• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
12 Kasım 2025 Çarşamba
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar

Zirvedeki krizin ardından

26 Temmuz 2020 Pazar - 00:35
Kategori: Yazarlar

AB devlet ve hükümet başkanları zirvesinde baş gösteren krizin “cimri dörtlüye” tavizler verilerek çözülmesinin ve AB tarihinin en kapsamlı malî paketinin kabul edilmesinin ardından ortaya çıkan görüngüler Franko-Alman Avrupası’nın zorlanacağına işaret ediyor. Gerçi Merkel, “zor oldu, ama sonunda uzlaşmamız önemliydi” diyerek zirvedeki krizin başarıyla çözülmesini öne çıkartıyor, ama Avrupa Parlamentosu’nun (AP) bütçeye henüz onay vermemesi, ihtilafların şiddeti artarak devam edeceğini gösteriyor.

Franko-Alman Avrupası’nın pandeminin ekonomik sonuçlarına yanıt olarak geliştirdiği malî çerçeve ilk bakışta AB’nin reaksiyon yetisini kaybetmediğini kanıtlıyor. Her ne kadar AP’nda “adalet sisteminin bağımsızlığı ve basın özgürlüğü” gibi değerler gerekçe gösterilerek malî pakete direnileceği sinyali veriliyor olsa da AP’nun zirve kararlarına fazla direnemeyeceği şimdiden belli. Çünkü AP onay vermeyi ne kadar uzatırsa, AP milletvekillerinin seçildikleri üye devletler için öngörülen milyarlık yardımların ödenmesi o denli gecikecektir. Bunu hiçbir milletvekili göze alamaz. AP dişsiz bir kaplan olarak sembolik direniş göstermektedir o kadar. Nihâyetinde yardımlara ihtiyacı olan üye devletlerin ulusal parlamentoları da onay vererek 1,8 trilyonluk AB bütçesinin sonbaharda yürürlüğe girmesini sağlayacaklardır. O açıdan Merkel-Macron ikilisinin istediklerini elde ettiklerini söyleyebiliriz.

Ancak bu gerçek başka bir gerçeği, yani Franko-Alman Avrupası’nın karşı karşıya kaldığı devasa meydan okumaların zorlamalarını yok etmiyor. Telgraf stilinde sıralamaya çalışırsak, şöylesi bir tablo önümüze çıkmaktadır:
Bir kere AB üyeleri, bilhassa Kuzey ülkeleri ile Doğu Avrupa’daki üyeler arasında aşılması güç çelişkiler birikmektedir. Brexit sonrasında Polonya, Macaristan ve Baltık ülkelerinin ABD’nin “Truva atları” hâline gelmeleri bu çelişkileri derinleştirmektedir.

İkincisi, ABD ve ÇHC arasında hiddetlenen Soğuk Savaş, ABD’nin İran’a ve Nord Stream Boru Hattını taşıyan ülkelere yönelik yaptırım tehditlerini artırması ve genel olarak salt kendi çıkarlarına göre hareket ediyor olması, henüz askerî olanaklarını geliştirememiş olan AB’nin hareket alanını daraltmaktadır.

Üçüncüsü, Alman emperyalizminin NATO’da hamiliği üstlendiği ikili olan Yunanistan ve Türkiye arasındaki ihtilafların derinleşmesi, Doğu Akdeniz sorununun çetrefilleşmesi ve Türkiye’nin Libya’daki adımlarıyla Fransa’nın bölgedeki stratejik çıkarlarını zedelemesi, Fransa ve Almanya arasında anlaşmazlıklara yol açmaktadır.

Dördüncüsü, pandeminin yol açtığı sosyal sorunların Avrupa metropollerinde sokak çatışmalarıyla kendisini ifade etmesi ve hükümetlerin bu gelişmeye artan polis devleti tedbirleriyle yanıt vermesi, toplumsal rıza üretiminin giderek zorlaşacağına işaret etmektedir.

Nihâyetinde beşincisi, iktisadî ve siyasî ittifak koşullarındaki dünya çapında görünen değişimler, tedarik zincirlerinin kısaltılma çabaları, korumacı engellemeler, ulusal ekonomilere devasa maddî yatırımların yöneltilmesi ihracat ülkeleri olan Almanya ve Fransa’nın çıkarlarına ters düşmektedir.

Sonuç itibariyle tasvirde eksik kalan bu tablo Franko-Alman Avrupası’nın başa çıkması gereken meydan okumaların büyüklüğünü göstermektedir. Merkel-Macron ikilisinin dayattıkları devasa bütçenin bu meydan okumalara yeterli olabileceği ise son derece şüphelidir. Görünen o ki, AB zirvelerinde krizler devam edecek, çünkü krizler henüz zirveye ulaşmadı.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

On parmakta on marifet ama yine de duvarcı*

Sonraki Haber

İdeolojik simge: Ayasofya

Sonraki Haber

İdeolojik simge: Ayasofya

SON HABERLER

İnfaz Kanunu kaldırılmalı

İnfaz Kanunu kaldırılmalı

Yazar: Heval Elçi
12 Kasım 2025

Türkiye ateşle oynuyor

Anayasa yoksa

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
12 Kasım 2025

Karanlıktan şafağa; abime, barışa dair

Karanlıktan şafağa; abime, barışa dair

Yazar: Heval Elçi
12 Kasım 2025

Halkın sanatçısı olmak

Süreç karşıtlığı ve bilişsel çelişki

Yazar: Heval Elçi
12 Kasım 2025

Amûdê sineması yeniden doğuyor: Bellekten direnişe yolculuk

Amûdê sineması yeniden doğuyor: Bellekten direnişe yolculuk

Yazar: Nazlı Buket Yazıcı
12 Kasım 2025

Andrés Felipe: Kürt mücadelesi Kolombiya’da ilham kaynağı

Andrés Felipe: Kürt mücadelesi Kolombiya’da ilham kaynağı

Yazar: Heval Elçi
12 Kasım 2025

Wan’da 223 işçinin direnişi 104’üncü gününde: Direnişimizden asla vazgeçmeyeceğiz

Wan’da 223 işçinin direnişi 104’üncü gününde: Direnişimizden asla vazgeçmeyeceğiz

Yazar: Yeni Yaşam
12 Kasım 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır