Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Bilmez, CPT raporunun İmralı tecridinin derinleştiğini teyit ettiğini vurgulayarak, ‘CPT’nin oyalamalara dur demesi ve Türkiye’yi uluslararası arenada teşhir etmek için harekete geçmeli’ dedi
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlarından İbrahim Bilmez, Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT), 2019 yılında İmralı Cezaevi’ne yaptığı ziyarete ilişkin yayınladığı raporu ANF’den Zeynep Kuray’a değerlendirdi.
Raporun İmralı’da uygulanan tecridin gün geçtikçe derinleştiğini teyit ettiğini vurgulayan Bilmez, avukat ve aile görüşmelerine dair aylık bilgilendirme talep eden CPT’ye hükümetin vereceği cevabın ne olacağının ise merak konusu olduğunu söyledi.
‘Temel haklarda sürekli bir geriye gidiş var’
Bilmez, CPT’nin 2019 Mayıs’ında İmralı’ya gerçekleştirdiği ziyaret 15 Şubat 1999’dan bu yana İmralı’ya yaptığı sekizinci ziyaret olduğuna dikkat çekerek; “Bu son raporda da gördüğümüz gibi, CPT’nin gerçekleştirdiği tüm ziyaretlere ilişkin raporlarında önemli tespitleri, tavsiyeleri ve eleştirileri var. Fakat şunu da çok iyi biliyor ve yaşıyoruz; 21 yıldır İmralı’da hiçbir şey düzelmedi. Tersine tüm temel haklarda sürekli bir geriye gidiş var. Yani aslında Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve hükümetinin yapması gereken, hatta imza attığı sözleşmeler nedeniyle yapmakla mükellef olduğu birçok konu var. İşte Türkiye bu yükümlülükleri yerine getirmemek için her yolu deniyor. Bitmek tükenmek bilmez yargısal ve idari sorunlar yaratarak mevzuatın, yani kanunların, yönetmeliklerin, genelgelerin kör kuyusuna çekmek; sonu gelmez yazışmalara, bürokrasiye boğarak işleri içinden çıkılmaz hale getirmeye çalışmak gibi. İşte bu noktada sürekli eleştirdiğimiz husus, CPT’nin bu tarzı 21 yıldır tanıyamamış olması ya da görmezden gelmesidir. Bu da 21 yıldır Türkiye’ye yeni hukuksuzluklar yapma ve bu politikayı sürdürme cesareti vermektedir” dedi.
‘Rapor tecridi teyit etmekte’
Yayınlanan son raporda da CPT’nin yaptığı çok önemli tespitler, eleştiriler ve hükümetten talepler olduğunu söyleyen Bilmez, “Bir kere rapor genel olarak İmralı’da uygulanan tecridi ve bu tecridin bizim sürekli söylediğimiz gibi gün geçtikçe derinleştiğini teyit etmekte. İkinci olarak belki de ilk kez somut bir şekilde hükümetten, avukat ve aile görüşmelerine dair aylık bilgilendirme talep etmektedir” dedi.
‘Türkiye oyalama taktiğini kullanıyor’
Sözlerinin devamında Bilmez şu ifadeleri kullandı: CPT ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi nezdinde yaptığımız tüm başvuru ve girişimlere rağmen, Türkiye bu konuda bugüne kadar hiçbir adım atmamıştır. Üstelik Bakanlar Komitesi, AİHM kararlarının yürütülmesinden, yerine getirilmesinden sorumlu olan ve bu konuda yetkisi de olan yegâne resmi kurumdur. Türkiye burada da bahsettiğimiz aynı oyalama taktiğini kullanagelmiştir. CPT’nin talep ettiği aylık bilgilendirmelerde Türkiye’nin bu konuda neler söyleyeceğini de bekleyip göreceğiz. Sonuç olarak söylediğim gibi önemli olan artık CPT’nin bu oyalamalara dur demesi ve Türkiye’yi uluslararası arenada teşhir etmek için harekete geçmek gibi tüm seçeneklerin masada olduğunu Türkiye’ye ciddi bir şekilde göstermesidir.
Covit-19’la ilgili talepler
CPT’nin yayınladığı 2019 Mayıs ziyaretine ilişkin Bilmez, Kürt kamuoyundaki haklı kaygıların giderilmesini sağlayacak bilgilere yer verilmesini beklediklerini vurgulayarak; “Tecrit devam ettiği ve biz hiçbir şekilde müvekkillerimizden haber alamadığımız için CPT’ye gönderdiğimiz 17 Nisan 2020 tarihli ve ağırlıklı olarak Covit-19’la ilgili raporumuzdaki taleplerimiz ve CPT’ye çağrımız devam ediyor. Kısa bir süre sonra İmralı’daki gelişmelere dair yeni raporumuzu da CPT’ye gönderip taleplerimizin takipçisi olmaya devam edeceğiz. Burada da yine CPT’nin Türkiye’den bundan sonra istediği aylık bilgilendirmeler ve CPT’nin bu bilgilendirmeler karşısındaki tavrı, duruşu önem arz edecektir” ifadelerini kullandı.
‘İmralı’ya yeni bir ziyaret olmalı’
Son olarak Bilmez, şunları belirtti: CPT’nin 2020 yılında İmralı’yı ziyaret edip etmediğine ya da bu yıl içerinde bir ziyaret gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceğine dair bir veri bulunmuyor elimizde. Fakat son ziyaretin üzerinden 15 aylık bir süre geçmiş olması ve CPT’nin son raporunda bizzat kendisinin de söylediği gibi, Türkiye’nin önceki raporlarda belirtilmiş düzeltmelerin hiçbirini yapmamış olması hasebiyle artık İmralı’ya yeni bir ziyaretin zamanının çoktan geldiğini, hatta geçtiğini söyleyebiliriz. Tabii salgının beraberinde getirdiği tehlikeleri ve bilinmezlikleri de burada hesaba katmak gerekir.
HABER MERKEZİ