• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
27 Kasım 2025 Perşembe
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Veysi Sarısözen

İktidar savaşları ve Karar Gazetesi

27 Kasım 2025 Perşembe - 23:00
Kategori: Veysi Sarısözen, Yazarlar
Muhalefet yol ayrımında

Sütre gerisine gizlenmiş çözüm ve Kürt düşmanları başlarını çıkarmaya başladı. Karar Gazetesinde birkaç yıldır “tonton dede” kılığında gizlenen Ahmet Taşgetiren, “İslamcı-liberal” gömleğini kaldırıp çöpe attı, sütre gerisinden fırlayıp, Zafer Partisi’nin, İyi Parti’nin ve aşırı “ulusalcı”ların cephesindeki yerini aldı. Yani “laikçilerin” safında.

Geçen gün makalesinin başlığı “Apo anıtı yontuluyor”du. Özetlemeye bile değmez, en Kürt düşmanı faşistlerden birinin yazısını al, üst üste koy, bütün kelimeler birbirinin aynıyla üstteki kağıda çıkar.

Yazının önemi Karar Gazetesi’nde uzlaşmaz bir ayrışmayı gözler önüne sermesi.

Karar gazetesinin en önemli yazarlarından Yıldıray Oğur, kısa bir süredir TBMM komisyonu ile ilgili çok önemli yazılar yazıyor. Yazılarında doğal olarak katılmadığım birçok görüş var. Ama şu anda Oğur çözüm düşmanı çevrelere, ben de dahil, hiçbirimizin üstesinden gelemediği, olgulara ve sağlam argümanlara dayalı cevaplar veriyor.

İşte “tonton” görünümlü, “dinci-şovenist” Ahmet Taşgetiren son yazısında Oğur’un yazısından alıntı yaparak onun ağzının payını vermeye kalktı.

İzninizle Yıldıray Oğur’un son yazısından uzun bir alıntı yapacağım:

“Bölgede yakın tarihin en büyük altüst oluşu yaşanırken, İran Ortadoğu’dan evine doğru geri çekilip, İsrail bölgedeki altı ülkenin başkentini bombalayan askeri bir tehdit haline gelirken, ABD Suriye’den ve Irak’tan çekilme planları yaparken, Filistin’i Lübnan’ı, Suriye’yi dizayn etmek için ABD özel temsilcileri atanmışken, Macron bile bölgede hegemonya peşinde koşarken Türkiye ne yapmalıydı?

Sınırımızın hemen karşısındaki silahlı PKK örgütünün bütün bu alt üst oluşta kimin tarafında kalacağı belirsizken, Türkiye’de bu örgütün milyonlarca taraftarının olduğu malumken, Türkiye’nin kendi sınırlarındaki bir adada 26 yıldır hapis yatan Öcalan’la diyalog kurmasına karşı çıkanların önyargıları ürpertici ve çıldırtıcı türden bir güvenlik zaafı olabilirdi.”

Bu satırlar Apo ve PKK karşıtı olan bir “gerçek gazetecinin” yazısından alınmıştır. Ben Başkan Apo’yla demokratik uzlaşmaya giren devletin de aynen Oğur gibi düşündüğüne kalıbımı basarım.

İşte “Tonton dede” kılığında liberal sipere sızmış “dinci-şovenist” Taşgetiren Oğur’un bu satırlarına, onun yazısından alıntı yaparak, ama tahrip de ederek, Gobbels hortlasa onun yazamayacağı kadar Kürt düşmanı bir ajitasyon yazısıyla saldırmış. Saldırmadan önce yazdıkları Müsavat Dervişoğlu’ndan ve Ümit Özdağ’dan kopya. Bu kopyaların sonunda şöyle yazmış:

“Bölgede yakın tarihin en büyük altüst oluşu yaşanırken…. Türkiye’de milyonlarca taraftarı bulunan bir örgütün olduğu malumken Öcalan’la diyalog kurulmasına karşı çıkanların vizyonsuzluğu ve küçük dünyası insanı ürpertecek türde”imiş.”

Sahtekar, sakalından utan. Oğur “vizyonsuzluktan ve küçük dünyadan” değil, (onlar da var ama) “güvenlik zaafından” söz etmiş. Oğur, “güvenlik zaafı” görüyor ve “tüyleri ürperiyor.” Bizimkinin sakalında ise kıl kıpırdamıyor.

Oğur bu Taşgetiren’i diline dolasa kepaze eder etmesine de, bizim bu gazeteyi tam ortasından bölen sebebi araştırmamız yerinde olur.

Bu, aslında ismi anılmaya değmez adamların sütre gerisinden başlarını çıkarmaları ve çözüm sürecine karşı “süngü tak, ileri” komutuyla siperlerden fırlamaları “Allah, Muhammed, Ali inancının verdiği iman kuvvetinden” değil.

AKP ve CHP arasındaki “iktidar kavgasından” …

Süreç devletin Öcalan’la yaptığı uzlaşmanın süreci. Şu anda AKP-CHP arasındaki iktidar kavgası sona erse, bu “tonton dede” o anda devletin önünde secdeye kapanırdı. Oğur’un yazısının altına da imza atardı. Kim bilir kaç rekat da şükür namazı kılardı.

Ben buradan yazılarını zevkle okuduğum genç kardeşim Yıldıray Oğur’a bir öneride bulunmak istiyorum. Lütfen yazılarından birinde şöyle bir çağrıda bulun:

“Sayın Erdoğan ve Sayın Özel, aranızdaki iktidar savaşı, sizin de devletiniz olan devletin Türk-Kürt savaşını bitirme yolunda, büyük riskler yüklenerek başlattığı barış ve demokrasi sürecini çıkmaza sokuyor. Birinizin ak dediğine diğeriniz, bu iktidar savaşını kazanmak için hayır diyor. İmralı’ya gidene “teröristin ayağına gitti” diyorsunuz. Gitmeyene “terörsüz Türkiye” istemiyor diye çemkiriyorsunuz. Ordumuz gerillayla savaştı. Binlerce şehidimiz var. Annelerimiz ağladı. Ordu, polis, MİT, diplomasi acısını bağrına bastı onlar da evlat annesi, babası. İşin garibi, asıl onların evlatları öldü. Ama Öcalan’la uzlaştılar. Size ne oluyor? Aranızda kan mı var? Sayın Erdoğan, sayın Özel, aranızdaki hesaplaşmayı ülke barışa ve demokrasiye kavuştuktan sonra görün. Beni Taşgetiren’le karşı karşıya getirmeyin. Sayın Erdoğan sen CHP’ye karşı darbeden vazgeç hapistekilerin tutuksuz yargılanmasını sağla. Yargı elinde. Özgür Özel, sen de buna karşılık, şimdilik Erdoğan’ı erken seçimle devirmeyi ertele, mitinglerine son ver. Örgüt elinde”.

Sen bu kadar söyle genç kardeşim, gerisini ben söylerim. Derim ki, “Yıldıray Oğur güzel konuştu, biz sadece konuşmakla yetinemeyiz. Türk’ü, Kürd’üyle, bu iktidar savaşlarından bıkmış usanmış olan yoksul halkı “Kahrolsun iktidar savaşları, yaşasın barış” diye Taşgetiren’in “süngü tak ileri” dediği faşist siperlere karşı “hurra” diyerek hücuma geçmeye çağırırız. “

Nasıl olur?

“Çok güzel olur.”

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Buluşmanın kararlılığı, yaşamın diplomasisi

Sonraki Haber

Ankara’da gıda zehirlenmesi şüphesi: 154 kişi hastaneye kaldırıldı

Sonraki Haber
Ankara’da gıda zehirlenmesi şüphesi: 154 kişi hastaneye kaldırıldı

Ankara’da gıda zehirlenmesi şüphesi: 154 kişi hastaneye kaldırıldı

SON HABERLER

Ankara’da gıda zehirlenmesi şüphesi: 154 kişi hastaneye kaldırıldı

Ankara’da gıda zehirlenmesi şüphesi: 154 kişi hastaneye kaldırıldı

Yazar: Yeni Yaşam
27 Kasım 2025

Muhalefet yol ayrımında

İktidar savaşları ve Karar Gazetesi

Yazar: Heval Elçi
27 Kasım 2025

Devrimde buluşmak

Buluşmanın kararlılığı, yaşamın diplomasisi

Yazar: Heval Elçi
27 Kasım 2025

PKK’nin 47. kuruluş yıldönümü ve tarihi dönüşümler

PKK’nin 47. kuruluş yıldönümü ve tarihi dönüşümler

Yazar: Heval Elçi
27 Kasım 2025

‘Nerede bir hak ihlali varsa Tahir oradaydı’

‘Nerede bir hak ihlali varsa Tahir oradaydı’

Yazar: Bedri Adanır
27 Kasım 2025

Tarihsel hakikatten dersim gerçeğine

Resmileşmiş inkarın gölgesinde: CHP, devlet aklı ve demokratik müzakerenin ontolojisi

Yazar: Heval Elçi
27 Kasım 2025

Maduro’dan Hava Kuvvetlerine ‘hazır olun’ talimatı

Maduro’dan Hava Kuvvetlerine ‘hazır olun’ talimatı

Yazar: Yeni Yaşam
27 Kasım 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır