• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
12 Mayıs 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Geçmişten ders almak

23 Temmuz 2018 Pazartesi - 23:10
Kategori: Yazarlar

1983 yılında “Sol Birlik” adıyla; TKP, TİP,  TSİP, TKEP-Emeğin Birliği, TKSP-Özgürlük Yolu, PPDK-DDKD örgütlerinin bir araya gelerek faşist darbeye karşı ortak mücadeleyi amaçlayan, merkezi yurtdışında olan bir yapı oluşturuldu.Doğal olarak bu yapılanma o günlerde herkesin ilgi odağına girmişti. Kimileri,“bu tür revizyonist oluşumlarla devrimci mücadele verilemez” derken, kimileri de bu yapılanmayı yakından takip etmek, ona katkı sunmak gerekir diyerek ve kendilerince doğru bulup onu geliştirmek istedi. Amacım tarihçe anlatmak değil. Günümüz mücadelesine de katkısı olabileceğine inandığım bir yaşanmışlığa dikkat çekmek istedim:“Sol Birlik” oluştuktan bir müddet sonra ona katılmak isteyen gruplardan biri de “Kürt Özgürlük Hareketi” olur. Hareketin Avrupa temsilcisi, TKP İsviçre sorumlusuna gidip “Sol Birlik” çalışmalarına katılmak istediklerini iletir.O zaman TKP’nin İsviçre Sorumlusu Mehmet Boz,Antakyalı bir Arap komünistti. TKP’nin gençlik çalışmalarında bulunmuş, İGD’nin oluşum sürecine katılarak Merkez Yönetimi’nde görev almış bir militandı. Mehmet, gelen bu “talebi” o dönem birlikte çalıştığı TKP Politbüro Üyesi Sıtkı Coşkun’a iletir ve detaylı anlatır.

Mehmet Boz’la görüşen Hareketin “temsilcisi” şu an yaşamadığı için ismini yazma gereğini görmedim. Sıtkı Coşkun, olayı TKP Politbüro’suna götürür. Politbüro (PB) teklifi değerlendirirken uzun tartışmalar yaşar.Tartışmalardan sonra teklif TKP PB’da reddedilir. “Kürt Özgürlük Hareketi” Sol Birlik’e alınmaz.Veysi Sarısözen (Zaro) ve Alp Otman (Kaya) teklifi olumlu bulmalarına ve savunmalarına rağmen PB’da red ağırlıklı bir karar çıkar. PB’da red oyu kullanan üyeler sayısız gerekçeler ileri sürseler de, en dikkat çekeni ve belirleyici olanı,“Bu hareketi Sol Birlik’e alırsak bize, bunlar terörü destekliyor derler ve Parti örgütlerimiz (özellikle İzmir örgütü) tepki gösterip, dağılır” gerekçesi olur.O dönem TKP PB’sunda olan tek Kürt, Şeref Yıldız’dır. Şeref Yıldız da “red” diyenlerin başında yer alır ve “red” kararının çıkması için “cansiperane” bir biçimde çalışmaktan geri durmaz.Veysi Sarısözen ve Alp Otman olayın anlattığım biçimini doğrulamışlardı.O gün PB üyesi olan ve “red” diyenlerin içinde yeralan Orhan Yıldırım da Veysi ve Alp’i doğruladı.Ayrıca SBKP“TKP masası sorumlusu” bu kararı doğrulayanlardandı. Kararın orijinali Moskova’daki TKP arşivlerinde bulunuyor.

Kürt Özgürlük Hareketi’nin “Sol Birlik”e katılım isteğinin birçok gerekçe gösterilerek reddedilmiş olmasına karşın gerçek nedeni şimdi daha iyi görüyorum. Kimilerine göre zorlama ve çok abartı bir değerlendirme olacak ama ben düşüncemi söylemeyi görev görüyorum: Bence bu talebin “reddedilmesinin” en önemli nedeni, henüz ana rahmine bile düşmemiş, embriyon dahi olamamış, ama günümüzde büyük bir seçenek olmayı başarmış “Demokratik-Kürt” paradigması olmuştur.Yeni bir arayış doğuyordu. Bu doğum, ne “Sol Birlik”içinde yer alan sol partiler gibi “şabloncu,” durağan,tekrara dayanan, gelişim için yeni fikir söylemekten kaçan,“komintern” anlayışına sahip partiler, ne de özgürleşmeyi sadece coğrafik temelde ele alan ve “özgürleştirdikleri” coğrafya üzerinde hegemonik davranan ve demokratik bir ulus yaratma fikrinden uzak, kendi aralarında masa başı anlayışları tercih eden Kürt partilerinden oluşan, özcesi aynı kültüre sahip yapılardı. Klasik Sol partiler hegemonik ve statükocu anlayışa sahiptiler. Kimseyi kendi “alanına” sokmadıkları gibi, kendi alanını da demokratikleştirmek için uğraşmıyorlardı. Yetenek ve üretkenlik anlayışına dayalı bir kadro seçme politikası yerine,“güvenilirlik” kuruntusuna dayalı bir anlayış egemendi.

Kürtler açısından ise modeli Güney Kürdistan oluşturuyordu.Oysa görece olarak “özgürleşen” Kürdistan coğrafyası KDP,YNK başta olmak üzere kimi Kürt partileri arasında bölüştürülmüş, herkes kendi bölgesinde hükümranlık sürdüyor ve asla dipten gelen bir dalgayla halkın demokratik mevzi kazanması istenilmiyordu.“Demokratik ulus” olma uğraşları hayallerinde bile yoktu. Bugün de Kerkük’ün kaybedilmesinde bu anlayışın payı büyük olmuştur. Bu yaşanmışlıktan nasıl bir ders çıkarılacaktır? Özellikle HDP, bu yaşanmışlıklarda neleri deneyim haline getirecektir? HDP kimliği altında tüm “bileşenler”(başta “Kürt bileşeni”) olmak üzere demokratik-ulus ya da başka isimler altında olsa da geliştirilen özgürlük programını şeffaf, objektif, katkıcı ve cesaretle tartışarak herkesin içine sindirebileceği ve herkesin katkısıyla gelişeceği politik ortamı yaratmak zorundadır.Daha da önemlisi ulusal kökenlerine bakmadan aydınlara, gazetecilere, bilim insanlarına, meslek kuruluşlarına, sendikacılara yaratıcı fikirler üzerinde kafa yorma görevi düşmektedir.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Evlilik gibi bir hata

Sonraki Haber

Nükleer yatırım beş yılda dip yaptı

Sonraki Haber

Nükleer yatırım beş yılda dip yaptı

SON HABERLER

Birlik, demokratik toplum inşasında rol alacak

Birlik, demokratik toplum inşasında rol alacak

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

Ruşen Seydaoğlu: Barış kadınlar için önemli bir eşik

Ruşen Seydaoğlu: Barış kadınlar için önemli bir eşik

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

Özerk manzaralar: Yol filminde dağlar

Ağlamak gülmenin kardeşidir

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

Dinlemekten korkma!

Bu yaşadığımız cehennem değilse nedir?

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

Öcalan’a hayırlı-hayırsız çağrı hakikate vesiledir

PKK’nin 12. Kongresi: Tarihsel bir dönüm noktası

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

Zulme Karşı Direnmek

Bir son değil, dönüşüm

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

çözümü toplumsallaştırmak

başka bir türklük mümkün

Yazar: Yeni Yaşam
12 Mayıs 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır