Pakrat Estukyan ve Enver Peker, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla başlayan Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ni değerlendirdi
Demokratik Birlik İnisiyatifi’nin Mêrdîn’de düzenlediği “Mezopotamya’da Halklar, İnançlar ve Demokratik Ortak Yaşam Konferansı”, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nı temel alarak Kürt sorununun demokratik çözümü ve bir arada yaşama iradesini masaya yatırdı. Kürt, Arap, Süryani, Ermeni, Türk, Mihellemi halklarının yanı sıra Müslüman, Hristiyan, Êzidî, Sünni ve Alevi temsilcilerinin katıldığı etkinlikte, kitlesel katılım ve hınca hınç dolu salon, çatışmaların bedelini ödemiş toplumun barış ihtiyacını simgeledi. Katılımcılar, hükümetin ve Meclis’in kanuni düzenlemelerle sorumluluk almasını talep ederek, ulus-devlet anlayışının terk edilip eşitlikçi bir geleceğin inşasını vurguladı.
‘Bir şey yapmamız lazım’
Agos Gazetesi Ermenice Sayfalar Sorumlusu Pakrat Estukyan, konferansın coğrafyadaki bir arada yaşama bilincinin derinliğini gösterdiğini belirterek, “Barış ekmek-su kadar temel; çatışmalarda kayıp verenler ‘barış’ diyor, savaş söylemleri boş laf” dedi. Öcalan’ı siyaset bilimini yeniden şekillendiren bir ideolog olarak niteleyen Pakrat Estukyan, onun bir arada yaşama reçetelerinin önyargılardan arınılarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Demokratik toplumun evrensel bir gereklilik olduğunu, Gazze’deki devlet terörünün bunun somut göstergesi olduğunu söyleyen Pakrat Estukyan, iktidarın kendi görevini çoktan belirlediğini, toplumsal barışın iktidarın mevzusu olmadığını ifade ederek şunları söyledi:
“Bizim bir şey yapmamız lazım. İnancımızı yitirmememiz, birbirimize yaslanmamız ve karşıtlarımızın düştüğü hataya düşmememiz gerekiyor. İnsanları kimliğiyle değil, sözüyle değerlendirmemiz, sözünün değeri varsa ciddiye almamız, sözünün değeri yoksa zaman kaybetmememiz gerekiyor. Zamanımızın tanığıyız ve sorumlusuyuz da. Eğer, bugün zorbalar halen iktidar sürdürüyorlarsa bunda benim de sorumluluğum var. Torumun bana ‘Bunlar yaşanırken, sen ne yaptın’ diye sorduğunda bunun cevabını verebilmem gerekir.”
‘Süreç kanuni eşitlikle somutlaşmalı’
Süryani Protestan Kilisesi Pastörü Enver Peker ise Mêrdîn’in farklılıkların kenti olarak konferansa ev sahipliği yapmasının değerli olduğunu belirterek, sorunların diyalogla çözülmesi gerektiğini söyledi. Barış masasında geçmiş suç ve günahların değil, geleceğin konuşulmasını savunan Enver Peker, “Nasıl birlikte yaşanır, bunu tartışmalıyız; yeni yaşam söylemle değil, kanunla olur” dedi. Dil haklarının evde serbest olup Meclis’te yasaklanmasının ikiyüzlülük olduğunu kaydeden Enver Peker, ulus-devlet anlayışının kalkması, kardeşlik söyleminin kanuni eşitlik ve dil engellerinin kaldırılmasıyla somutlaşması gerektiğini belirtti. Abdullah Öcalan’ın çağrısını ve silahlı sürecin sona ermesini kıymetli bulduğunu söyleyen Enver Peker, “Büyük sorumluluk hükümet ve Meclis’te; kanuni düzenlemeler yapılmazsa süreç sözde kalır. Barış hepimizi olumlu etkileyecek” diye ekledi.
Konferans, Abdullah Öcalan’ın fikirleriyle şekillenen barış sürecinin, farklı kimliklerin ortak iradesiyle kanuni adımlarla taçlandırılması gerektiğini pekiştirerek, Mezopotamya’da demokratik ortak yaşamın yol haritasını çizdi.
Kaynak: MA