• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
19 Kasım 2025 Çarşamba
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Gündem Güncel

Şêx Seîd kuşağının son idamı: Sadînê Telhe

19 Kasım 2025 Çarşamba - 10:35
Kategori: Güncel, Manşet
Şêx Seîd kuşağının son idamı: Sadînê Telhe

Sadînê Telhe, Şêx Seîd davasından hüküm giyen ve cezası tamamlanmak üzereyken infaz edilen son kişiydi. Bu tarihi olay, cumhuriyet rejiminin kendisine boyun eğmeyi reddeden son direnişçinin bile varlığını kabul edemediğini gösteriyordu

Yaşananlar, Türkiye Cumhuriyeti’nin erken dönem inkar siyasetini mühürleyecek trajik bir onur anına sahne oldu. Bir yıl önce Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün cezaevini ziyareti sırasında, cezaevi avlusunda Sadînê Telhe (Sadîn Ağa), yasaklanmış Kürt kimliğinin sembolü olan geleneksel kıyafetiyle dimdik duruyordu. İnönü’nün sert emri (“Çıkar o elbiseyi”), sadece bir giysiyi değil, bir halkın kimliğini ve ruhunu teslim etme çağrısıydı. Sadînê Telhe’nin cevabı ise, “Bu elbise benim kimliğimdir, onu çıkaramam” oldu.

Hikayeyi destansı ve trajik kılan en kritik gerçek şuydu: Sadînê Telhe, 1925 Şêx Seîd Ayaklanması davası, Xoybûn ve Cemiyetê Şîmal Kurdistan davalarından hüküm giyen ve cezasının son demlerini doldurmak üzere olan bir mahkumdu. Cezasının infazı bitmek üzereyken, bir cumhurbaşkanı emriyle asılarak hayatına son verildi. Sadînê Telhe, Şêx Seîd ile yola çıkıp idam edilen en son kişiydi.

Kanîreş’ten Amerika’ya, Sadîn Ağa’nın hikayesi

Sadînê Telhe, Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılmaya yüz tuttuğu bir dönemde, Kanîreş’in (Karlıova) Ezîzan köyünde doğdu ve Kürdistan’ın köklü aşiretlerinden Cibran’ın Swêr koluna mensuptu.

İlk eğitimini çocukluk yıllarında, 1914’te Bedlîs’te Osmanlılara karşı ayaklanan ve idam edilen Mele Selîm’in medresesinde aldı. Medrese eğitimiyle birlikte, Mele Selîm’in yanında siyasi ve kültürel bilinci pekişti.

Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra, dönemin önemli Kürt liderlerinden Miralay Halit Bey (Cibranlı Halit Bey) eğitim alması için onu İstanbul’a gönderdi. İstanbul’da modern eğitim ve siyasetle daha yakından tanıştı. Cibranlı Halit Bey Almanya’da eğitim görmesini istese de Sadînê Telhe, bir Ermeni arkadaşıyla birlikte Amerika Birleşik Devletleri’ne gitmeyi tercih etti.

Amerika’da iki yıl boyunca askeri okulda eğitim aldı. Yine arkadaşıyla birlikte fırın açarak ticaretle uğraşmaya başladı ve iş hayatına adım attı. Hem eğitim süreci hem de yurt dışı tecrübesi, Sadînê Telhe’yi hem kendi halkının dilini ve kültürünü iyi bilen hem de dünyadaki modern siyasi olayları takip eden bir Kürt aydını haline getirdi.

Siyasi faaliyetleri ve gazete hayali

Cumhuriyetin ilk yıllarında, Cibranlı Halit Bey’in çağrısıyla, Kürt halkının hak taleplerinin tartışıldığı ve örgütlenildiği bir dönemde ülkesine dönerek siyasi faaliyetlere başladı. Hem İstanbul’da hem de bölgedeki Kürt ileri gelenlerle yakın ilişkiler kurdu. Özellikle Şêx Seîd ve oğlu Ali Rıza ile çok yakın ilişki içindeydi.

Sadînê Telhe’nin en büyük hedeflerinden biri, Kürtlerin sorunlarını kamuoyuna duyuracak bir gazete çıkarmaktı. Mezopotamya isimli bir gazete çıkarmak için çalıştı; bu konuda Bêrtî aşiretinin liderlerinden Hecî Zilfiyê Ûso’dan finansal destek sözü de aldı. Ancak yeni kurulan cumhuriyetin hızla merkezileşmesi ve Kürt kimliğine yönelik baskılar, bu kültürel ve siyasi girişimin hayata geçirilmesini engelledi.

1925 ayaklanması ve direnişi

1924 yılında Miralay Halit Bey tutuklanınca, Sadîne Telhe’nin hayatında yeni bir dönem başladı. Halit Bey’i cezaevinden kaçırmak için bazı Kürt ileri gelenleriyle birlikte yoğun bir faaliyet yürüttü; ancak 1925’te başlayan Şêx Seîd Ayaklanması ile birlikte artık herkes için siyasetin ve mücadelenin seyri kökten değişti.

Miralay Halit Bey’in tutuklanmasıyla başlayan siyasi tasfiye süreci, ayaklanmanın patlak vermesiyle geri dönülmez bir varoluş savaşına dönüştü. Sadînê Telhe için artık gizli örgütlenme ve kaçırma planları sona ermiş, kendisini doğrudan cephede, aleni bir direnişin içinde bulmuştu. Bu, onun için entelektüel siyasetten silahlı mücadeleye geçişin kaçınılmaz kırılma noktasıydı. O andan itibaren Sadînê Telhe’nin kaderi; sürgün, siyasi çalışmalar ve kimliğinden asla taviz vermeyeceği onurlu bir sonla mühürlenmişti.

Ayaklanma sırasında Çewlîk (Bingöl) ve Gimgim (Varto) cephelerinde fiilen yer alan Sadînê Telhe, ayaklanma bastırılınca teslim olmayı asla kabul etmedi. Eşi Cemile Hanım ile birlikte dağların zorlu koşullarında direnişi sürdürdükten sonra Binxetê’ye (Suriye’ye) geçiş yaptı. Bu yolculuk, sadece canlarını kurtarmak için bir firar değildi; aynı zamanda Kürtlük ruhunu ve direniş birikimini, ulus-devletin tasfiye çabalarından koruyarak sınır ötesine taşıyan tarihi bir yolculuktu.

Xoybûn’un kuruluş toplantısında

Halep, Şam ve Beyrut şehirleri, ulus-devlet tasfiyesinden kaçan Kürt aydınları ve siyasetçileri için o dönemde yeniden toparlanma ve entelektüel bir sığınağa dönüşmüştü. Burada, 1927 yılında Beyrut’ta kurulan Xoybûn örgütü, Kürdistan hareketini aşiret ve dini yapının dışına çıkararak modern bir siyasi mücadele zeminine oturtma çabasının bir dönüm noktasıydı. Sadînê Telhe de örgütün kuruluş toplantısına katılmış, o dönemde Celadet Bedirxan, Memduh Selîm Beg, Zaza Yado, Şêx Fexrî ve nice Kürt direnişçisi ve aydınıyla birlikte yer almıştı. Onun hem medrese hem de modern eğitimden gelen geniş bilgisi, farklı görüşler arasında denge kurmak ve diplomasi faaliyetleri yürütmek için büyük bir avantajdı.

Tek fotoğraf ve sembolik modernleşme

Sadînê Telhe’nin bilinen tek fotoğrafı, Xoybûn’un kuruluşu sırasında çekilmiştir. Bu karede, eşi Cemile Hanım’ın ilk kez modern giyimli olarak yer alması dikkat çeker. Bu görüntü, Sadînê Telhe’nin siyasi çalışmalarında modern siyaset vizyonunun da bir yansımasıdır.

Xoybûn’un kuruluşundan sonra Sadînê Telhe’nin sürgün yılları, yoğun bir siyasi ve diplomatik mücadele dönemiydi. Xoybûn’un desteklediği Agirî Ayaklanması’na uluslararası destek sağlamak, onun başlıca görevi olmuştu. Sadînê Telhe, bu amaçla sürekli Avrupa’ya seyahat etti. Orada çeşitli Avrupa devletleri ile temas kurmak ve Kürt davasını uluslararası arenaya taşımak için yoğun çalışmalar yürüttü.

Geri dönüş misyonu: Direniş ve gizli belgeler

Sadînê Telhe, Xoybûn saflarındaki mücadelesi ve sürgünde geçen yılların ardından, Agirî Ayaklanması’nın devam ettiği ve baskının arttığı 1929 yılında dönme kararı aldı. 1928’deki genel af yasal bir zemin sunsa da cumhuriyet rejimine güvenmediği için eşi Cemile Hanım’ı ve çocuklarını Halep’te bıraktı. Ülkeye tek başına dönerken, yanında Mûş’tan gelip Halep’e yerleşen ve aslen babası Ermeni, annesi Kürt olan Baro bulunuyordu.

Sadînê Telhe’nin hedefi açıktı: Agirî Ayaklanması devam ederken, Şêx Seîd döneminden kalma ve dağlarda direnişi devam ettiren kişi ile gruplarla gizlilik içinde ilişki kurarak siyasi faaliyetleri yeniden örgütlemek ve direnişi canlandırmak. Bu misyonun somut kanıtları ise yakalandığında üzerinde çıkan, Xoybûn Cemiyeti’nin belge ve bildirileriydi.

Sadînê Telhe, içinde örgüt belgelerini gizlediği özel gümüş bir kırbaç taşıyordu. Ayrıca Bağdat’ta, Şêx Seîd’in oğlu Şêx Alirıza ve diğer Kürt ileri gelenlerinin kurduğu söylenen “Cemiyetê Şîmal Kurdistan” mührünü de beraberinde getirdiği ve bunların da yakalandığı aktarılmaktadır. Bu gizli belgeler, onun dönüş amacının yeni bir mücadele alanı oluşturmak olduğunun da kanıtıydı.

İhanet ve kanıtlar

Siyasi çalışmalarını sürdürürken Sadînê Telhe’nin kaderi bir ihanetle değişti. Sık sık ihbar edilen Sadînê Telhe sürekli gözlem altında tutuluyor ve çalışmaları adım adım takip ediliyordu.  Devlet, zaten pusuda beklediği Sadînê Telhe için bir ihbar sonucu Ezîzan köyüne ani bir askeri baskın düzenledi.

Yakalanma sürecinde ele geçirilen kanıtlar, o dönem rejimin baskılarının şiddetini gözler önüne seriyordu. Ani baskın sırasında köyde Amîne isimli yaşlı bir kadın bildirileri sakladı, ancak köyün dışında bu durumu fark eden askerler, Amîne’ye ağır işkenceler yaptı. Bu işkenceler sonucunda bildiriler ele geçirildi.  Amîne, bu olayla ilgili yaşlı olduğu halde yıllarca mahkemelere gidip geldi.

Diğer kanıt ise, Baro’nun sorgusu sırasında ortaya çıktı. Baro’ya uygulanan ağır baskı neticesinde, bakışlarıyla işaret ettiği ve ilk bakışta asa gibi görünen gümüş kırbacın içinden mühür ve Xoybûn’a ait diğer belgeler de bu şekilde ele geçirildi.

Yargı sürgünü ve son hesaplaşma süreci

Sadînê Telhe dışında sürgünden dönen çok sayıda Kürt ileri geleni de gözaltına alınmıştı. Sadîne Telhê, Çewlîk’e (Bingöl), oradan da Erzirom’a götürüldü. Yine “Cemiyetê Şîmal Kurdistan” üyeliği ve kuruculuğu ile suçlanan Şêx Seîd’in çocukları Alirıza ve Selahattin Fırat, Miralay Halit Bey’in kardeşi Ahmet Bey ve bazı diğer kişiler de aynı kapsamda gözaltına alınmıştı.

Dava sürecinde Kürt ileri gelenleri Trabzon’a, oradan da Ankara’ya gönderilerek yargılanmaya başlandı. Sadînê Telhe de bu dava kapsamında Ankara’da gerçekleşen yargılanmanın sonunda tutuklanarak Erzurum Cezaevi’ne geri gönderildi.

Bu hesaplaşma sürecinde, Şêx Seîd’in oğlu Şêx Selahattin Fırat, gözaltındaki abisi Şêx Alirıza’nın infaz edileceğini öngörerek büyük bir fedakarlıkla siyasi faaliyetlerin tümünü üstlendi ve 10 yıl cezaevinde kaldı. Dönemin Cumhuriyet gazetesi bu davayı, ele geçirilen belgelerin “Xoybûn cemiyetinin Ağrı Dağı hadisesinde sıkı bir rabıtası olduğunu” iddia ederek manşete taşımıştı. Yargılama süreci uzun yıllara yayıldı ve 1925’te başlayan mücadelenin 1930’lara taşınan son hesaplaşması olarak tarihe geçti.

Sivas Cezaevi ve yeni ölüm kararı

Sadîne Telhe, Erzurum’da yedi yıl hapis yattıktan sonra Sivas Cezaevi’ne gönderildi. Cezası daha sonra yarı açık cezaevine dönüştürüldü. Ancak tutsaklığının 11. yılında yeni bir yargılama ve ölüm cezasıyla yüzleşti. “Türkiye Cumhuriyeti topraklarının bir kısmını hükümetin elinden çıkarmak için cemiyet kurmak” iddiasıyla hakkında verilen idam kararı, 27 Haziran 1941 yılında TBMM’ye gönderildi.

1941’de Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Sivas’a bir ziyaret için gelmişti ve bu kapsamda Yarı Açık Cezaevi’ni de teftiş etmişti. Hapishane avlusunda, üzerinde Kürt ulusal kıyafeti (şal û şapik) ile dolaşan Sadînê Telhe’ye gözleri takılmıştı. İnönü, hemen yetkililere bunun kim olduğunu sormuş, yetkililer de, onun Sadîn Ağa olduğunu söylemişti.

Sadînê Telhe’den elbisesini çıkarması istendiğinde cevabı kararlı ve netti: “Bu elbise benim kimliğimdir, onurumdur; çıkarmam.”  Bu onurlu duruş karşısında öfkelenen İnönü, “Bu iti derhal asın!” talimatını vermişti.

İnönü’nün talimatıyla hızlanan dosya, Haziran 1942’ yeniden TBMM’ye getirildi. Mecliste, 12 yıl cezaevinde olan birinin idam edilmesinin adil olmadığı ve buna itirazlar olsa da Erzurum milletvekilliği yapan Fevzi Daldal ve diğer bazı İnönü’ye yakın milletvekillerin yaptığı konuşmalar ile ikna turlarıyla oylamada Sadînê Telhe’nin idamı onaylandı. İdam kararı 8 Haziran 1942’de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi ve birkaç gün sonra da cezası infaz edildi.

O, 1925 Şêx Seîd Ayaklanması davasından hüküm giyen ve cezası tamamlanmak üzereyken infaz edilen son kişiydi. Bu tarihi olay, cumhuriyet rejiminin kendisine boyun eğmeyi reddeden son direnişçinin bile varlığını kabul edemediğini gösteren, siyasi bir tasfiye ve yargısız infaz olarak Kürt halkının hafızasına kazındı.

Sadînê Telhe’nin cenazesi, tıpkı o dönemde idam edilen birçok Kürt siyasetçi ve liderininki gibi ailesine asla verilmedi ve gizlendi. Onun bilinmeyen mezarı, devletin hafıza silme politikasının acı bir kanıtı olarak kaldı. Kimliği uğruna ölümü ise Kürt siyasal ve direniş hafızasında onur manifestosu olarak yer aldı.

Kaynak: İshak Dursun / ANF

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Demokratik Birlik İnisiyatifi Eşsözcüsü: Beklenen adımlar atılmalı

Sonraki Haber

Saadet Partisi Grup Başkanı Kaya: Yasal düzenlemelerin zamanı

Sonraki Haber
Saadet Partisi Grup Başkanı Kaya: Yasal düzenlemelerin zamanı

Saadet Partisi Grup Başkanı Kaya: Yasal düzenlemelerin zamanı

SON HABERLER

Abdullah Öcalan’a gönderilen araştırma raporları iade edildi

Abdullah Öcalan’a gönderilen araştırma raporları iade edildi

Yazar: Heval Elçi
19 Kasım 2025

KESK’ten miting çağrısı: Savaşa, ranta değil halka bütçe

KESK’ten miting çağrısı: Savaşa, ranta değil halka bütçe

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
19 Kasım 2025

Akbelen’deki orman kıyımı maden sahasının dışına taştı

Akbelen’deki orman kıyımı maden sahasının dışına taştı

Yazar: Heval Elçi
19 Kasım 2025

Riha’da işkence edilen çocuk yaşamını yitirdi

Riha’da işkence edilen çocuk yaşamını yitirdi

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
19 Kasım 2025

Hilal Özdemir’i katleden failin 24 suç kaydı varmış!

Amed ve İstanbul’da kadın katliamı

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
19 Kasım 2025

Mazlum Ebdi: Esad dönemindeki merkezi sisteme dönülmesine izin vermeyeceğiz

Mazlum Ebdi: Esad dönemindeki merkezi sisteme dönülmesine izin vermeyeceğiz

Yazar: Bedri Adanır
19 Kasım 2025

Saadet Partisi Grup Başkanı Kaya: Yasal düzenlemelerin zamanı

Saadet Partisi Grup Başkanı Kaya: Yasal düzenlemelerin zamanı

Yazar: Heval Elçi
19 Kasım 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır