• İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
5 Temmuz 2025 Cumartesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
ABONE OL!
GİRİŞ YAP
Yeni Yaşam Gazetesi
JIN
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Güncel
    • Yaşam
    • Söyleşi
    • Forum
    • Politika
  • Günün Manşeti
    • Karikatür
  • Kadın
  • Dünya
    • Ortadoğu
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Emek
  • Yazarlar
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Tümü
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Yeni Yaşam Gazetesi
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Özgür Müftüoğlu

Kürt düşmanlığı AKP’ye kazandırır!

10 Eylül 2022 Cumartesi - 00:00
Kategori: Özgür Müftüoğlu
1 Mayıs!

Özgür Müftüoğlu

Bir ülke düşünün enflasyon oranlarında, gelir eşitsizliğinde, çalışan yoksulluğunda ve çalışanlara yönelik hak ihlallerinde dünyada ilk sıralarda yer alan; halkının çoğunluğu açlığa sürüklenmiş, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik sistemleri çökmüş; gençleri, orta yaşlıları, eğitimlileri eğitimsizleri iş bulamadığından ya da insanca çalışma ve yaşama koşulları olmadığından, yurtdışına kapağı atma telaşı içinde olsun ve gün geçmesin ki “devletin en üst kademelerinde yer alanlarla hırsızlık, yolsuzluk, uyuşturucu kaçakçılığı ve bilimum suç şebekeleri arasındaki ilişkiler” ortaya dökülmesin…

Yirmi yıldır tek başına iktidarda olan bir siyasi iradenin yönettiği bir ülkede, bu tablonun o irade dışında bir sorumlusu olabilir mi? Halkın “kendisine tüm bunları yaşatan siyasi iradeyi değiştirmek istemesi”nden daha doğal ne olabilir?

Yukarıdaki tablo -fazlası var eksiği yoktur- bugünün Türkiye’sini resmetmektedir. Bu tablo bir anda değil, onlarca yılda adım adım ortaya çıkmış, ancak bu tablonun ortaya çıkmasını engelleyecek halk iradesi ortaya konulamamıştır. Yüz yıllık cumhuriyet döneminde halka -ideolojik ve baskı aygıtları kullanılarak- devletin bekâsının, kendi iradesinden üstün olduğunun kabullendirilmesi bunun nedenlerinden biridir. Bununla ilişkili diğer bir nedense halkının seçim sandığı dışında iradesini ortaya koyacak mekanizmaları (sokak eylemleri, boykot, genel grev vs) kullanma geleneğinin/becerisinin olmamasıdır. Bugüne kadar siyasi iktidarlar, devlet yönetimiyle birlikte ele geçirdikleri baskı aygıtları, propaganda araçları ve benzerleri aracılığıyla “devletin bekâsının halkın iradesinden üstün olduğu” algısını körüklemiş ve seçim sandığı dışındaki irade beyanı yollarını baskılayarak iktidarlarını devletle de özdeşleştirmiş ve kendi iktidarlarının bekâsı için halkın iradesini yok saymıştır.

Türkiye -erken, zamanında ya da gecikecek de olsa- bir seçim sürecinin içindedir. Yirmi yıldır iktidarda olan ve son beş yıldır otokratik rejimi inşa eden AKP, MHP ile kurduğu ittifak ile kendi bekâsının devletin bekâsıyla özdeş olduğu algısını güçlendirmek istemektedir. Bunun karşısında ise “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” savunusuyla otokratik rejime son vermeyi istediğini iddia eden Millet İttifakı ile demokrasi, insan hakları ve özgürlükleri parlamenter sistemle sınırlamadan savunan Emek ve Özgürlük İttifakı vardır.

Bu siyasi yapılaşma içinde yaşamın doğal seyrine uygun olan, yukarıdaki tablonun müsebbibi olan AKP’nin ilk seçimde iktidardan uzaklaşmasıdır. Gerek kamuoyu yoklamaları gerekse sokakta açık biçimde görünen, AKP’nin toplumsal desteğini kaybettiği ve toplumun geniş kesimlerinde artık iktidardan uzaklaştırılması konusunda bir ortak düşüncenin oluştuğudur. Ancak son günlerde Millet İttifakı içinde yaşanan tartışmalar, “toplumu ayrıştırarak sağlanabilen” devletin bekâsı anlayışının -geçen yüz yılda olduğu gibi- bugün de halkın iradesini yok saymanın gerekçesi haline getirileceğini göstermektedir.

Bu tartışmaların son örneği, CHP’li Gürsel Tekin’in bir televizyon programında yöneltilen “İktidar olursanız HDP’ye bakanlık verecek misiniz?” sorusuna verdiği “Yasal olarak faaliyet gösteren partileri kafamıza göre lanetleyemeyiz, cüzzamlı muamelesi yapamayız. 7 milyona yakın vatandaşımız oy veriyorsa saygı duyacağız. Elbette HDP’ye bakanlık verilebilir.” yanıtı üzerine yaşandı.

Gürsel Tekin’in bu sözlerine İYİ Parti’den sert tepkiler geldi. Meral Akşener bu tepkiler üzerine “HDP’nin olduğu masada biz olmayız. Bizim olduğumuz masada da HDP olmaz. Bu hassasiyetimiz devam edecek.” dedi. Ancak Akşener’in bu sözleri ikna edici olmamış ki İYİ Parti Yozgat İl Başkanı “’PKK’ya bakanlık verilebilir.’ diyen bir zihniyetle aynı masada olmayı kabullenmem mümkün değildir.” diyerek istifa etti.

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Tekin’in açıklamasını “Kendi kişisel görüşleridir. CHP’nin böyle bir görüşü yoktur. Buna altılı masa karar verecektir. Altılı masada kimler vardır, son derece açık. Dolayısıyla bu meselenin bu kadar tartışılmasını anlamak mümkün değil.” sözleriyle eleştirdi. Kılıçdaroğlu ise bir taraftan “Hiç kimsenin kimliğini, yaşam tarzını, inancını sorgulamadan bu ülkede herkesin 85 milyon insanın huzur içinde yaşayacağı bir Türkiye’yi inşa etmeye çalışıyoruz.” derken diğer taraftan üzerinde çalışıldığını belirterek konuyu yine altılı masaya havale etti.

Görünen odur ki, seçim süreci yaklaştıkça HDP ile yan yana gelme meselesi, Millet İttifakı içindeki gerilimi arttıracak, Kürt düşmanlığı üzerinden ayrımcılığın körüklendiği “devletin bekâsı” anlayışı, bir kez daha halkın iradesini ezmek için kullanılacaktır. AKP halkı açlığa, yoksulluğa sürükleyen; yolsuzluğun arsızlığın ayyuka çıktığı Türkiye tablosundaki sorumluluğunu, Millet İttifakı içinde yaşanan gerilim sayesinde örtbas ederek bunu, otokratik iktidarını sürdürmenin fırsatına dönüştürmeye çalışacaktır. Ama nihai olarak sonucu belirleyecek olan, “körüklenen ayrımcı zihniyet karşısında halkın kendi iradesine ne ölçüde sahip çıkacağı” olacaktır.

PaylaşTweetGönderPaylaşGönder
Önceki Haber

105 bin öğrenci üniversiteye kayıt yaptırmadı: Gerekçe ekonomik

Sonraki Haber

Sao Paulo gemisi ve savaş hazırlıkları!

Sonraki Haber
Sao Paulo gemisi ve savaş hazırlıkları!

Sao Paulo gemisi ve savaş hazırlıkları!

SON HABERLER

Kadın ve erkek oluşun hakikati ve yöntemi

Kadın ve erkek oluşun hakikati ve yöntemi

Yazar: Yeni Yaşam
5 Temmuz 2025

Suriye’de ‘yeni düzen’ ve Rojava

‘Terörsüz Türkiye’ söylemi ve Kürt sorunu

Yazar: Yeni Yaşam
5 Temmuz 2025

Direniş başarıldı, sıra demokratik toplumun inşasında (1)

Direniş başarıldı, sıra demokratik toplumun inşasında (1)

Yazar: Yeni Yaşam
5 Temmuz 2025

Sınıf değil, komün ve devlet çelişkisi: Öcalan’ın Marksizme eleştirileri

Sınıf değil, komün ve devlet çelişkisi: Öcalan’ın Marksizme eleştirileri

Yazar: Yeni Yaşam
5 Temmuz 2025

Munzur ve Pülümür nehirleri kirletiliyor

Munzur ve Pülümür nehirleri kirletiliyor

Yazar: Yeni Yaşam
5 Temmuz 2025

Mesele Suriye’nin özgürleşmesi mi küresel ekonomiye entegrasyonu mu?

İşçi sınıfının açlıkla imtihanı

Yazar: Yeni Yaşam
5 Temmuz 2025

Demokratik Toplum Buluşmaları: Sürece sahip çıkmalıyız

Demokratik Toplum Buluşmaları: Sürece sahip çıkmalıyız

Yazar: Yeni Yaşam
4 Temmuz 2025

  • İletişim
  • Yazarlar
  • Gizlilik Politikası
yeniyasamgazetesi@gmail.com

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

E-gazete aboneliği için tıklayınız.

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Tümü
  • Güncel
  • Yaşam
  • Söyleşi
  • Forum
  • Politika
  • Kadın
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kültür
  • Emek-Ekonomi
  • Ekoloji
  • Emek-Ekonomi
  • Yazarlar
  • Editörün Seçtikleri
  • Panorama
    • Panorama 2024
    • Panorama 2023
    • Panorama 2022
  • Karikatür
  • Günün Manşeti

© 2022 Yeni Yaşam Gazetesi - Tüm Hakları Saklıdır