• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
4 Ağustos 2025 Pazartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Yaşamaya borcumuz-Özge Yurttaş

13 Ekim 2019 Pazar - 23:46
Kategori: Yazarlar

Üzerinden 4 yıl geçti. 10 Ekim’de bir barış mitinginde IŞİD saldırısıyla 103 insanımızı kaybettik. O gün o miting alanında olan, kendi gelemese de aklı kalbi orda olan ve hayatta kalan hiçkimse bir daha eskisi gibi olamadı. Yitirdiklerimize olan borcumuz gibi yaşıyoruz bu hayatı. En çok da unutturmamak ve hesap sormak için.

Geçtiğimiz hafta başta katliamın yaşandığı Ankara Garı olmak üzere ülkenin dört bir yanında anmalar gerçekleşti. Bugünden bakınca kaybettiklerimizi anmak, katiller ve bu katliamda payı olanların hesap vermesini sağlamak öncelikli görevimiz. Her yıldönümünde sanırım çoğumuzun bilinci ve vicdanında bu görevi ne denli layıkıyla yerine getirip getirmediğimiz sorusu yankılanıp duruyor. Muhtemelen bu yıl her zamankinden daha fazla bu muhasebeyi yaptık çünkü 2019 10 Ekim’inde yeni bir savaşın eşiğindeydik.

10 Ekim’de Türkiye’nin dört bir yanından gelen binlerce kişi neden toplanmıştık o meydanda? 7 Haziran seçimlerini kaybeden AKP’nin çözülme ve gerilemesini durdurmak için savaş seçeneğini masaya koyması üzerine “barış” demek üzere buluşmuştuk. Aradan 4 yıl geçti, AKP daha çok yenildi, daha hızlı çözüldü ve daha çok ölüm gördük. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve şimdi bir yenisi “Barış” Pınarı…

Savaşın ne denli kötü bir şey olduğunu yazmanın hiç gereğinin olmadığı bir andayız. Yaşıyoruz, görüyoruz ve sızım sızım kanıyoruz. Fakat bugün bu savaşa onay verenlerin bir kısmına, Meclis’te AKP’nin yarattığı atmosferi dağıtma zorluğu yerine “vatanseverlik” sıfatına sarılma kolaylığına kaçanlara bir hatırlatma yapmanın tam yeri ve zamanı. 10 Ekim’de yitirilenleri anıp Meclis’te tezkereye evet oyu verenler, sosyal medyada, yazılarında 10 Ekim’de kaybedilenleri anıp bu amansız savaşı onaylayanların yas tutmaya hakkı olduğunu düşünmüyorum.

Savaş kararının hangi ihtiyaçlarla neden alındığı ve nasıl icra edildiği konunun uzmanı yazarlar, gazeteciler ve araştırmacılar tarafından uzunca anlatıldı. Ayyuka çıkmış bu gerçekliği bir de benim yazmama gerek yok. Ama hatırlatmamız gerek bir şey var ki 10 Ekim’de o meydanda buluşanlar DİSK, KESK, TMMOB ve TTB tarafından yapılan şu çağrıya kulak verip Gar Meydanı’nda toplanmıştı: “…Gelin bir saniye bile ertelemeden barışa ve kardeşliğe birlikte sahip çıkalım. Yüreği barıştan yana atan herkesi 10 Ekim’de Ankara’da barışa ses vermeye çağırıyoruz!”

İşte bu yüzden şimdi AKP’nin bizi sürüklediği bu bilinmezliğe karşı ses çıkaramayan ama 10 Ekim’de ölenleri ananların siyasal basiretsizliğine eyvallah deyip geçemeyeceğiz. Meclis’te “içimiz yanarak evet” oyu vereceğiz diyen CHP, sınırlarını AKP’nin çizdiği bir hareket alanına hapsolduğunu bir kez daha gösterdi. Rakibin kendisini hapsettiği savunma alanının dışına çıkamayan futbol takımlarının dahi yenilmeye, ligde havlu atmaya mahkûm olduğu bir dünyada ana muhalefet partisinin bu kararının siyasi sonuçlarını varın siz düşünün. Ayrıca CHP’nin ve kimi muhalif isimlerin AKP’nin çektiği çizginin makbul tarafında kalması demokratik muhalefetin tek sorununun AKP iktidarının yıkıcı politikaları olmadığını gösteriyor.

Pir Sultan “İlle dostun bir tek gülü yaralar beni” dizeleriyle meşhur nefesinde şöyle de der: “Dar günümde dost düşmanım belli oldu. Bir derdim var idi, şimdi elli oldu.”

Dertlerimiz elli olsa da dileğimiz tek: Barış. O gün hayatta kalan herkesin bu dileği gerçek kılmak için çabalamaya devam etmek gibi bir sorumluluğu var. Bu sorumluluk 10 Ekim’de sesi, nefesi kesilen yol arkadaşlarımıza olan borcumuz ve böylesine büyük bir borcun kefareti olmaz.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Popülizm, demokrasi ve neofaşizm: İki deneme

Sonraki Haber

Çimentocular büyüyor yaşam zehirleniyor

Sonraki Haber

Çimentocular büyüyor yaşam zehirleniyor

SON HABERLER

Yeni dönem

Rojava’ya yönelik saldırı ve tehditler

Yazar: Yeni Yaşam
4 Ağustos 2025

Kürtlerin pabuçları kirli mi?

‘Bir cisim’ yaklaşırken…

Yazar: Yeni Yaşam
4 Ağustos 2025

Zulme Karşı Direnmek

Krizlerin ötesinde bir çözüm arayışı

Yazar: Yeni Yaşam
4 Ağustos 2025

Mazlum Abdi: Suriye değişime mecbur, değişim olacak

Mazlum Abdi: Suriye değişime mecbur, değişim olacak

Yazar: Yeni Yaşam
4 Ağustos 2025

Kadın yaşarsa dünya değişir; kastik katile karşı varoluş mücadelesi

Entegrasyonu uyum ve mücadele ilişkisinde tanımlamak

Yazar: Yeni Yaşam
4 Ağustos 2025

ittifak

keşke olmasaydı

Yazar: Yeni Yaşam
4 Ağustos 2025

Gazze de yaşanan vahşet daha ne kadar görünmez olacak!

Gazze de yaşanan vahşet daha ne kadar görünmez olacak!

Yazar: Yeni Yaşam
4 Ağustos 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır