• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
3 Ekim 2025 Cuma
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Ata binen Üsküdar’ı geçecek mi?

14 Temmuz 2020 Salı - 00:05
Kategori: Yazarlar

Pratik iki durum var: birincisi, iktidar meclis çoğunluğuna yaslanarak çıkardığı kanunlarla ülkeye bir dizayn veriyor. Kendi zorbalığına yasal zeminler hazırlıyor. Baro yasasında görüldüğü gibi bu yasaları çıkarmakta çok aceleci davranıyor. Baro yasasını; sosyal medya, kıdem tazminatı ve diğer odaları hedef alan bir dizi düzenleme takip edecek. Neredeyse tüm tepkileri yok sayarak çıkarılan yasalarla, rıza üretme potansiyelini yitirmiş iktidarın, kendi varlığını zora dayanarak kalıcı hale getirmek istediği görülüyor. Bu nedenle baroyu hedef alan saldırı sadece savunmaya dair değildir ve iktidar sadece kendi karşısında direnen barolara diz çöktürmek istemek gibi bir taktikle hareket etmemektedir. Aynı zamanda çok küçük bir azınlık desteğine dayanarak ülkeyi yönetebileceği bir sürecin taşlarını döşüyor. Yine aynı sebepten, baroyu hedef alan saldırıda sadece avukatların direniş göstermesi ciddi bir ikilem olarak toplumsal muhalefetin karşısında duruyor.

İktidar, bir yandan kendi çekirdek tabanını motive edecek Ayasofya gibi düzenlemeler yapıyor. Dikkat edilirse, son süreçte iktidar uygulamaları giderek en çekirdek tabanın dini hassasiyetlerini ve tarihsel korkularını canlandırmak üzerinden yürütülüyor. Bir yandan başörtüsü üzerinden mağduriyet edebiyatı yeniden canlandırılarak eski korkular kaşınıyor, öte yandan 27 Mayıs, Ayasofya gibi gündemlerle Kemalizm’e karşı büyük mücadele görüntüsü veriliyor. Bir yandan fetih edebiyatı diriltiliyor, öte yandan kendisinin kaybetmesi ile onunla iktidar olan tabanının tüm kazanımlarını kaybedeceği anlatılıyor. Ayasofya sadece gündem değiştirmenin malzemesi değildir. Ayasofya esas olarak iktidarın kendini kalıcı hale getirmesinin ciddi bir figürüdür.

İktidar, çekirdek tabanın en derin korkularını ayağa kaldırmak ve hülyalarını canlandırmak için toplumun sinir uçlarını saldırı altına almış durumda. Bu saldırı dalgası büyüyerek ve derinleşerek devam edecektir. Erdoğan, kendisini yeni kurucu olarak tarif ediyor ve tabanına pazarlıyor. İktidar sözcülerinin verili düzenle hesaplaşmayı Tanzimat Dönemi’ne kadar götürmeleri bundandır. Kabul edilmesi gereken olgu, bu kuruculuk misyonunun arkasında devletin derin yapılarının desteğinin ve yönlendirmesinin bulunduğu gerçeğidir. Erdoğan üzerinden, meclis çoğunluğuna yaslanarak kalıcı açık bir diktatörlük inşa ediliyor.

İkinci durum birincisi kadar hatta bundan daha tehlikeli bir pozisyon alışa dairdir. Tüm muhalif yapılarda hâkim olan hava, iktidarın yıkılmak üzere olduğu, bu yüzden saldırganlaştığı tespitidir. Muhalif odaklar bu nedenle iktidarın hassasiyetlerine dokunmayan ve sokakta devlet ile karşı karşıya gelmekten uzak duran bir siyaset izlemektedir. İktidarın kaybettiği ve bu yüzden saldırganlaştığı doğrudur. Ama bu saldırganlık üzerinden kendisini kalıcı hale getirmek istediği gerçeği de doğrudur. Bu nedenle saldırganlık, kaybetme korkusunun verdiği bilinçsiz bir öfkeden değil ciddi hesaplara dayanan siyasal bir plandan kaynaklanmaktadır. Toplumsal muhalefete hâkim olan bekleme siyaseti ölümcüldür. Baro eylemleri bunun tipik göstergesidir.

Bütün eylem boyunca barolar kendilerine yönelik saldırıya karşı kurdukları savunma hattını siyaset üstü gösterme çabasına girmişlerdir. İktidarla karşı karşıya geliş tamamen hukukun yok edilmesi söylemine dayandırılmıştır. Oysa iktidar doğrudan siyaset marifetiyle verili hukuku yıkarken yeni bir hukuk kurmaktadır ve bu hukukun içerisinde kendisine biat etmeyen hiçbir kurumun yeri yoktur.

İktidarın seçimde yıkılacağı beklentisi, onun yapabileceklerinin hafife alınmasına yol açmaktadır. Kurgulanmış darbe, mühürsüz oyların geçerli sayılması, İstanbul seçimlerinin iptal edilmesi ve kayyum uygulamaları göz ardı edilmemelidir. Bütün bunlar iktidarın varlığını korumak adına ne kadar tehlikeli hamleler yapabileceğini göstermektedir. Kendiliğinden yıkılmaya bırakmak, saldırı altındaki kitleleri yalnızlığa terk etmek anlamına gelecektir.

Mücadelenin verili hukuk ve parlamento duvarları arasına sıkıştırılması, iktidara istediği düzenlemeleri yapması için zaman kazandırmaktadır. Toplumsal muhalefet ve onun öncüleri vakit geçirmeden bu saldırı dalgasına karşı birleşik sokak mücadelesinin koşullarını yaratmak durumundadır. İktidarın alternatifi, onun çizdiği sınırlar içerisinde tarif edilemez. Ata binenin Üsküdar’ı geçmesine seyirci kalmak geri dönüşsüz bir hata olacaktır.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

Alelacele bir vicdan aranıyor!!!

Sonraki Haber

Salgın bitmiyor, önlemler gevşetiliyor

Sonraki Haber

Salgın bitmiyor, önlemler gevşetiliyor

SON HABERLER

‘Serok Apo özgürleşmeden Suriye, İran, Irak ve Türkiye’de barış olmaz’

‘Serok Apo özgürleşmeden Suriye, İran, Irak ve Türkiye’de barış olmaz’

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
3 Ekim 2025

Wan’daki yurttaşlar: Yasal adımlar atılmalı, komisyon Öcalan’la görüşmeli

Wan’daki yurttaşlar: Yasal adımlar atılmalı, komisyon Öcalan’la görüşmeli

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
3 Ekim 2025

Antropolog Özbudun: ‘Demokratik toplum’a karşı Türkiye ‘terör’ sorunu diyor

Antropolog Özbudun: ‘Demokratik toplum’a karşı Türkiye ‘terör’ sorunu diyor

Yazar: Heval Elçi
3 Ekim 2025

Enflasyon verileri açıklandı: ENAG yüzde 63,23 dedi TÜİK yüzde 33,29

Enflasyon verileri açıklandı: ENAG yüzde 63,23 dedi TÜİK yüzde 33,29

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
3 Ekim 2025

Şeker pancarı hasadı: Ektiğimiz ürün masrafını kurtarmıyor

Şeker pancarı hasadı: Ektiğimiz ürün masrafını kurtarmıyor

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
3 Ekim 2025

GABB’dan kadın raporu: Kadınlar, yoksulluk ve şiddetle yüz yüze

GABB’dan kadın raporu: Kadınlar, yoksulluk ve şiddetle yüz yüze

Yazar: Reyhan Hacıoğlu
3 Ekim 2025

Anne ve 2 oğlu karakol yakınında katledildi: Planlı bir infazdı

Anne ve 2 oğlu karakol yakınında katledildi: Planlı bir infazdı

Yazar: Heval Elçi
3 Ekim 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır