. Yine Mustafa Kemal, Kürt İttifakı’na dayanarak, yine o dönem Sovyetlerden destek alarak Türk devleti ve Türk milletini bu tehlikeli durumdan çıkarmıştır. Lozan bunun üzerinden gerçekleşmiştir” ifadelerini kullandı.
Kapitalist modernitenin rolü
Bunda kapitalist modernitenin rolü belirleyici olduğunu belirten Cemil Bayık, “Çünkü kapitalist modernite Türkiye’nin önüne ulus devleti koymuştur. Sadece bunu Türkiye’de geliştirme göreviyle görevlendirmemiş, aynı zamanda Ortadoğu’da da ulus devleti geliştirme görevi ve sorumluluğunu vermiştir. Türk devleti bu nedenle tekçiliği Türkiye’de esas almıştır. Yani Türk devleti tek millet, tek vatan, tek dil gibi faşist bir anlayışı esas almıştır. İşte Kürt inkarı, Kürt imhası bunun sonucunda gündeme getirilmiş ve sürdürülmüştür. Bir sürü Kürt katliamı bunun üzerinden geliştirilmiştir” diye konuştu.
“Türk devleti, hükümetleri sürekli Kürtleri suçlamaktadır” diyen Cemil Bayık, “Kürtlerin kendilerine ihanet ettiği, bölücü olduğu, ülkelerini parçalamak istediği biçiminde sürekli propaganda geliştirmektedir. Toplumu bu temelde zehirlemektedir. Kardeşliği, birliği ortadan kaldırmaktadır. Kürtlere düşmanlığı sürekli geliştirmektedir. Umuyoruz Türk devleti, hükümeti, özellikle de Türkiye’yi sevenler, yurtseverler, Türk halkı bu gerçeği görür, artık inkar-imha siyasetinin ısrarından vazgeçer, Kürtlerle tekrar bozulan ilişkiyi demokratik siyasi bir temelde kurmayı esas alır” diye belirtti.
‘Başka yol bırakılmadı’
Abdullah Öcalan’ın bütün yollar kapatıldığı için Kürt halkı, toplumu büyük bir tehlikeyle yüze kaldığı için mecburen demokratik siyasetin yolunu açmak amacıyla silahlı mücadeleyi geliştirdiğini belirten Cemil Bayık, “Silahlı mücadeleyi geliştirmenin dışında Kürtlerin kendini ifade edebileceği herhangi bir yol kalmamıştı, ortadan kaldırılmıştı. Demokratik siyaset yürütebilmek için kendi varlığını korumak gerekiyordu. Kendi varlığını koruyabilirsen ancak bu yolu açabilirdin” dedi.
Barış çabaları sabote edildi
Abdullah Öcalan’ın “Diriliş tamamlandı, sıra kurtuluştadır” sözünü hatırlatan Cemil Bayık, “Kürt sorunu artık silahlı mücadele zeminden çıkarıp siyasi demokratik bir zemine çekmek ve bu temelde Kürt sorunu çözmek istedi. 1993’te bunun adımlarını attı. Turgut Özal bu zemini yaratmaya çalıştı. Çünkü Turgut Özal gelişen hareketi bitirmek için büyük bir çaba sarf etti. Ama sonuçta bu tarzda sorunun çözülemeyeceğini gördü, Türkiye’nin zarar göreceğini anladı. Bu nedenle bu sorunu demokratik siyasal yöntemlerle bir biçimde çözmeyi amaçladı. Fakat Türk devletindeki zihniyet, inkar-imhaya dayalı olduğu için bunu sabote etti. Turgut Özal tasfiye edildi. Fakat Önder Apo bu amacından vazgeçmedi. Önder Apo, 1993’ten itibaren geliştirdiği değişim, dönüşüm ve yeniden yapılanmayı tamamladı. Hareketi yeniden yeni bir paradigmaya kavuşturdu. Ekolojik, kadın özgürlükçü, demokratik toplumu inşa paradigmasını geliştirdi. Tasfiyeyle karşılık verdiler. Hareketi tüketmeyi amaçladılar. Fakat hareket buna karşı da durdu ve Rêber Apo 2003’de, 2005’de, 2009’da, 2013’de bu çabalarını sürdürdü” dedi.
PKK rolünü oynadı
“PKK’nin tasfiyesi öyle yeni gündeme gelen bir olay değildir” diyen Cemil Bayık “Ta 93’ten beri başlayan, geliştirilen bir süreçtir. Çünkü PKK rolünü oynamıştır. Ayrıca PKK reel sosyalizm şartlarında kurulduğu için, reel sosyalizmin etkilerini de taşıdığından, Önder Apo’nun sosyalizm anlayışını geliştirme çabasında yeterli kalmadığı için ve bir de PKK artık rolünü tamamladığı için, kendisini aştığı için, büyük bir hareket ortaya çıktığı için yerini yeni bir örgütlenmeye ve mücadeleye bırakması gerekiyordu. İşte Önder Apo’nun hareketinin önüne koyduğu buydu. Bir türlü istenen düzeyde gerçekleşmeyince şimdi bunu gerçekleştirmek istiyor” diye konuştu.
‘Kürtlerin rolü belirleyici’
Abdullah Öcalan’ın herhangi bir pazarlık yapmayarak bu çağrıyı yaptığını belirten Cemil Bayık, “Çünkü Önder Apo şunu tespit etti: Artık Türkiye’deki koşullar, Ortadoğu’daki koşullar, hareketin geliştirdiği mücadele, bunun yarattığı sonuçlar böyle bir adımı atmasına imkan sunuyordu. Sadece Kürtler açısından değil, Türkiye için, Ortadoğu için, insanlık için bunu değerlendirdi. Ve şunu söyledi: ‘Eğer bana imkan tanırsanız, benim teorik ve pratik gücüm var, ben sorunu siyasi hukuki zemine çekip çözebilirim.’ Bunu çok net ifade etti. Kürt inkar ve imhası bırakılırsa, Kürt sorununun demokratik, siyasal çözümü yönünde adımlar atılırsa, bu herkesin yararına olacaktır. Türkiye bundan büyük kazanacaktır. Ortadoğu halkları, insanlık yine büyük kazanacaktır. Ortadoğu’da sonuç almak isteyen güçler açısından Kürtlerin desteği belirleyici bir konuma geldi. Kim ki Kürtlerin desteğini alırsa, o hem sorunlarını çözecek hem de sonuç alacak.
‘Başarı atılacak adımlara bağlı’
Yapılan çağrının başarısı Türkiye’nin atacağı adımlara bağlı olduğunu belirten Cemil Bayık, “Dünyada hiçbir sorun tek taraflı atılan adımlarla çözülmemiştir. Bunun örneği yoktur. Önder Apo kendisi açısından atılması gereken adımı attı ve dedi ki, ‘Ben bu sürecin sorumlusuyum, tarih sorumlusuyum, bunun garantörüyüm’ dedi. ‘Benim bu süreci ilerletmem için sizin bana bu imkanı tanımanız gerekiyor. Yani benim koşullarımın değiştirilmesi gerekir, bu İmralı sisteminin tasfiye edilmesi gerekir’ dedi.
“Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünün, özgür çalışma koşullarının sağlanması gerekir” diyen Cemil Bayık , “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin komisyon kurup anayasa ve yasalardaki bazı yasaları değiştirmesi gerekiyor. Ancak Önder Apo için, Kürtler için yasalar değişirse, özgür çalışma koşulları sağlanırsa, İmralı sistemi tasfiye edilirse o zaman bunu yapabilir. Yapması gereken budur. Ve herkesin de beklentisi bu yönlüdür. Bunu herkes de dile getiriyor. Sadece Sırrı Süreyya bunu dile getirmedi. Sırrı Süreyya herkesin gönlünde olanı, beyninde olanı dile getirdi. Türk devletinin bu adımları atması gerekiyor. Bu adımları atmadan Önder Apo’nun yapabileceği fazla bir şey yoktur. İmralı sistemin lağvedilmesi gerekiyor. İşte o zaman bu çağrının gerekleri yerine gelir” diye konuştu.
‘Yüke ortak olmak gerekir’
Tüm yükü Abdullah Öcalan’a yıkmanın doğru olmadığını belirten Cemil Bayık, “Artık bu yüke ortak olmak gerekiyor. Artık bu sürecin sorumluluğunu, inşasını üstlenmek gerekiyor. Önder Apo zaten kendi cephesinden gerekli sorumlulukları, görevleri üstlenmiş, yerine getirmenin çabasını yürütüyor. Bu çabaların sonuç verebilmesi için herkesin artık bu süreçteki görev ve sorumluluklarını görüp yerine getirmesi gerekir” dedi.
‘Kaygılar aşılacak’
Yaşanan kaygılara da değinen Cemil Bayık, “Eğer Kürt halkında, yine bazı dost çevrelerde yaşananlardan dolayı bazı kaygılar taşınıyorsa, bunun da anlaşılması gerekiyor, normaldir. Çünkü dediğim gibi büyük bedeller ödeyen, acılar yaşayan, bunun sonucunda büyük kazanımlar elde eden bir halktır, onun dostlarıdır. Elbette ki bunların zayıflamasını istemezler. Bunların daha da güçlendirilmesini, sonuca götürülmesini beklerler ve isterler. Önder Apo’nun yaptığı da budur. Bu kazanımları korumak, daha ileriye taşımaktır. Bunun böyle anlaşılması gerekir. Fakat giderek bu kaygıların aşılacağını ben düşünüyorum. Çünkü tarihimizde birçok kez bu kaygılar ortaya çıktı, halk kaygılar yaşadı ama daha sonra gördü ki gerçekten bu kaygılar boşunaymış. Çünkü her seferinde Önder Apo mücadeleyi daha da ileriye taşıdı, daha da büyüttü” diye belirtti.
Tarihi fırsat
Herkese çağrı yapan Cemil Bayık, “Önder Apo’nun geliştirdiği bu barış ve demokratik toplum çağrısını daha iyi anlamalarıdır. Önder Apo, bunu savunmalarında çok genişçe izah etmiştir. Yapılan çağrı metni bunların özeti biçimindedir. Bunun böyle anlaşılması gerekiyor. Önder Apo, tarihi bir fırsatı hem Kürt halkı, hem Türk halkı, hem insanlık için değerlendirmek istiyor. Mücadeleyi büyütmek, başarıya götürmek istiyor. Önder Apo’nun bu çabalarına destek verilmesi gerekir. Herkesin geçmişte olduğu gibi Önder Apo’nun etrafında birleşmesi, üstlendiği görev ve sorumluluğu paylaşarak mücadele ile bunu gerçekleştirmesi gerekiyor. Bu temelde mücadelesini eğer yükseltirse Önder Apo’nun eli güçlenecektir” diye konuştu.
‘Mücadelesi lekelenemez’
Abdullah Öcalan’ın geliştirdiği özgürlük ve demokrasi mücadelesinin büyük gelişmelere yol açtığını belirten Cemil Bayık, “Bazıları işte Apo, PKK herhangi bir şey topluma kazandırmadı, şimdi mücadeleyi geriye çekiyor, kazanımları tehlikeye atıyor’ gibi propagandaları, demin de belirttiğim gibi yeminli PKK-Önder Apo düşmanlarının yürüttüğü propagandalardır. Özel ve psikolojik savaşın yürüttüğü propagandalardır. Kürtler üzerinde hala inkar-imha siyasetinde ısrar edenlerin politikalarıdır. Ve bütün bu propagandaların, Önder Apo ve yürüttüğü mücadele gerçekliğini kavramasını önleyen, bunu bulanıklaştıran çabalardır. Bunların böyle anlaşılması gerekiyor” dedi.
HABER MERKEZİ